Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey ve Ankara Milletvekili Orhan Yegin ile 74 Milletvekilinin Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3067) |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 07 .05.2025 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, yine bir torba yasa görüşüyoruz, peki niye görüşüyoruz? Maalesef, Anayasa değişikliğiyle bu ülke tek adam rejimine geçtikten sonra altı ay içerisinde uyum yasaları çıkarılacaktı, çıkarılmadı yani 2017'nin sonunda bu uyum yasaları bitmiş olacaktı. Anayasa görüşmelerinde... Orhan Bey demin çok fazla sataştı bize, ben de biraz ona sataşacağım. Ben Anayasa Komisyonu üyesiydim ve tam üç saat konuştum; tutanaklar orada, açarsınız... O tutanaklar orada duruyor.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kayışoğlu, görüşlerinizi ifade edin, sataşmayın. Genel Kuruldaki alışkanlıklarımızı buraya taşımayalım lütfen, özellikle istirham ediyorum. Aşağıda birbirinize istediğiniz kadar sataşın.
Buyurun.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin söylediklerini açın okuyun -bir tarih kitabı gibi- bugün yaşadıklarımıza bir bakın. Ne söylediysek hepsini misliyle yaşıyoruz ve maalesef bedelini de ödüyoruz ve bu millet ödüyor; gençler ödüyor, kadınlar ödüyor, çiftçiler ödüyor, çocuklar ödüyor, nitelikli gençler bu ülkeyi terk ediyor. Çünkü maalesef, tek adam rejiminden sonra demokrasi kalmadı, yatırım gelmiyor -bilimsel verilerle açıklamıştık- ekonomi kötüye gidiyor. Demokrasi olmayınca bu tarz yönetimlerin diktatörlüğe götürdüğünü ve sonuçta da ekonominin kötüye gittiğini, adaletin olmadığını birçok ülke yaşamıştı, biz de bunu anlattık ve şimdi acı bir şekilde yaşıyoruz.
Şimdi, yasalar sorularak çıkarılıyormuş da burada angarya değilmiş de. Tamam, çalışalım ama siz... Şimdi, on yıldır bu Mecliste ne kanunlar çıktı. Kayıp-kaçak, mahkeme iptal ediyor mesela, diyor ki: "Onu vatandaşa ödetemezsin." Siz kanun çıkarıyorsunuz, bunu vatandaşın sırtına yüklüyorsunuz. Vatandaşın sorumlu olmadığı bir şeyi kanunla zorla dayatıyorsunuz, burada buna el kaldırdınız. Ne yaptınız? Vatandaş diyor ki: "Büyükşehir yasası bana göre değil." Bütün gittiğiniz... Ya, mesela hiç köylere gitmiyor musunuz? İsyan ediyor, siz bunu dayatıyorsunuz. Niye? Büyükşehirleri kaybetmeyelim diye. Büyükşehirleri de kaybettiniz, onun da bedelini ödedik. Başka ne çıkarıyorsunuz? Tohumculuk Kanunu çıkardınız; bu milleti, bu çiftçiyi İsrail tohumlarına mahkûm ettiniz. Ya, Bursa'da yirmi yıl, otuz yıl Cargill'e dava açıldı ve İznik Gölü'nün suyu kuruyor; AİHM, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bile haklı bulmadı Cargill'i. 2005'te Erdoğan gitti, Bush'un isteği üzerine, geldi, Bush'un isteği üzerine tarım topraklarını koruma kanununda değişiklik yapıldı. Ya, bugüne kadar vatandaşa sorarak hangi kanunu çıkardınız? 81 ilin barosu paralel baroya, ikinci baroya karşı çıktı; karşı çıkmalarına rağmen, 81 baro karşı çıkmasına rağmen ikinci baro kanununu çıkardınız. Ondan sonra her Anayasa değişikliğinde yargıyı tahakküm altına almak için, bütün yetkileri bir kişiye vermek için değişiklik yapıyorsunuz; bunu da böyle süslüyorsunuz, püslüyorsunuz, çalışıyormuşuz da... Ya, yazık günah, tam sekiz yıl olmuş, hâlâ "uyum yasaları" denilen, çıkarılamayan hâlâ KHK'lerle yönetilmeye çalışılan ve durmadan Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği, durmadan buraya gelen bu kanunlarla uğraşıyoruz. Bu milletin vergilerine yazık değil mi? Bu milletin kaynaklarına yazık değil mi? Niye buraya harcıyoruz? Yani şimdi bu KHK'leri çıkarmak için yüzlerce kişi çalıştı belki, bütün kanunları taradı, bir KHK çıkarıldı; sonra bunlar yürürlüğe girdi, AYM'ye gitti, orada insanlar saatlerce, günlerce, aylarca, yıllarca çalıştı, iptal etti; tekrar geliyor buraya, tekrar kanun çıkarıyoruz burada günlerce, saatlerce; sekiz yıldır uğraşıyoruz, emek harcıyoruz, mesai harcıyoruz. Vatandaşın işine yarasa elbette harcayalım yani işte, kademeli emekliliği, staj ve çıraklık mağdurlarının, emeklinin ücretine zam mı, memura 3600'ü, infaz memurlarının sorunlarını getirin, sabahlara kadar çalışalım, yıllarca çalışalım, hiç sorun değil. Yani biz çalışmaktan kaçmak değil, tam tersine, vatandaşın zararına olan, bu milletin kaynaklarını çarçur eden sizin bu ucube yasalarınızla uğraşmaktan şikâyetçiyiz ve onu eleştiriyoruz.
Şimdi, kurultayla ilgili hakikaten çok ayıp, olmayan... Bizim söylediğimiz hiçbir şeyin dayanaksız olmadığını yaşayarak görüyoruz yani ne diyoruz: "Saat dağıtıldı." Evet, kabul ediyorsunuz. Şimdi, bizim kurultayla ilgili söylenen hiçbir şeyin bir tane somut delili yok; hâlâ algı yönetimi, hâlâ burada iftirayla, hâlâ delegelerimizi, bizleri zan altında bırakacak beyanlarla karşı karşıya kalıyoruz. Özür dilenmesini istiyorum ben, Orhan Bey'in...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben size müdahale ettiğim için söz veriyorum, normalde vermiyorum biliyorsunuz.
Buyurun.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - ...özür dilemesi gerekiyor hem bizden hem de bütün delegelerimizden; onu da belirteyim.
Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeye demokrasiyi, çok partili yaşamı getirmiş, egemenliği saraydan alıp millete vermiş, milleti kul olmaktan çıkarmış bir partidir; öyle "vesayet" gibi kelimelerle yan yana asla getirilemez. Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanın karşısına adaylar çıkar, mahallede de ilçede de ilde de adaylar çıkar. Öyle bizde tek adam rejimi yoktur, demokrasi vardır; inşallah, siz de bir gün öğrenirsiniz diyeyim.
Teşekkürler.