KOMİSYON KONUŞMASI

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Muhalefetteki arkadaşlarımızın dostluğuna sığınarak tabii ki ne söylediklerine ya da ne söyleyeceklerine dair herhangi bir söz söylemek haddim değil, bunun farkındayım ama birimiz konuşurken burada en az 20 kişinin de dinlediğini dikkate alarak en azından sesinizi yükseltme konusunda biraz daha hassas olmanızı ben arzu ederim çünkü burası birbirimizi suçlama ya da şov yapma yeri değil. Burada bir meseleyi enine boyuna gelen misafirlerimizle birlikte istişare ediyoruz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Nezaketinize yakışmadı, biz şov yapmıyoruz.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, her şeye de sen müdahale etme. Sana mı diyorlar? Niye üzerine alıyorsun? Yapmayın yani yapmayın ya! O zaman kimseyi konuşturmayacaksın sen Ednan!

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Kişilik haklarına girmeden...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, rica ediyorum, hep siz konuştunuz, millet dinliyor; bırakın, onlar da fikrini söylesin.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - "Şov yapmayın." diyor.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ama her şeye müdahale ediyorsun. Ednan Bey, her şeye müdahale ediyorsun ya! Yapma ağabey, rica ediyorum!

EDNAN ARSLAN (İzmir) - "Şov yapmayın." diyor. Kim yapıyor? Ben ya da Süreyya Hanım konuştu.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Çok özür diliyorum, değerli arkadaşlar, Ednan Bey, bakın, benden daha kıdemli siyasetçiler var burada. Değerli arkadaşlar, her birimizin söylediğini kabul etmek durumunda değiliz, saygıyla dinleyeceğiz, kabullenmeyeceğiz zaten kabul etsek hepimiz bir partide oluruz. Yapmayın, etmeyin! Beğenmediğimiz, bazen sabredemediğimiz konularda bile sabır gösterebilmemiz lazım gelir. Samimi söylüyorum, ben Komisyon Başkanım ama benim de kendimce bir fikrim var ama birçok arkadaşın söylediği şeyin çok büyük kısmına katılmamama rağmen Komisyon Başkanı olmamdan kaynaklı susuyorum. Bizler birbirimize sabredeceğiz, aynı şeyleri konuşmasak da farklı şeyleri de konuşsak saygılı ve sabırlı olmamız lazım.

Buyurun hocam, bitirin.

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Şimdi, Değerli Kardeşim, gerçekten sizin şov yaptığınızı kastederek söylemedim. Genel olarak sesimizi yükseltme ya da maksadını aşan birtakım algılara neden olacak davranışlardan kaçınmamızın en azından burada milletvekilleri ve misafirlerimiz olarak birbirimize saygının gereği olarak ifade ettim. Kırdıysam ben özür diliyorum.

Şimdi, burada ben şunu da çok anlayışla karşılıyorum Sayın Başkanım: Ednan Bey'in bizim WhatsApp grubunda yazdığı gibi ortada bir görüntü varsa biz de buna ulaşmak isteriz sosyal medyada ya da diğer mecralarda bu yayımlanmadan önce. Ben bunu gerçekten çok haklı bir serzeniş olarak değerlendirdim ve düşündüm. Bu, bir görüntü de olabilir; bu, bir rapor da olabilir ama siz de konuşmanızın başında işleyen bu süreçte bunun normal bir süreç olduğunu, bunların doğru ya da yanlış bir şekilde bizim dışımızda da paylaşılabileceğini ifade ettiniz. Yani ben o konudaki hassasiyetlerinize sonuna kadar katılıyorum ama şurada bunun adını koyalım: Biz burada yargılama mı yapıyoruz? Yapmıyoruz. Dolayısıyla, bizim buradaki sürecimizle mahkemede işleyen süreç farklı süreçler ama neticede illaki birbiriyle de ilintili, ilişkili süreçler olduğunun farkındayım. Dolayısıyla, buranın da bir Meclis araştırması komisyonu olduğunu herkesin bilmesi konusunda ben de en az sizin kadar hassasiyet taşıyorum ve buraya gelecekler konusunda da en üst düzeyde olur ya da farklı düzeyde olabilir, o konuda kamu kurumlarının ve diğer STK'lerin de hassasiyetle bizim çağrımıza cevap vermesi konusunda size katıldığımı ifade ederim ama tabii, gelip gelmemek takdirlerindedir. Yani bir bakan gelmiyorsa derdest edip getirmek gibi bir şeyimiz yok. Ben sadece şunu düşünürüm: Bir bakan yerine bakan yardımcısı geldiğinde ya da bir bürokrat geldiğinde -elbette ki arzu ederdik bir bakanın gelmesini ama- biz burada sorduğumuz sorular itibarıyla o kurumu temsilen gelen ilgili misafirimizden -bakan yardımcısı diyelim- hangi sorumuzun cevabını alamadık da "Ya senin yerine keşke bakan gelseydi." diyoruz? Eğer öyle bir durum varsa biz, o kurumu temsilen gelen arkadaşımıza "Kardeşim, sizden biz arzu ettiğimiz cevapları gerekli derinlikte alamadık, doyurucu bulmadık. Dolayısıyla sizin en üst amiriniz gelsin." şeklinde de bir teklifiniz olabilir. Ben açıkçası birbirimizi de eleştirirken birbirimizi rencide edecek şekilde suçlayıcı ya da birbirimize böyle bağırıp çağırarak değil de bunun bize daha yakışır şekilde, Meclisin mehabetine yakışır şekilde olması gerektiğini düşünüyorum.

Anlayışınız için teşekkür ederim.