| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Hükümeti arasında (1/393), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn Krallığı Hükümeti arasında (1/400), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Lübnan Cumhuriyeti Hükümeti arasında (1/404), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti arasındaki (1/412) kanun tasarıları tali komisyon olarak görüşüleceğinden, İç Tüzük'ün 23'üncü maddesi uyarınca görüşmelerin tasarıların maddelerine geçmeden tümü üzerinde yapılmasına ilişkin karar |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 30 .12.2015 |
MEVLÜT KARAKAYA (Adana) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Komisyonun değerli üyeleri, Sayın Hükûmet; tabii, aslında anlaşmalar konusu geldi. Anlaşmalar Sayın Müsteşarın da ifade ettiği gibi ülke politikasının bir parçası olarak, bize de tali bir komisyon olarak geldi. Üzerinde aslında söyleyebileceğimiz çok fazla bir şey yok, belki şu olabilirdi: Bu anlaşmalar yeni imzalanmıyor, öteden beri devam eden anlaşmalar. Bizim burada sorduğumuz ya da eleştirdiğimiz konularla ilgili bugüne kadar ne tür çıktılar elde edildi, bu anlaşmalarla ne tür problemlerin önlenmesinin önüne geçildi bir önleyici tedbir olarak veya bir ticari, ekonomik olarak veya diğer alanlarda ne tür katkıları oldu? Belki onları bilmemiz birçok konuyu tartışmanın da önüne geçmiş yani bizim burada da boşuna zaman kaybetme noktasında önleyici bir durum olabilirdi. Genellikle Hükûmette bu eksikliği biz görüyoruz yani bu tür çalışmalarda etkilerini kendileri biliyor biliyorlarsa ama Genel Kurula gelen çalışmalarda, Komisyona gelen çalışmalarda da görüyoruz ki "Bu iyi bir şey." diye getirilip veriliyor. Oysa belki o etki analizleriyle de gelse çok daha rahat olacak, belki tartışmalar da daha anlamlı olacak.
Bir başka sorunumuz da, belki bundan sonra Komisyonun çalışmaları noktasında, verimli olma noktasında önemlidir diye fikrimi paylaşmak istiyorum. Genellikle sorunun tanımlanması ya da doğru tanımlanması konusunda bazen bilgi eksikliğinden ya da yanlış bilgiden kaynaklanan bu karşılıklı olarak durumlar söz konusu olabiliyor. Mesela bir tarım ürünleri ithalatı konusunda, şu Komisyonun içerisinde işte "Net ithalatçıyız." dedik, "Yok, hayır, ihracatçıyız." dedik tohumculuk konusunda en temel verilerde anlaşamıyoruz yani bu konularla ilgili de özellikle Hükûmet tarafından sağlıklı ve doğru bilgilerle Komisyon bilgilendirilirse biz sorunu tanımlayıp onun üzerinden... Yani "yok" deyince sorun burada olmuyor, "var" deyince de sorun olmuyor. Mesela hep konuşulur, işte kendi kendine yeterlilik -yine biraz önce konu oldu- ve bunun gibi birtakım sloganlarımız da var bizim belki de doğruları, gerçekleri tam olarak kavramamızı önleyen. Kendi kendine yeterlilik nedir? Bunun bir tanımı yok yani işte geçmişte Türkiye kendi kendine yeterliydi, sonra olmadı, bugün yine kendi kendine yeterli. Yani ne tüketirsen bugün kendi kendine yeterlilikteki temel kriterler uluslararası geçerli olan kriterler nelerdir? Yemezseniz, tüketmezseniz... Protein tüketimine bakarsanız dünya ortalamasının yarısına bile gelmediyse, yemiyorsanız, aç kalıyorsanız kendi kendinize yetersiniz. Yani özellikle bu Komisyonda yani Türk tarımına yön verecek ve sorunlarına çözüm bulacak bu Komisyonda en azından sorunları tanımlama noktasında bunu bir siyasetin çok daha ötesinde belki olaya yaklaşarak bir çözüm getirme yaklaşımı içerisinde olmamızın daha bir katkı vereceğini düşünüyorum. Yani tabii, bu bir anlaşmalarla ilgiliydi. Yani bizim Türk tarımının da şu anda içinde bulunduğu çok ciddi sorunlarının olduğu yani bunun üretim alanında, işleme alanında, pazarlama ve piyasa alanında ciddi aksaklıkların olduğunu ve birçok konuda da bazı düzenlemelerin, çok doğru düzenlemelerin yapıldığını ama sonucunun alınamadığını ya da alınmakta olduğunu da görüyoruz. Ben bu düşüncelerimi sadece paylaşmak istedim yani önümüzdeki toplantılarda özellikle veri ve bilgi konusunda sağlıklı bilgilendirmeler, taze bilgilendirmeler yapılırsa daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum.