KOMİSYON KONUŞMASI

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Ben Bolu Belediye Başkanımıza da teşekkür ediyorum Komisyonumuza verdiği sunumları ve bilgileri için.

Tabii, burada Türkiye'nin gerçeklerini göz ardı etmemek gerekir. 62 milyar dolarlık gelire ulaşan bir turizm sektöründen bahsediyoruz. Bir de tabii yürüyen bir sistemde tadilat yapılıyor. Bununla ilgili de bir çalışma aslında Turizm Bakanlığının da olmuş yani az önce Sayın Belediye Başkanımızın dediği gibi, 31 Ağustos 2024'e kadar süre vermiş Turizm Bakanlığı, demiş ki "Belgelerinizi tamamlayın, eksikliklerinizi tamamlayın. Turizm işletme belgesi verilmesi açısından bunu değerlendiriyorum." Tabii, "Türkiye gerçekleri" derken kastettiğimiz nedir? Bizim de turizm işletmemiz var. Sayın Bakan Yardımcımız Komisyonu bilgilendirirken, yanlış hatırlamıyorsam, 20 bine yakın "belediye ruhsatlı" dediğimiz turizm işletmesinden bahsetti yani bu 2022'nin ocak ayına kadar 4.300 tane, 2022'nin ocak ayından yangına kadar geçen sürede 4.380 tane turizm işletmesinin uygun olmadığıyla ilgili kapattıklarını söyledi. Komisyona bilgi verirken de 8.500'ün üzerinde turizm işletmesinin kapatıldığını, bu sayının 20 binlere dayanmasını tahmin ettiklerini söylemişti. Dolayısıyla burada aslında Turizm Bakanlığı bir şey yapmamış değil, Turizm Bakanlığı çalışmalarını devam ettiriyor.

Efendim, "sorumluluk" diyoruz. Bizim de turizm yatırımımız var, otelimiz var. Gıda yönünden otelleri kim denetler? Tarım il müdürlükleri denetler yani Tarım Bakanlığı, bakanlık olarak söylemek gerekirse. Hijyen ve havuzla ilgili sağlık il müdürlükleri denetliyor. Efendim, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili Çalışma Bakanlığı, turizm işletme açısından da Turizm Bakanlığı denetliyor ama burada sorumluluk adına söylediğimizde, Sayın Başkanım, yangın konuştuğumuz için yangın ruhsatını veren belediyeler. Dolayısıyla ben itfaiyelerin belediyelerden alınarak, az önce Sayın Başkanımızın söylediği gibi, AFAD gibi ayrı bir genel müdürlük altında, ayrı bir kurum altında ya da AFAD'a bağlanarak merkezî hükûmete bağlanmasıyla ilgili de bir kanun teklifi verdim; Milliyetçi Hareket Partisi Grubunda bekletiliyor. Bu komisyondan sonra sizin de ortak görüşünüz olarak, bir komisyonun teklifi olarak da değerlendirilebilir. Bu manada bakmak lazım.

Bir de tabii biz -geçmişte- hâlâ yürüyen bir sigorta işi de yapıyoruz, sigorta acentesiyiz. Şu anda Türkiye'de her kesilen yangın sigortası poliçelerinin yüzde 10'u kadar, primin yüzde 10'u kadar belediyelere sigorta şirketleri bir para yatırıyor.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - "Yatırmıyor." diyor Başkan.

BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN - Efendim, şöyle dedim: Münhasıran adı yangın sigorta poliçesi olanda yatırıyorlar ama kasko yapılıyor araçlara. Araç yangın primi var orada, o yatmıyor mesela. DASK yapılıyor, o yatmıyor. Hatta sigorta şirketleri belirtmiyor da ne kadarını yangın için aldığını.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Yirmi beş yıldır biz de sigorta acenteliği yapıyoruz, oradan biliyorum. Eskiden yüzde 2'ydi bu prim, biz yatırırdık, acenteler yatırırdı belediyeye. Şu anda, yapılan değişiklikle yüzde 10'a çıkarıldı ve artık bunu bazen acenteler yatırmadığı için, farklı sıkıntılar doğduğu için sigorta şirketleri... Benim seçim bölgem Ordu; Ordu'da yapılan yangın poliçelerinin yüzde 10'u kadar, primin yüzde 10'u kadar, efendim, bir kısmı da belediyelere bu manada yatırılmış oluyor. Dolayısıyla, dediğim gibi, burada birbirimizi suçlamaktansa, "Şöyle oldu, böyle oldu." demektense bundan sonra bu olayların yaşanmaması adına önlemler almalıyız.

Bir de şunu söyleyelim: Tabii, Turizm Bakanlığı diyor ki "Efendim, yangın itfaiye raporunu getir. İtfaiye raporunu nasıl aldın? Efendim, senin ehliyetin var ama araç kullanmayı biliyor musun?" Bunu tekrar bir daha deneme, kontrol etme yani bunlar mümkün değil. Geriye dönük, efendim, iskân vermişsiniz bir binaya. Belediye her iskân verdiği, her iş yeri açma, çalışma ruhsatı verdiği binayı tekrar geriye doğru denetlemeye kalkarsa yeni iş yapamaz, böyle bir eleman sayısı da yok. Dolayısıyla, burada hiçbir şey yapılmamış gibi de olmasın, bunları da belirteyim.

Yangınla ilgili de az önce belediye başkan yardımcımız söyledi. Turizm Bakanlığının bakmış olduğu, bizim de yeni aldığımız bu yıldız değerlendirmesinde, kategorisinde, sertifikasında, adına ne derseniz deyin... Eğer burada yangınla ilgili, işte atıyorum, sprinkler sistem varsa beş yıldız şartlarını sağlıyor. Efendim, bu beş yıldızı vermek için bunları istiyor ama sağlamıyorsa üç yıldız ya da dört yıldız olarak işletmeniz faaliyetine devam ediyor. Turizm Bakanlığının sizin sprinkler sisteminiz yok diye iş yerini kapatma yetkisi yok. Dolayısıyla, bunun da artık burada Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik'in gereği olarak biz şunu da diyebiliriz: "Efendim, yangın ruhsatı almayan her işletmeyi Turizm Bakanlığı kapatacaktır." gibi bir uygulama da getirirsek bu da böyle değerlendirilir diye düşünüyorum.

BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN - Sayın Milletvekilim, yalnız, Turizm Bakanlığı bu iş yerini, oteli kapatamazdı çünkü iş yeri açma ruhsatını veren özel idare. Onun sadece turizm teşvik belgesini iptal etmesi gerekiyor. Bizim söylediğimiz o.

KADEM METE (Muğla) - Aynen, doğru.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Aynen öyle Sayın Başkanım. Bizim az önce söylediğimiz konu da şuydu...

BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN - "Bakanlık niye oteli kapatmadı?" demedik biz.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Aynen.

Bu otel mücavir alanda olsaydı -tartışma açmak için söylemiyorum- belediye olarak o itfaiye erimiz orada diyecekti ki sizin İmar ve Şehircilik Müdürlüğünüze: "Ben buraya gittim, bunlar talebini geri çekti ama böyle böyle sıkıntı var." O zaman zabıtayla yani Belediyenin kolluğu olarak zabıtayla ya da İmar ve Şehircilik Müdürlüğü aracılığıyla "Efendim, bu iş yeri açma ve çalışma ruhsatını iptal ediyorum, faaliyetini durduruyorum." denilebilirdi.

BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN - Sayın Vekilim, kamu görevlisine seçenek sunarsanız, "Bildirebilir." derseniz işine gelince bildiriyor, işine gelmeyince bildirmiyor. Bu olaya özel söylemiyorum.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Eğer bildirmeseydi siz o itfaiye yetkilisini görevden alırdınız.

Vaktinizi çok almamak adına bir örnek vereyim. Çalışma Bakanlığından iş müfettişi geliyor, bizim de bir beton santralimizi denetliyor. Evrakta yangın raporunu görmediği zaman, aslında onu da ilgilendirmiyor yangın raporu ama ilçe belediyesine, yine Cumhuriyet Halk Partisinin merkez ilçe Altınordu Belediyesine diyor ki: "Yangın raporu yok." Bize de ilçe belediyesi "On beş gün içerisinde yangın raporunu Büyükşehirden alıp getirmezsen on beş gün içinde ben senin faaliyetini durdururum." diyor. Bolu'da da bu süreç işlemeliydi. Zaten 4.300 işletmeyi kapatmış Turizm Bakanlığı, derdi ki Özel İdare marifetiyle, bunlar yapılabilirdi.

Ha, bir de şu var, hakkaniyet adına...

BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN - Sayın Vekilim, yalnız tekrar söylüyorum, biz il belediyesiyiz. Büyükşehir olarak çok farklı bir kanunu var; yetkileri, sorumlulukları farklı.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Tabii ki! Yok, yok il belediyesi de olsa il özel idaresine bildirirdi.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Naci Bey, tamamlayalım lütfen.

NACİ ŞANLITÜRK (Ordu) - Hakkaniyet adına şunu da söyleyelim: Eğer böyle bir yangın raporuna bu otel, restoran müracaat etmemiş olsaydı biz belki de şu anda hiç Bolu Belediyesini konuşuyor olmayacaktık. Onu da söyleyerek bitirmiş olayım.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.