Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
Dönemi | : | 26 |
Yasama Yılı | : | 1 |
Tarih | : | 14 .01.2016 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanlar, ben madde üzerinde şöyle söyleyeyim: Silahlı kuvvetlerin veya emniyet güçlerinin maaşlarını iyileştirme, özlük haklarını iyileştirme yönünde bazı adımlar atılıyor. Geçen torba yasada da vardı, bu torba yasada da var.
Biz bunu şöyle okuyoruz: Tekrar güvenlikçi politikaların zirve yaptığı bir dönemi yaşıyoruz ve şöyle zannediyoruz devlet olarak defalarca bu yolu denediğimiz hâlde. Güvenlikçi politikaları zirve yaptırırsak, her köşe başına karakol yaparsak, askere, polise üst düzey maaşlar verirsek, teşvik edersek, dünyanın en gelişmiş teknolojilerini, silahlarını alırsak, ülkenin iç barışı tesis olacak zannediyoruz. Ancak Sayın Bakanların çok iyi bildiğini biliyorum, özellikle İsmet Bey'in o konudaki daha müktesebatını biliyorum.
Devletler yalnızca güvenlikçi politikalarla iç barışını tesis edemezler. Güvenlikçi politikalar ile özgürlükçü politikalar konusunda devletler bir dengeyi yakalamalıdır ve bu konuda kantarın topuzu kaçmıştır. Yani bu kantarın topuzunu tutturabilen devletler iç barışını tesis ederler.
Bu konuda da devletimiz defalarca çıkmaz sokaklara girdi çıktı. Yani ancak devlet aklını yönetemeyen ülkeler bu çıkmaz sokaklara defalarca girip çıkarlar ve aynı hatayı tekrar ve tekrar yaparlar. Mesela 90'larda biz bu sokaklara girdik, daha geçmişe gitmeyeyim. Aynı paradigmalar, aynı söylemler sanki copy paste gibi, bakarsanız o günün söylemlerine, o günün gazetelerine ben bakıyorum, aynı söylemler. Sonuna geldik, bitiriyoruz, son terörist ölünceye kadar, şanlı ordumuz bitiriyor, az kaldı filan diye dokunulmazlıkların kaldırılmasına kadar söylemler kullanıldı, uygulamalar yapıldı, on binlerce insanımızın kaybından başka elimize bir şey geçmedi.
İvedilikle, iki Değerli Bakanımız burada, Hükûmetin kantarın topuzunu kaçan bu güvenlikçi politika-özgürlükçü politika dengesinde tekrar bir yola girmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Bu da diyalogla olur.
Bakın, HDP bu konuda Türkiye'de barışı tesis etme iddiasıyla yola çıktı. Çoğulcu bir bakışla. Ve geçenlerde çaydan bir sebeple, hani ortamı yumuşatma imkânı varken çaydan bir sebeple diyalog kanalları tamamen kapatıldı. Ve gördüğümüz gibi tekrar güvenlikçi söylemler çerçevesinde hareket ediliyor. Dünyada hiçbir devlet, bakın, bunun örneği yoktur. Bir Sri Lanka modeli gösterilir. Onun da buradaki meseleyle hiç alakası yoktur. Hiçbir devlet yalnızca güvenlikçi meselelerle sosyolojik sorunları çözememiştir. O açıdan, özgürlükçü politikaların bir an önce devreye girmesi gerekiyor.
Bu, şey demek değil. Bakın, yanlış anlaşılıyor. Güvenliği bir kenara bırakalım, orada asker geri çekilsin. Yok öyle bir şey. Elbette bir devletin ordusu olacak, polisi olacak, askeri olacak ama bunlar iç barışı tesis etmek, sınırlarımızı korumak için görev yapacaklar. Yani bu anlamda, bir an önce bu kantarın topuzu kaçmış noktadan tekrar geri dönülmesini öneriyoruz. Hükûmet olarak bu yönde bir açılım yapılması ve diyalog kanallarının açılması ve artık iç barışımıza, her gün huzurumuzu kaçıran insanların ölümüyle uyandığımız, uykularımızın kaçtığı günlerden tekrar diyalog kanallarının açık olduğu ve özgürlüğün tesis edilebileceği günlere dönelim çağrısını yapıyorum Değerli iki Bakanımıza.