KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, Sayıştayın değerli temsilcileri, Sayın Genel Müdür ve kıymetli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Üç tarafı denizlerle çevrili olan, İstanbul ve Çanakkale Boğazı'nı topraklarında barındıran, Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan cennet vatanımızda kıyıların emniyeti gerçekten çok önemli. Bu görevi yerine getiren Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün bilanço ve netice hesapları hayırlı uğurlu olsun diyoruz ve buradaki çalışan tüm arkadaşlarımızı da selamlıyor ve başarılar diliyorum.

Türkiye, coğrafi yapısı nedeniyle dünya üzerinde çok önemli bir ülke. Kıyı Emniyeti olarak bu anlamda özellikle denizlerin güvenliği, olası kazaların önlenmesi açısından kılavuzluk hizmetleri gibi çok önemli bir görev yapıyorsunuz ve burada da başarılı işlere imza attığınızı görüyoruz.

İstanbul, sadece Türkiye'nin değil dünyanın göz bebeği ve metropol bir şehrimiz. Bunu düşünmek dahi istemiyoruz ama 16 milyon kişinin yaşadığı İstanbul'da boğazlarda yaşanacak olası kazaların sonuçları ağır olacak; geçmişte bunun acı örneklerini yaşadık.

Sayın Genel Müdür, sizlerin işinizi layıkıyla yaptığını biliyoruz, kâr eden bir kuruluşsunuz ancak sizler kadar ülkemizi de bekleyen bir tehlikeyle karşı karşıyayız, tehlikenin adı da "Kanal İstanbul", bunun adı aslında "can al İstanbul"dur ama. Benim denizcilik konusunda bir eğitimim yok, sizler bu konunun uzmanlarısınız, bu Kanal İstanbul'un tehlikeleriyle alakalı bir araştırmanız, bir projeniz var mı; bunu öğrenmek istiyoruz. AKP iktidarı, Kanal İstanbul Projesi'ni âdeta mavi boncuk dağıtır gibi Arap ülkelerinde ve onların kanallarında pazarlama derdine düştü. Kanal İstanbul'un yapılması durumunda İstanbul Boğazı'ndaki kazaların azalacağı iddia ediliyor ama konuya siyasi değil de bilimsel yaklaşan uzmanlar bunun tam tersini iddia ediyorlar. Kanal İstanbul yapıldığı takdirde Süveyş Kanalı'nda karaya oturan Ever Given gemisinde olduğu gibi kaçınılması mümkün olmayan kazalara davetiye çıkarılacağı vurgusu yapılıyor. Konunun uzmanları, İstanbul Boğazı'ndaki kaza riskine karşı bir önlem olacağı iddiasıyla ortaya atılan Kanal İstanbul Projesi fikrinin çok daha yüksek riskleri şehrin başka yerine transfer edeceğini söylüyor. İstanbul Boğazı'nda daha önce uzmanlar, dedikleri gibi daha uzun, daha dar, daha sığ ve akış debisi çok daha yüksek olacak Kanal İstanbul'un kaza riski ve kaza sonrası ortaya çıkacak hasarlar bakımından büyük tehlikeler arz ettiğini kamuoyuyla televizyon kanallarında paylaşıyorlar. Uzmanlar, Kanal İstanbul'da Süveyş Kanalı'nda olduğu gibi benzer bir karaya oturma senaryosunda Karadeniz'den Marmara'ya akış hızı yüksek olacağından kaza yapan geminin kilometrelerce sürükleneceğini de vurguluyorlar ve kanal çevresinde inşa edilecek yerleşim yerlerinin de yaşanacak su taşkınlarıyla büyük zarar göreceğini, su havzasının ve tarım arazilerinin zarar göreceğini, ekosistemin bozulacağını defalarca anlatıyorlar. Sonuç olarak, Kanal İstanbul Projesi'nin iktidar tarafından pazarlandığı gibi kaza riskini düşürmeyip aksine artıracağı ve ortaya telafisi mümkün olmayan sonuçlar çıkacağı ifade ediliyor. Bizim en büyük endişemiz, doğaya meydan okuyan bu projenin Kanal İstanbul değil "can al İstanbul" olduğunu, bu projeyi lütfen tekrar... Rant için kanal yerine biz şunu söylüyoruz: İstanbul'dan özellikle Anadolu'nun kalkınma projesi olarak söylediğimiz, yıllardır da bunu savunduğumuz bizim Samsun Limanı ile Trabzon Limanı'nın Aksaray üzerinden Mersin Limanı'na bağlanması; bu, İstanbul trafiğini de çok fazlasıyla rahatlatacak bir proje ama rant uğruna bu projeyi değil de maalesef Kanal İstanbul Projesi'ni düşünmeleri bizi gerçekten üzüyor. Eğer biz Aksaray üzerinden Anadolu'da üretilen ve Karadeniz'de üretilen ürünleri demir yoluyla Mersin Limanı'yla buluşturursak bunun zaten Kanal İstanbul'u çok fazlasıyla rahatlatacağı kesin. Kanal İstanbul Projesi boğazda yaşanacak kazaları azaltacak mı, artıracak mı? Kanal İstanbul'la ilgili Kurumunuz bilimsel bir araştırma yaptı mı? Görüş ve önerilerinizi kamuoyuyla paylaşırsanız biz de bunları vatandaşımıza anlatalım. AK PARTİ iktidarı "İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin yüzde 99'u Kanal İstanbul'dan geçebilecektir." diyor. Uzmanlar ise "Binlerce gemi Çanakkale Boğazı'ndan geçecek, Marmara'da seyredecek ve boğazdan veya kanaldan geçmek üzere açıklarda sırasını bekleyecek, yer bulabilirse demirleyecek." diyor. Boğaz veya kanala girmeden riskler katlanacak, böyle bir yoğunluğa ne Çanakkale Boğazı ne de giriş çıkış bölgeleri dayanabilir. İnceleme yapacak otoritelerin bu öngörüyü ve imkânsızlıkları göz önüne alması gerekiyor. "Böyle bir artışa izin verilmez, verilmemeli." diye ciddi bir uyarıda bulunuluyor. Kurum olarak sizin bu konudaki yaklaşımınızı biz merak ediyoruz. Kanal İstanbul özelinde olası tehlikeleri içeren bir çalışma yaptınız mı? Yaptıysanız bu çalışmayı bizlerle de paylaşırsanız biz de kamuoyuna duyuralım. 2024 yılında İstanbul Boğazı'ndan kaç adet gemi geçişi oldu ve 2024 yılında kaç adet kaza yaşandı? Bu kazaların maddi ve manevi sonuçları ne oldu? Son olarak, Kurumun 2024 yılı kâr veya zararı ne olmuştur? Her ne sebeple olursa olsun denizlerimizde hiç kaza yaşanmadığı, denizlerimizin kirlenmediği günler diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.