KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum.

Bu tasarıda kadınlarla ilgili özellikle doğum sonrası birtakım iyileştirmelerin yapıldığı muhakkak, bunlara bir itirazımız yok zaten, onları da destekliyoruz. Ama, genel olarak şöyle bir şey düşünelim: Dışı son derece böyle keyif veren, böyle çikolatayla kaplanmış bir mamul düşünün ama bunların içerisinde böyle bizim canımızı acıtacak, uzun vadede bizi acıtacak, incitecek detaylar var.

Şimdi, bu düzenlemeyle yani kadınlarımıza, verilen önergeyle daha sonra evlat edineceklerle ilgili bir düzenleme yapılıyor. Ama, şimdi bu yarım çalışma ödeneğinin kadın işçinin çalışmaya başladığı aydan iki ay sonra... Burada diyor ki düzenlemede: "İki ay sonra ödenmeye başlanması..." Bana göre büyük bir isabetsizlik ve şanssızlık. Kadın işçinin gelir kaybının en kısa sürede bir defa telafi edilmesi gerekiyor. Kadın işçinin çalışmaya başladığı ayı takip eden ay içerisinde başlaması gerekirken burada 2'nci aydan itibaren "2'nci ay içerisinde Fondan aylık alır olarak yapılır." deniyor. Bu, çalışan açısından gerçekten büyük bir handikap ve açmaz.

Yine, bir başka şey, yarım çalışma ödeneğinin İşsizlik Sigortası Fonu'ndan ödenmesi Fonun amacı dışında kullanılması anlamına yine geliyor. Yani, bundan önceki maddede ve daha önceki maddelerin birçoğunda yine İşsizlik Fonu'na yükleniliyor. Biz de diyoruz ki: "Evet, İşsizlik Fonu işçi, işverenlerden kesilen primlerden oluşan bir fon, doğru." İşsiz kalan arkadaşlarımızın zaten bundan faydalanma koşulları çok zor ve çok güç, ödeme koşulları çok zor ve çok güç. Bu, amacında kullanılması gerekirken yine buradaki adres İşsizlik Fonu gösteriliyor. Aslında, burada ödemesi gereken kurumun Sosyal Güvenlik Kurumu olması gerekiyor. Bu düzenlemelerin hepsine adres İşsizlik Fonu gösteriliyor, Sosyal Güvenlik Kurumu ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ne yazık ki gösterilmiyor; bu, çok doğru bir tutum ve davranış değil.

Yine, bir başka şey, mesela yarım çalışma ödeneğinin günlük brüt ücret, asgari ücretle sınırlandırılması isabetsiz. Burada diyor ki: "Asgari ücretle sınırlıdır, brüt tutarıdır." Bu, çok isabetsiz bir düzenleme. Bu tutar sadece çıplak asgari ücret ile çalışan kadın işçilerin gelir kaybının telafi edilmesine olanak tanıyacak, diğer kadın işçilerin yarım çalışma nedeniyle uğrayacağı gelir kaybı tamamen telafi edilmemiş olacaktır. Burada büyük bir hata var, büyük bir yanlışlık var. Örneğin ayda 2.500 TL ücret alan bir kadın işçi yarım çalışma nedeniyle işverenden ayda 1.250 TL ücret alırken yarım çalışma ödeneği olarak 700-800 lira alabilecek. Dolayısıyla, 541 lira gelir kaybına uğrayacak. Günlük brüt asgari ücreti tutarı yarım çalışma ödeneğinin asgari ücret tutarı olarak belirlenmeli yarım çalışma ödeneği kadın işçinin yarım çalışma nedeniyle uğradığı tüm gelir kaybını telafi edecek bicimde yeniden düzenlenmelidir. Yoksa aksi hâlde büyük bir sıkıntı ve mağduriyet yaşayacak.

Yine bir başka şekilde yarım çalışma ödeneğine hak kazanmak için aranan son üç yılda en az altı yüz gün işsizlik sigortası primini bildirmiş olması koşulu ağır ve çok sayıda kadın işçiyi kapsam dışı bırakacak bir koşuldur arkadaşlar. Üç yılda toplam altı yüz gün mutlaka prim ödemesi gerekiyor. Bu mümkün değildir arkadaşlar, imkânı yoktur ve dolayısıyla buradan kaynaklanan büyük bir mağduriyet söz konusu olacak. Bu mağduriyeti de nasıl gidereceğiz, bu belli değil, açıkta kalmış. Bu tamamen kaldırılmalı tüm kadın işçilerin yarım çalışma ödeneğinden hak kazanması mutlaka sağlanmalıdır. Aksi hâlde bu altı yüz günlük primi ödemek mümkün olmayacağı için büyük bir mağduriyet söz konusu olacaktır.

Yine bu yarım çalışma ödeneği aldığı sırada geçici iş göremezlik ödeneği almaya hak kazananlara bu durumlarının devam ettiği sürece yarım çalışma ödeneği ödenmeyecek olması, kadın işçilerin gelirinde ciddi kayba yol açacaktır. Zira haftada yirmi iki buçuk saat çalışacakları için elde edecekleri geçici iş göremezlik ödeneği de düşük olacak ve kadın işçiler hastalandıkları ve rapor aldıkları takdirde sadece kısmi geçici iş göremezlik ödeneğini alabilecektir. Bu da kadınlar açısından büyük bir hak kaybıdır. Bunun mutlaka kaldırılması gerekiyor. Burada, bu açık ve net değil.

Yine bir başka nokta, yarım çalışma düzenlemesinden yararlanan kadın işçilerin sosyal güvenlik primleri İşsizlik Sigortası Fonu'ndan değil bütçeden karışlanmalıdır. Onu yine söyledik.

Hafta yirmi iki buçuk saat çalışan kadın işçinin işveren tarafından ödenecek prim gün sayısı on üç olacağı için fondan önceki prim gün sayısı on üç olacaktır. Bu durumda kadın işçi her ay dört günlük eksik primini tamamlamak zorunda kalacaktır arkadaşlar. Yarım çalışma nedeniyle kadın işçinin eksik tüm sigorta primleri bütçeden karşılanması gerekir yoksa aksi hâlde kadın işçi gerçekten bu konuda büyük bir mağduriyet yaşayacak.

Yine son bir nokta, yarım çalışma ve yarım çalışma ödeneği analık izninin artırılması, ebeveynlerin arasında paylaştırılmasına olanak tanınması, çalışma saatlerinin düşürülmesi, yaygın bir şekilde kreş ve çocuk bakım hizmeti sunulması gibi politikalar bir arada emek ve toplumsal cinsiyet perspektifiyle mutlaka birlikte yaşama geçirilmelidir. Aksi hâlde bu düzenlemenin kadın çalışanlar açısından hiçbir faydasının olmayacağı, kadın çalışanları açısından büyük aleyhte olacağını söylüyorum. Bunlar ayrıntılar.

Genel olarak da zaten Sayın Temizel açık ve net bir şekilde söyledi, yani birbirlerine ekleştirilerek yapılmış bir düzenlemedir. Bu, yarın öbür gün kesinlikle karşımıza gelecek ve büyük mağduriyetler yaşandıktan sonra ancak bunun farkına varılacak. Biz araba devrilmeden yol göstermek istiyoruz. Uyarsınız, uymazsınız ama biz burada tarihe bir not düşüyoruz, bu düzenleme yanlış bir düzenlemedir.

Teşekkür ediyorum.