Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) ile müesseseleri olan Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Armutçuk Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesinin, Üzülmez Taşkömürü İşletme Müessesesinin 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 20 .05.2025 |
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, Sayıştayın kıymetli yöneticileri, Sayın Genel Müdür ve değerli hazırun; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, 6 Şubat depreminde gece gündüz demeden günlerce çalışan, onlarca vatandaşımızın hayatını kurtaran tüm madencilerimizi kömür karası gözlerinden öpüyor ve her birine ayrı ayrı minnetlerimi sunuyorum.
Yine, 14 Ekim 2022 tarihinde Amasra maden ocağında meydana gelen kazada yaşamını yitiren 43 madencimizi ve diğer tüm madenlerde hayatını kaybeden madencilerimizi rahmetle, minnetle anıyorum, ailelerine bir kez daha sabırlar ve başsağlığı diliyorum.
Amasra maden ocağında yaşamını yitiren madencilerimizin aileleri için neler yaptınız, bunları merak ediyoruz. Bu madenci ailelerine sadece tazminat mı ödediniz, ödediğiniz tazminatların tutarı neydi, belirtirseniz seviniriz. Maden ocaklarındaki iş kazalarını önlemek için ne gibi çalışmalarınız var? Tabii, iş kazalarını kader olarak gören ve bu işin fıtratında var anlayışınızı değiştirip iş gücünden kaynaklanan bu kazaları önlemek için bir çalışma yapacak mısınız yoksa hâlâ bu işin fıtratında var anlayışı devam edecek mi, bunu da merak ediyoruz. Buna göre kutsal bir görev yapan, bu maden ocağında çalışan, kaza ve başka sebeplerden yaşamını yitiren madencilerimizin şehit olarak kabul edilmesi, ailelerine maaş bağlanması gerekmektedir diye düşünüyoruz. Böyle bir çalışmanız var mı, bununla ilgili bilgi verirseniz sevinirim.
Sayın Genel Müdür, bir de 2022 Bulgu 1'de yer alan konuya değinmek istiyorum: Bu kadar da olmaz dedirten, yirmi yıldır devleti zarara uğratan bir bulguyla karşı karşıyayız. Maalesef, baktığımız zaman, haksız rekabet var, haksız zenginleşme var. Sayıştay, 2017 yılından itibaren raporlarında bunu uzun uzun, detaylı anlatıyor; okudukça hayrete düşüyorsunuz, nasıl olur diye merak ediyorsunuz ve bunu herkesin açıp okumasını tavsiye ediyorum.
Özetle bahsetmek gerekirse, Amasra B sahasında redevans usulüyle işletilmesine yönelik sözleşme 2005'te imzalanıyor, 2006 yılında da firmaya yer teslimi yapılıyor. İhale şartnamesinde işin hazırlık süresinin en fazla doksan altı ay olabileceği belirtilirken, ihaleye giren firma "Ben bu işi otuz altı ayda yaparım." deyip tüm rakiplerinden sıyrılarak ihaleyi alıyor, buraya kadar normal. Hattat AŞ isimli bu firma mahkeme ve çeşitli yöntemlerle işi uzata uzata bugünlere kadar getiriyor. İhale sözleşmesinin imzalandığı 15 Nisan 2005 tarihinden bu yana dolu dolu yirmi yıl oldu. Normal şartlarda işin süresi geçen ay dolacaktı ve bu firma taahhüt ettiği şekilde 56 milyon ton kömür çıkaracaktı ama maalesef bir arpa boyu dahi yol alınmadığını görüyoruz. 56 milyon ton taahhüde karşılık yirmi yılın sonunda yalnızca 118 bin 976 ton kömür çıkarabildiğini öğreniyoruz; 56 milyon ton nerede, 118 bin 976 ton nerede! Verdiği taahhüdün yalnızca yüzde 0,21'ini yerine getirmiş, yani yüzde 1'i bile değil; sapma oranı yüzde 99,79 yani bu iş Zafer Havalimanı'ndaki yolcu sayısındaki sapmaya dahi bizi hayranlıkla baktırıyor, orada bari birazcık sapma normaldi! Ortada ne para var ne de kömür var, yalnızca devletin büyük bir zararı var, en başta bilinçli ya da bilinçsiz şekilde yanlış ellere teslim edilen bir ihale var. O dönemki yönetim bu işin hazırlık sürecinin otuz altı aydan çok daha fazla süreceğini bilmiyor muydu? Şartnameye doksan altı ay yazıyorsunuz, firma "Ben otuz altı ayda yaparım." diyor ve işi alıyor. Bunun mümkün olmayacağını sizin yetkilileriniz bilemiyor muydu? Oradaki çalışan yetkililer yine bazı bankalara aldığınız güreşçilere mi benziyor yani konuyla alakası olmayan yöneticiler mi bu işleri yapıyor? Üstelik İstanbul Teknik Üniversitesi ve Polonya Kopex firması ise bu işin hazırlık sürecinin altı ila on bir yıl arasında olduğunu da belirtiyor. Buna rağmen otuz altı aylık hazırlık süreci kabul ediliyor ve bahse konu firmaya haksız zenginleştirmenin önünü açıyorlar. Sadece hazırlık süreci ve birinci üretim yılından doğan alacağımızın tutarı 427 milyon 723 bin TL. Ne alacaklarınızı tahsil edebiliyorsunuz ne de kömür alabiliyorsunuz; mahkeme kapılarında resmen sürünüyoruz.
Konuyla ilgili bazı sorularım olacak, bunlara açıklıkla yanıt verirseniz sevinirim: İhaleyi alan Hema Endüstri olarak anılan, sonrasında ismini Hattat Enerji olarak değiştiren firmanın sahipleri kimlerdir? Bu kişilerin haksız zenginleşmesine yol açan ve kurumda o dönem görev yapan isimler kimlerdir? Hazırlık sürecinin otuz altı ayda tamamlanamayacağını bile bile ihaleyi bu firmaya veren o dönemki yöneticiler hakkında bir soruşturma açılmış mıdır; açıldıysa soruşturmanın sonucu ne olmuştur? Hema Endüstri veya Hattat AŞ isimli firma bahse konu ihale öncesinde ve sonrasında Kurumdan başka ihaleler de almış mıdır? Bu ihalenin verildiği tarihten bu yana kadar Kurumun güncel toplam zararı, karşı taraftan toplam alacağı ne kadardır? Kurumun yıllık üretimi düşünüldüğünde oluşan zararın 3 milyardan fazla olduğu iddiası doğru mudur? Sözleşmenin süresinin Nisan 2025 tarihi itibarıyla bitmiş olması gerekiyor. Sözleşmenin gereğini yerine getirdiniz mi yoksa mahkeme sürecini mi bekliyorsunuz? Bahse konu firmadan alacaklarınızı nasıl tahsil edeceksiniz? Teminat mektubu veya ipoteğiniz var mı?
Sayın Genel Müdür, Meclisten geçen bir torba yasayla "Türkiye Taşkömürü Kurumu ile Türkiye Kömür İşletmeleri uhdesinde bulunan maden ruhsatlarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir." hükmü getirildi. Bu sürecin ardında da Kurumun anonim şirkete dönüştürülerek özelleştirileceğine dair çok sayıda iddia var. Kurumun anonim şirket olmasına veya özelleştirilmesine yönelik bir çalışma var mı? Bunu burada bizlere açıkça söylerseniz, rica ediyorum.
Sunumunuzda 19 taş kömürü, 2 kuvars kumu, 1 adet boksit ve 1 adet kil sahası olmak üzere 23 sahanın redevans yoluyla özel sektör tarafından işletildiğini söylediniz. Günümüz itibarıyla Kurumunuzun sahalarını işleten özel sektör firmalarından alacağınız var mıdır; varsa hangi firmalardan ne kadar alacağınız vardır ve alacaklarınızın toplam tutarı nedir? Bu yıl veya sonraki yıllarda yeni sahaları özel sektörün işletmesine açmaya yönelik bir planınız var mıdır?
Bulgularda Amasra, Armutçuk, Kozlu, Üzülmez ve Karadon Müesseselerindeki zararlardan bahsediliyor. Bu anlamda Genel Müdürlük ve beş müessesenizin 2024 yılı kâr veya zararı ne olmuştur? Zarar ettiği için kapatılması veya özel sektöre devredilmesi planlanan müesseseniz var mıdır?
Bildiğim kadarıyla kömür yıkama, zenginleştirme işlemlerini özel firmalara ton başına dolar üzerinden yaptırıyorsunuz. Doların son yıllarda hızla arttığı ve 38 lirayı geçtiği düşünülürse yıkama ve zenginleştirme işinden de zarar ediyor musunuz? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özellikle Türk lirasına dönük çağrısına rağmen dolarla çalışmaya devam ediyor musunuz? Kurumda doğrudan temin veya ihale yoluyla hangi işleri döviz üzerinden verdiniz? Dolarla ihale edip TL'ye çevirdiğiniz sözleşme sayısı kaçtır? Son beş yılda döviz üzerinden verilen ihaleler nedeniyle kurdan kaynaklı olarak toplamda ne kadar zararınız oldu? Döviz üzerinden verdiğiniz ihalelerde son beş yılda toplamda ne kadar ödeme yaptınız? Bu konulara açıklıkla bir cevap verirseniz teşekkür ediyorum.
Şimdi, az önce de Sayın Başkan, bu doğal gazla alakalı konuşuldu; 81 ilde, hatta ilçelere, hatta beldelere doğal gaz gitti. Evet, benim de Çorum ilimde, 2018 ve 2023 seçimleri öncesi AKP milletvekilleri, özellikle söylüyorum ilçe olarak da bizim Bayat, Uğurludağ ilçelerimizde ve birçok ilçede gittiler, sanki AKP Hükûmeti doğal gazı o ilçelere getiriyormuşçasına, özel sektörün getireceği doğal gazı kendileri getiriyormuşçasına söz verdiler. Fakat oradaki özel şirket belediyelerle şu taahhütnameyi işletiyor: "Ben doğal gazı getiririm ama bir taahhütname; üst yapıları siz yapacaksınız." Şimdi, Bayat'ta ve Uğurludağ'da bir iki sokağa doğal gaz geldi ama maalesef diğer sokaklara doğal gaz gitmiyor. Diyor ki: "Burada abone sayısı az artı burada asfalt var, burada kaldırım var; bu asfaltı belediye kazsın, ben o zaman geçiririm doğal gazı."