Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ve Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatcı ile 143 Milletvekilinin Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3138) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .05.2025 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli üyeler; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanım, burada bulunan bürokratları da tanımak isteriz. Kimler katıldı, kimler katılmadı yani katılanların hangi yetkileri var; onu da söylerseniz onları da tanımış oluruz. Başlamadan önce, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili görüşlerimi sunmadan önce, kimler var, kimler katıldı diye sormak istiyorum.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Bülbül, burada, biliyorsunuz, bir katılımcı cetvelimiz var.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Evet.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - O katılımcı cetvelinde kimlerin katıldığı zaten tespitli.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - O cetvel de bizim üyelerimize dağıtılırsa biz de öğreniriz.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Tabii, tabii. Şimdi, kendilerini de tanıtabilirler.
Az önce Sayın Şahin de dile getirdi, burada İçişleri Bakanlığımızın yetkilileri var.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - O cetveller bir tek sizde var, onu diyor yani.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Hayır, uzmanlarımızda da var.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Yani üyelere dağıtılırsa...
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Süleyman Bey de görüyor burada cetveli zaten.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Ama görmem önemli değil yani bilmiyoruz.
TURAN TAŞKIN ÖZER (İstanbul) - Ben görmüyorum.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sen de görebilirsin.
Evet, buradaki değerli katılımcılar kendilerini bir tanıtsınlar.
(Katılımcılar kendilerini tanıttılar)
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Teşekkür ediyoruz.
MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Başkanım, düzenleyici etki analiz raporunu gönderecektiniz, gelmedi.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Devam edeyim mi Başkanım?
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Buyurun.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak Anayasa'ya aykırılık talebimizle ilgili açıklamalarda bulunacağız.
Üzülerek belirtmek istiyorum ki nitelikli yasamayla ilgili, 27'nci Dönem bitti, 28'inci Döneme geldik, bu konuda büyük sorunlarımız var. Nasıl sorunlarımız var? Karayolları Trafik Kanunu'yla ilgili bir düzenleme var 36 maddelik. Bu maddelerle ilgili düzenlemede İçişleri Bakanlığına bağlı kuruluşların temsilcilerinden başka bir STK'den sadece Şoförler Odası temsilcisi var, bir de Ulaştırma Bakanlığı temsilcisi var.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Adalet Bakanlığımızdan da var.
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Adalet Bakanlığı temsilcisi Adalet Komisyonunda görüşüldüğü için Mevzuat Genel Müdür Yardımcısı olarak "Hadi o da bulunsun." diye gelmiş bir örnek. Böyle bir şey olamaz, nitelikli yasamada böyle bir şey olamaz. Bizim anlamadığımız nokta şu: Ticaret Kanunu düzenlemeleri Plan ve Bütçe Komisyonuna gidiyor, TCK'yle ilgili düzenlemeler İçişleri Komisyonuna gidiyor ama Adalet Komisyonuna gelmesi gerekli yasal düzenlemeler, yasal teklifler gelmiyor, İçişleri Bakanlığının, İçişleri Komisyonunun bakması gereken Karayolları Trafik Kanunu'yla ilgili düzenleme asli komisyon olarak bize geliyor. Yani burada Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte yasamanın ve yargının yürütmeye bağlı olduğunun en büyük örneklerinden biri. Anayasa 88, Anayasa 88 açık. Bu madde düzenlemesi 2017 referandumuyla yapılırken ne vardı? "Kanun teklif etmeye milletvekilleri yetkilidir." Yok arkadaşlar ya, yok, böyle bir şey yok ya! Sarayda kurullar var, Sağlık Kurulu, Eğitim Kurulu, Hukuk Kurulu orada hazırlanıyor, bakanlık bürokrasisi bir kenara itiliyor, ondan sonra da komisyonlara gönderiliyor, bunu defalarca söylüyoruz. Gelen düzenlemelerin de birçok maddesi Anayasa'ya aykırı. Cumhuriyet Halk Partili ve muhalefet partili arkadaşlar Anayasa'ya aykırılık iddialarını defalarca ortaya koyuyoruz, sonra Anayasa Mahkemesine gidiyoruz, Anayasa Mahkemesi iptal ediyor, yine geliyor ya da gelmiyor ya da süreler erteleniyor yani bu dönüşüp devam ediyor. Yasamanın etkinliği ve milletvekillerinin itibarı, etkili yasama açıkça 2017 referandumundan sonra, 2018'den sonra bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde tam anlamıyla bir kenara itildi. Anayasa'ya uymaktan bahsediliyor, Anayasa'ya aykırılıkları söylüyoruz ama sivil anayasa yapımından bahsediliyor. Ya, arkadaşlar, sivil anayasa yapımından bahsediyorsunuz ama ilk önce bu Anayasa'ya uyun. Anayasa'ya uygun olarak yapılan İç Tüzük maddelerine uyun. 38'inci maddeye bakıyoruz, İç Tüzük 38'e, Anayasa'ya aykırılık konusunda -bunu defalarca söylüyoruz- Türkiye Büyük Millet Meclisi Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı tarafından ön norm denetiminin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa buna ilişkin görüş yazıları, bu çerçevede etki analizi yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa bir nüshasının bütün komisyon üyelerine dağıtılmasını istiyoruz ve bu konuda talepte bulunuyoruz, bu taleplerimiz, bizce, İç Tüzük hükümlerine aykırı ve Anayasa'ya aykırı olarak reddediliyor. Önümüze gelen metnin Anayasa’nın metin ve ruhuna aykırılığı konusunda açıklamalarda bulunuyoruz ve biraz sonra da açıklamalarda bulunacağız, daha sonra diyoruz ki: "Adalet Komisyonunun bu gelen kanun teklifinde tali komisyon olması gerekiyor, bu gelen kanun teklifinde İçişleri Komisyonun asli komisyon olması gerekiyor." Bir adım atıyoruz, bize geldi, biz çalışma yapıyoruz, diyoruz ki: "Burada parasal birçok miktar var, cezalar var, artış var, bütçe var, bunlarla ilgili Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyona gitmesi gerekir." diye talepte bulunuyoruz ancak bu taleplerimiz kabul görmüyor. İlginçtir, tali komisyon olarak Ulaştırma Komisyonu ve İçişleri Komisyonu da cevap veriyor, bu cevabında "Biz görüşmeyeceğiz, tali komisyon raporunu hazırlamayacağız, görüşmeyeceğiz, gündeme almayacağız." diyor. Yani Karayolları Trafik Kanunu'yla ilgili bir kanun teklifinde trafik güvenliğinin olduğu ve Adalet Komisyonunda şu anda bürokratların yüzde 99'unun İçişleri Bakanlığı bürokratları olduğu yerde İçişleri Komisyonu diyor ki: "Biz tali komisyon olarak görev yapmayacağız, görüşmeyeceğiz, gündeme almayacağız." diye Adalet Komisyonuna yazı gönderiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey olamaz. Baştan yanlış, baştan düğmeler yanlış ilikleniyor. İşte, bu sistem sorunu arkadaşlar, bu iş sistem sorunu. Siz çıkın Yargı Strateji Belgesi'ni 4 defa yayınlayın, arkasından İnsan Hakları Eylem Planı olarak bir çalışma koyun, sonra 2021 yılında Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi'ni Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklayın, ne yaparsanız yapın, uygulamaya bakın, uygulamaya bakın arkadaşlar. Şu anda elimizde bulunan kanun teklifi trafik cezalarını artırmakla, tahsilatı sağlamakla yani trafik güvenliğini sağlamaya, çalışmaya yönelik bir kanun teklifi. Cezalar artınca suçlar azalıyor mu arkadaşlar, azalıyor mu, iniyor mu?
Siz çıkıyorsunuz, emekliye yüzde 15,5; asgari ücrete yüzde 30 veriyorsunuz, millet şu anda 14.449 lira emekli maaşı alıyor, asgari ücretli açlık sınırının dörtte 1 altında, sonra altlarında bir araba varsa buradan çıkıp -örnek veriyorum- Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezine kadar giderken en az 30 bin lira cezaya maruz bırakıyorsunuz. Ya, ödeyebilecekler mi bunlar? Bu vatandaş bu cezaları nasıl ödeyecek? Ekonomik anlamda bu konuda öngörülebilirlik, belirlilik, hukuki güvenlik, ölçümleme konusunda etki analizi yapıldı mı?
Türkiye'de araç sayısını söylüyorsunuz ama araçların yaşları konusunda, Sayın Bakan Yardımcım, bu konuda bilgi verir misiniz. Bu araçların yaşları da önemli. 600, 700, 1.000 liralık araçla çıkacak, 30 kilometre, 31 kilometre yapacak, 38 kilometre yapacak, 40 kilometre hız yapacak, ceza yiyecek, arabayı bırakıp gidecek, o hâle getirdiniz yani vatandaşı şu anda o hâle getirdiniz bu cezalarla.
Bir de şu var: 2025 bütçesinde 50 milyar trafik cezaları hedefini tutuyorsunuz, bir bakıyorsunuz, üç ayda 25-30 milyara ulaşmışsınız. Ya, arkadaşlar, halkta bir algı var, Aydın'dan Kars'a kadar, Hakkâri'den İstanbul'a kadar halkta algı şu: "Bütçe açığını acaba Karayolları Trafik Kanunu'ndaki bu cezalarla, her cadde başında bulunan genel zabıtayla ya da trafik zabıtasıyla kesilen paralarla mı kapatacaksınız?" diye halkta bir algı var. Cebinde para yok ki vatandaşın, yok. Şimdi, buradan yola çıkarak bu taleplerimizi yine reddedeceksiniz, etki analizini reddedeceksiniz, Anayasa'ya aykırılıkla ilgili iddialarımızı reddedeceksiniz ama biz bunu söyleyeceğiz, söylemeye devam edeceğiz.
Bakınız, arkadaşlar, İç Tüzük madde 38 gereğince "Komisyonlar, kendilerine havale edilen tekliflerin ilk önce Anayasanın metin ve ruhuna aykırı olup olmadığını tetkik etmekle yükümlüdürler." maddesi var. "Bir komisyon, bir teklifin Anayasaya aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine geçmeden reddeder." hükmü mevcut. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu noktada söz konusu kanun teklifi hakkında Kanunlar ve Kararlar Daire Başkanlığından Anayasa'ya uygunluk değerlendirmesi ve etki analizi alınıp alınmadığını her zaman soruyoruz, cevap alamıyoruz ancak açıkça gördüğümüz üzere Anayasa'ya uygunluğu denetlenmemiş bir teklifle karşı karşıya olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Bu cezaların uygulanması hâlinde bütçeye, sosyal, ekonomik ve ticari hayata nasıl bir etki yapması bekleniyor, buna ilişkin bir etki analizini bütün Komisyon üyeleri olarak görmek istiyoruz arkadaşlar. Çok önemli, soru açık: Bu cezalar uygulanırsa bütçeye, sosyal, ekonomik ve ticari hayata nasıl bir etki yapması bekleniyor, buna ilişkin etki analizi istiyoruz ama diyeceksiniz ki: "Veremiyoruz." Veremezsiniz, 19 Marttaki darbede Ekrem İmamoğlu'nu siyasi olarak rakip olmayı engellemek amacıyla 60 milyar dolar Merkez Bankasından eriten siyasi zihniyet şeffaf da değildir, hesap verebilir bir zihniyet değildir ve bunu görüyoruz, bunu yaşıyoruz. Bu nedenle biz diyoruz ki Cumhuriyet Halk Partisi olarak: 2'nci madde sosyal hukuk devleti ilkesine, 5'inci madde devletin temel amaç ve görevleri maddesine, 7'nci madde yasama yetkisine... Ya, arkadaş, müsadere ya, müsadere, müsadereyi alıyorsunuz siz, mülki amire veriyorsunuz. Müsadere yetkisi yargının elinden alınabilir mi? Madde 9 yargı yetkisine, madde 10 kanun önünde eşitlik ilkesine, madde 11 Anayasa'nın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesine, madde 13 temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması ilkesine... Temel hakların sınırlanması ilkesinde yönetmeliklerle düzenleme yapıyorsunuz. Ya, temel hak ve özgürlükler Anayasa’nın ruhuna ve özgürlük maddelerinin içeriğine engel olmamak şartıyla kanunla sınırlanabilir ama yönetmelikle sınırlıyorsunuz. Madde 49 çalışma hakkı ve ödevi ilkesine... Ya, biliyor musunuz arkadaşlar, şimdi, yargı reformu geliyor ya, bunun içinde şoför arkadaşlar var, ekonomik olarak ekmeğini şoförlükle kazanan binlerce insan var, ehliyeti elinden alınmış ve çalışma hakları sınırlanmış, bunlarla ilgili herhangi bir şey var mı, var mı bunda? Yok. Gelecek pakette var mı, şu anda hazırlanıp da anlaşamadığınız pakette var mı, infaz indiriminde var mı? Orada da yok. Çalışma hakkı ve ödevi ilkesine, kanunların teklif edilmesiyle ilgili 88'inci maddeye, madde 104'e, Cumhurbaşkanının görev yetkileri... "Cumhurbaşkanı belirler." diyorsunuz, belirler, belirliyor Cumhurbaşkanı kararnamesiyle, biz gidiyoruz iptal ettiriyoruz, ondan sonra gelip aynısını kanunla çıkarıyorsunuz. Yok, arkadaş, artık yürütmenin yasama üzerindeki müdahalesine son vermek durumundayız yani Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle bu memleket idare edilmez. Anayasa Mahkemesinin kararlarıyla, açıkça ihlal kararlarıyla bu ortaya çıktı ama ısrar ediyorsunuz. Ve idarenin bütünlüğü ve kamu tüzel kişiliği maddelerine, madde 123'e açıkça aykırıdır bu kanun teklifi.
Anayasal çerçevede orantılı, ölçülü, adaletli olma ilkelerine uygun olmayan, ceza adaleti ve eşitliğine aykırı, yoksula ağır, zengine hafif gelen, sosyal adalet ilkesini zedeleyen bir anlayış taşıyan, mülki amirlere devrettiği müsadere yetkisiyle yargı yetkisini çiğneyen, Cumhurbaşkanına tanıdığı geniş artırım yetkileriyle yasama Meclisini etkisizleştiren, yasama yetkisini yönetmelikler eliyle idareye devreden, yeterince irdelenmeyen yaptırımlar neticesinde ehliyeti iptal edilen vatandaşların kimi zaman anayasal çalışma hakkını gasbeden bu düzenleme bizce Anayasa'ya açıkça aykırıdır.
Bu çerçevede, bu düzenlemenin Anayasa'ya aykırılığından dolayı geri çekilmesini talep ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.