| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey ve Ankara Milletvekili Orhan Yegin ile 74 Milletvekilinin Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3067) |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 07 .05.2025 |
MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli katılımcılar, kıymetli basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden DEM PARTİ İstanbul Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Meclis Başkan Vekili Sayın Sırrı Süreyya Önder'i buradan rahmetle anıyor, ailesine ve sevenlerine sabır diliyorum. Hayatı boyunca barış ve kardeşlik mücadelesi vermiş bir kişinin cenazesinde meydana gelen Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e yönelik hain saldırıyı da buradan bir kez daha lanetliyorum. Bu saldırının tesadüf olmadığı, kendi çocuklarını bile katletmiş bir suç makinesinin bireysel eylemi olmadığı bugün gün gibi ortadadır. Dün Genel Başkanımızın grup toplantısında açıkladığı bilgiler son derece vahimdir. Bu kişi ocak ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesine gitmiş ve bugün siyasi rehin olarak tutulan Sayın Ekrem İmamoğlu'na yönelik suikast iddialarını dile getirmiştir. Fakat bu iddialara rağmen bu şahıs karakola götürülmüş ve âdeta olayın üstü kapatılırcasına hiçbir soruşturma başlatılmadan serbest bırakılmıştır. Buradan söylüyorum: Ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de Türkiye bu karanlığa ve arkasındaki güçlere teslim olmayacaktır. Biz bundan önce de olduğu gibi inatla barışı, adaleti, hukuku savunmaya devam edeceğiz. Hukukun ayaklar altına alındığı, yasaların uygulanmadığı, siyasi rakiplerin tehdit edildiği, "telef siyaseti" dilinin meşrulaştırılmaya çalışıldığı; öğrencilerin cezaevlerinde, katillerin dışarıda olduğu bir Türkiye'ye de asla izin vermeyeceğiz. Hem Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'e yönelik saldırının hem de Genel Başkanımızın dün grup toplantımızda dile getirdiği suikast iddialarının perde arkasındaki gerçeklerin sonuna kadar aydınlatılmasını ve soruşturmaların etkin bir şekilde yapılarak sorumluların hukuk karşısında hesap vermesini bekliyoruz.
Değerli arkadaşlar, yine, burada, iktidarın, Anayasa’nın hükümlerine uymaması nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen KHK'leri Komisyona getirdiği bir teklifle karşı karşıyayız. Siz getirmekten bıkmadınız, biz aynı şeyleri söylemekten yorulduk. Ülkede hiçbir sorun yokmuş gibi on beş günde bir düzenli olarak burada toplanıp -bu teklifte de görüldüğü üzere- onlarca aynı madde buraya getirilip neredeyse hiçbir değişiklik yapılmadan kanunlaştırılmak istenmektedir; bu, hem nitelikli yasa yapma anlayışına hem de hukuka aykırıdır. İktidar, Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile KHK'ler, yasalar getirmekte ve buna istinaden iş ve işlemleri yapmaktadır. Sonra da Anayasa Mahkemesi iptallerinin ardından yasaya uydurmaya çalışmaktadır. Bu, AKP iktidarı ve tek adam rejiminin ülkeyi yedi yılı aşkın süredir Anayasa'ya aykırı bir şekilde yönettiğinin da aslında bir itirafıdır. Böyle niteliksiz bir yasa olmaz, bunu da kabul etmek mümkün değil.
Ülke yangın yeri; çocuğundan yaşlısına, çalışanından emeklisine, doğulusundan batılısına, öğrencisinden mezununa milyonlarca yurttaşımız AKP iktidarının yarattığı ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşurken Meclisin sürekli bunlarla uğraşması doğru değildir.
Bakın, dün burada Merkez Bankası Başkanının sunumu vardı. Başkan burada "Enflasyonun ana eğilimi geriledi, düşüş belirginleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak, enflasyonu belirlediğimiz ana hedeflere uyumlu olacak şekilde sürdürmek için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz." diyor. Buradan soruyorum size: Sokaktaki vatandaşa çıkıp sordunuz mu? Vatandaş enflasyonda bir düşüş hiç yaşıyor mu, hissediyor mu? Sayın Bakan Mehmet Şimşek göreve geldiğinden beri aynı masalı anlatıyor. Uydurma TÜİK rakamlarına göre bile vatandaş enflasyonun altında eziliyor. TÜİK'in açıkladığı yüzde 3'lük nisan ayı enflasyon artışı çarşının, pazarın enflasyonu değil, gıda ve barınma harcamaları cepleri yakıyor. TÜİK'e göre bile enflasyonda ilk dört ayda yüzde 13,36'ya ulaşan bir artış var; yıl sonu hedefleri de hayal oldu.
Değerli arkadaşlar, olan vatandaşa oluyor. Bakın, 2025 Ocakta emekli en düşük 14.469 lira maaş alıyordu, dört ayda 1.933 lirası buhar olmuş; memurun, asgari ücretlinin yine öyle ve siz çıkıp bu insanlara "Ara zam yok." diyorsunuz. Komisyona getirin bu teklifleri, ücret iyileştirilmesini bari birlikte ayarlayalım ama bu iktidar vatandaşı görmüyor, duymamaya da devam ediyor.
Sandıktan korktuğunuz için uydurma gerekçelerle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'na operasyon yaptınız. Siz söylemeye korkuyorsunuz, "finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler" diyorsunuz, adını doğru söyleyelim, 19 Mart demokrasi darbesinin faturası bugün 57 milyar dolara ulaşmış arkadaşlar; yazıktır, yazık! Bu milletin boğazına çöke çöke, açlığa muhtaç ede ede biriktirdiğiniz paraları böyle harcıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bir de iktidarın elinde bu yaptıklarını saklamak, yanıltıcı bilgi yaymak için çok kullanışlı bir aparat var, TRT. Milletin parasıyla kurulan, varlığını sürdüren bu kurum, bu iktidar elinde iktidarın borazanı hâline gelmiştir. Tarafsız olması gereken devletin kurumu, liyakatsiz ve yanlış atamalarla bir siyasi parti yayın organına dönüştürülmüştür. Bu teklifte 5, 6, 7, 8 ve 9'uncu maddeler bu kurumla ilgili ücret, özlük hakları, görevlendirmeler, yer tahsisleri gibi düzenlemeleri içermektedir. Bu konular bu milletin Meclisinde ayrıntılı şekilde tartışılmalıdır.
Bakın, dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Kit Komisyonu TRT'nin Sayıştay raporunu ve mali tablolarını görüşmek amacıyla toplandı. TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı Komisyonda yaptığı konuşmada TRT'nin gelirlerindeki artışla övünmüş. TRT'nin 2024 yılı gelirinin 2021'e göre artış oranı yüzde 692 olmuş. TRT'nin gelirlerinin yüzde 69'u vatandaşın vergilerini de kapsayan kamusal katkı geliri kaleminden oluşuyor yani parayı bu ülkedeki her siyasi görüşten olan vatandaştan toplayan TRT, sadece iktidarın sesi olarak çalışıyor; bu olacak iş değildir, bunu kabul etmek mümkün değildir. TRT'de hakkaniyetli yayın yapan, tarafsız görev yapabilecek yöneticiler istiyoruz. Buradan bir kez daha bu anlayışı kınıyorum.
Bu vesileyle, Sayın İmamoğlu'nun yargılanmasının TRT ekranlarından canlı olarak yayınlanması talebimizi bir kez daha burada dile getiriyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.