KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, her hafta artık rutin hâle geldi, vakayıadiyeden olmaya başladı; bakın, gene bir kanun teklifi görüşüyoruz, sanıyorum bir paket daha gelecek. Arkadaşlar, artık bizim söylemekten dilimizde tüy bitti. Bakıyorum genel gerekçesine, genel gerekçenin ilk 4 paragrafı aynı, sadece altında hangi konuda düzenlemeler varsa o geliyor. Bakın, böyle gayriciddi iş olmaz; bu şekilde Plan ve Bütçe Komisyonunu ve Parlamentoyu çalıştıramazsınız. İtibarsızlaştırıyorsunuz buradaki Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerini, yapmayın böyle. Neden böyle yapıyorsunuz? İktidar olarak hiçbir şey yok mu, bir sorumluluk hissetmiyor musunuz? Kaliteli bir yasama faaliyetinin yapılması için muhalefet olarak her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu defalarca söyledik ve bu konuda da bir öneride bulunduk.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Emir kulu, ne yapsınlar?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ne dedik?

Bakın, şu anda 3 tane tali komisyon var. Dedik ki: "O tali komisyonlarda görüşülsün, dağıtın bütün komisyonlara, hepsi bir haftada gelsin, görüşelim." Hadi "İlla Plan ve Bütçe Komisyonundan geçsin." diyorsanız da tali komisyonların görüşmesini bekleyelim, ondan sonra yapalım bu işi.

2023'ün sonunda Anayasa Mahkemesi iptal etmiş, aradan bir buçuk yıl geçmiş, şimdi bunları getiriyorsunuz önümüze, böyle çalışma olmaz; bir.

İki, arkadaşlar, böyle etki analizi olmaz, bunlar çöp, çöp bunlar, çöp. Etki analizine bakıyorum "Anayasa Mahkemesinin -bütün hepsi aynı- iptal kararı ve gerekçesi dikkate alınarak kanuni düzenleme yapılmak suretiyle değiştirilen bu maddeyle 633 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinde değişiklik yapılmakta ve Anayasa Mahkemesi kararına uyum sağlanmaktadır. Yapılan düzenlemenin bütçeye ilave bir etkisi bulunmamaktadır."

Ne demek arkadaşlar? Yasa yapıyoruz burada. İlave yetki ne demek? İlk defa yasalaşıyor burada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Kanun hükmünde kararnamede etki analizi yoktu, biz bunu görmek istiyoruz. Ne demek ilave yetkisi yok? Zaten veriliyor. Ne kadar? Bunların hepsini bilmek istiyoruz. Her maddeyle ilgili, o maddenin bütçeye getirdiği yükü, şu ana kadar neyse, eğer KHK'yle düzenlendiyse -ve şimdi yasa olarak geliyor- bunu görmek istiyoruz. Ne anlamı var o zaman? 5018 sayılı Kanun'un 14'üncü maddesinin ne hükmü var? Şu anda bu görüştüğümüz bütçeye artık... Bakın, bunlar kanun oluyor. Yani "Bu daha önce KHK'yle düzenlenmişti, zaten orada hükümler vardı, o paralar veriliyordu, ilave bir yük gelmiyor." Ne demek yani o zaman burada biz bunları konuşamayacak mıyız? Böyle olmaz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu şekilde, etki analizi böyle geldiği zaman biz bunları konuşamayız. Bunlar bütçeye ne getiriyor, ne götürüyor, bunları bilme ihtiyacı var. Bu kadar gayriciddi bir çalışma olur mu? Yani bu etki analizinin ne önemi var hepsi için? "Bütçeye ilave bir yük getirmediği için..." Yük ne, yükü bilmek istiyoruz.

Sayın Başkan, bütün maddelerle ilgili olarak, bunların ne getirdiğini, bütçeye nasıl bir maliyeti olduğunu öğrenmek istiyoruz. Tüm maddeleri görüşülürken her maddeyle ilgili buna ilişkin ayrıntılı bir çalışma istiyoruz.

Ve son olarak şunu söyleyeyim: Diyanet İşleri Başkanı nerede arkadaşlar? Diyanet İşleri Başkanı kamu yönetim sistemi içinde değil mi? Neden yok. Geçen hafta TRT Genel Müdürü vardı. Bir ayrıcalıklı konumu mu var? Böyle şey olmaz. Meclisin, Parlamentonun yok sayıldığı bir şeydir bu. İlgili kim varsa, ilgili kamu yönetiminin başındaki insanlar buraya gelirler, burada kendileriyle ilgili görüşülmüş olan maddelerde nedir, ne getiriyor, bunları anlatırlar. Burada Başkan Yardımcısının ya da diğer daire başkanlarının olması bu sorunu ortadan kaldırmıyor. Lütfen, Diyanet İşleri Başkanını da buraya davet edin, gelsin. 8 tane madde var burada, 8 madde bizzat Diyanet İşleri Başkanını ilgilendiriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun, toparlayın.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Gelsin, burada sonuç itibarıyla kendi kanununu, buradaki kanuni düzenlemeleri savunsun; doğrusu budur, Parlamentoya itibar böyle kazandırılır. Yoksa burada biz görüşüyoruz, ne görüşüyoruz? Yani bunun kamuoyu nezdindeki yansıması da son derece olumsuz. Burada, biz kendimiz eğer bu tespitleri yapıyorsak, kamuoyu da bu tespitleri yapıyor. Parlamentonun bu kadar hiçe sayıldığı, yasamanın, yasama-yürütme arasındaki dengenin tamamen yürütmenin lehine değiştiği, dönüştürüldüğü bir yapıyla bir sağlıklı denge ve denetim sistemi olmaz, böyle sistem işlemez. İşte, bu sistem, adına "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denilen ucube sistem bu yüzden işlemiyor. Bakın, eski sistemde olmuş olsaydı, bunlar inanın Başbakanlık Kanunlar ve Kararlarda gelir, bir hafta içinde bu çalışma yapılır, hepsi bütün olarak önümüze gelirdi. Eski sistemde müsteşarlıklar vardı, o müsteşarlıklar içindeki o piramidin en tepesinde o kurumun hafızasını temsil eden bir yapı vardı, bugün öyle bir yapı da yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Bu görüştüğümüz yasanın bu şekilde görüşülmesini son derece sakıncalı buluyoruz. Defalarca söylüyoruz ama bir şey değişmiyor, böyle olmaz ama "Biz iktidarız, istediğimizi yaparız." Burası kimsenin babasının çiftliği değil, burası Türkiye Cumhuriyeti. Var olan kurumların itibarını savunmak ve kuralları işletmek de hepimizin görevi, sadece muhalefetin görevi değil.