MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlar, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla ve hürmetle selamlıyorum ben.

Anayasa'ya aykırılıkla ilgili 6'ncı maddedeki genel zabıta görevi verilmesinde belirlilik ilkesi olmadığı için Anayasa'ya aykırı yani buradan müphem subjektif bir kavram var, objektif değil.

İki: Değerli Başkanım, madde 20'de, değerli milletvekili arkadaşımızın belirttiği gibi, mirasçılık belgesi... Çoğu zaman bazı insanlar miras kalan aracın nerede olduğunu bilemiyor, haberi dahi olmayabiliyor ve haberi olmayan araçtan dolayı miras kalmışsa ve haberi olmadığı hâlde bu cezanın kesilmesi hem mülkiyet hakkının ihlali hem de Anayasa'mızdaki adil yargılanma hakkı açısından bir ihlal teşkil eder, Anayasa'yla çelişir bu. Yani onun için bu 20'nci maddedeki o mirasçılarla ilgili hüküm hakikaten riskli bir hüküm.

Üç: Madde 21, tescilsiz ve hurda araçların trafiğe çıkarılması. Burada orantılılık açısından hurda araç ile sadece tescilsiz araç arasındaki tehlike düzeyi farklıdır. Cezanın aynılaştırılması burada eşitlik ve orantılılık ilkesiyle çelişmektedir.

Madde 23'te, burada, sahte, okunamaz, plakasız araç... Şimdi, değerli arkadaşlar, otoban gibi vesaire belki "Bu yollar temiz." diyebilirsiniz. Yani Değerli Valimiz ülkenin değişik yerlerinde Kaymakamlık yaptı, Valilik yaptı. Şimdi, yağmur yağdı ve o araçların arka...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Tanal, bunlar esasa ilişkin değil mi?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Anayasa'yla ilgili Beyefendi, esasla ilgisi yok.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Tanal, şu anda Anayasa'ya aykırılığı tartışıyoruz.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - E, Anayasa'ya aykırılığı... Ben size Anayasa'nın deyimini söylüyorum.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Geneli üzerinde de ben daha sonra size söz vereceğim.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Değil üstat, Anayasa'ya aykırılığı söylüyorum.

"Ölçülülük, orantılılık" diyor, Anayasa'mızın 13'üncü maddesindeki ifadesini kullanarak söylüyorum ben, farklı bir kavram söylemiyorum.

Geliyoruz, madde 23'te yine aynı şekilde, burada şu söyleniliyor: "Sahte, okunamaz plaka..." vesaire. Okunamaz plakadan kastımız, yağmur yağdı, aşırı yağış var; o yollardaki çamur nedeniyle arkaya sıçrıyorsa hakikaten okunamayan duruma gelen plakalar var. Bu kasıt olmayacak şekilde, bu şekilde oluyor, olmuyor değil. Şimdi bu maddeyi motamot olarak uyguladığımız zaman kasıt olmayan ve yağmur yağışı nedeniyle kışın çoğu yerde de okunmayabiliyor. Burada bir belirlilik yok, mümkünse bu kavramı belirli hâle getirmek lazım. Madde 23 yine burada Anayasa'mızdaki belirlilik ilkesine aykırılık teşkil ediyor.

Madde 25'te yine aynı şekilde buradaki müeyyide ağırlaştırılmış olup yine ölçülülük ve belirlilik ilkesine aykırılık teşkil ediyor.

Geliyoruz, Madde 31'de ağırlaştırılmış yaptırımlar var, ölçülülük ilkesi açısından bu tartışmalı bir konu. Sizden istirham ediyorum, bunu yine gözden geçirmekte fayda var.

Araç üzerindeki değişiklikler... Hepinizin araçlarında cam filmi var, bu cam filmlerinin hepsi bu kapsama girecek. Yani mümkün olduğu kadar biraz daha netleştirip belirlemekte fayda var.

Geliyoruz, burada trafik zabıtası refakatiyle bedel getirilmesi. Değerli arkadaşlar, şimdi, yollarda ağır yük vesaire açısından bu ne olur biliyor musunuz? Bu bir nevi vergiye giriyor. Vergi düzenlemesi kanunla olur, burada bu işi zabıtaya terk ederseniz bu hükme aykırı, Anayasa'ya aykırı.

Geliyoruz madde 36'da sürücü belgesi olmayanlara para cezası vesaire veriliyor ancak burada yine ekonomik gerçeklikle uyuşmaz bu. Anayasa'mızdaki mülkiyet hakkı ve ölçülülük ilkelerine aykırılığı teşkil etmiş olacak.

Şimdi, geliyoruz, burada, bazı cezalarda geriye doğru gidiliyor. Cezalar hep ileriye yönelik yapılır arkadaşlar, geriye yönelik yapılmaz ve bununla ilgili bu yine Anayasa'ya aykırılık teşkil ediyor.

Şimdi, trafik cezasında bu ehliyetin iadesiyle ilgili "Para cezasını ödemeden ehliyet verilmez." deniliyor. Ya, arkadaşlar, burada zengin, fakir ayrımı yapıyorsunuz, sınıf ayrımı yapıyorsunuz. Kişinin süresi bitmişse, para cezasını yatıramamışsa, yatıramamış olabilir... Yani biz ne yaptık, Çek Kanunu'nu biz niçin şeyden çıkardık? Yani kişi ödeyemiyorsa karşılıksız çeki o dönem... Ekonomik suça ekonomik ceza verilir, burada "Ekonomik suça ekonomik ceza verilir." Anayasa’nın ilkesine taban tabana zıt.

Onun için, sizden istirham ediyorum, bu belirttiğimiz konuların göz önüne alınarak, Anayasa'ya aykırı olan hususların geri çekilmesini... Değerli Başkanım, benim sizden istirhamım, ısrarla bunu üçüncü sefer söylüyorum; bu kanunun düzenlenmesiyle ilgili Kanunlar ve Kararların bir değerlendirme raporu var, bu değerlendirme raporunun bize verilmesini, bir; iki, bu kanunla ilgili etki analiz raporunu trafikle ilgili değerli İçişleri Bakanlığı temsilcileri bize vereceğini söylediler. Ne oldu bilemiyorum ama şu anda bilgisayarlarına bakıyorlar. Bize verecek misiniz üstadım, bilgisayarınıza bakmaya devam mı edeceksiniz? Etki analiz raporunu verecektiniz.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Tanal, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili sözleriniz bitti mi?

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Üstat, özür dilerim, siz vereceğinizi söylediniz.

BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Ben cevap vereceğim şimdi Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Etki analiz raporunu şimdi Bakanlık yetkilisi İçişleri Bakan Yardımcısına bakıyor, İçişleri Bakan Yardımcısı ona bakıyor. Şimdi böyle bir şey olmaz arkadaşlar, devlette gizli bir şey olmaz. Bu hazırlanan raporlar Meclisle paylaşılır, bu özel mülkiyet değil. Netice itibarıyla devlet böyle olmaz ki, birbirinin gözüne bakarak değil yani Allah bize bu dili vermiş, yasa da kanun da devlet de bize bu yetkiyi vermişse arkadaşlarımıza bu konuda "evet" veya "hayır" cevabını istiyorum.

Teşekkür ederim.

Saygılar sunarım.