KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ ALİ KESKİNKILIÇ (Karabük) - Sayın Başkanım, şimdi, Vakıfbank görüşmeleri sırasında KGF kredileri gündeme geldi; KGF kredileri, Kredi Garanti Fonu. Yani bunun bir bilinmesi lazım. KGF -Kredi Garanti Fonu- küçük ve orta ölçekli işletmelerin kredi ihtiyaçlarında teminat sıkıntısı çekmeleri sebebiyle kurulmuş bir kuruluştur; bunun bir tarafında Türkiye Odalar Birliği, bir tarafında KOSGEB, bir tarafında, efendim, TESK ve bankalar bulunmaktadır. Kredi Garanti Fonundan kredi teminatı alan firmalara baktığımızda, şöyle bir algı oluşmasını istemiyorum: Bunlar çok büyük firmalar değildir, 250 kişiden az insan çalıştıran, toplam yıllık ciroları -işte, yeni oldu- 500 milyon olan... Herhâlde o zaman, 2017'lerde 125 milyon lira civarındaydı, hatırladığım kadarıyla, hafızam beni yanıltmıyorsa. Buradan alınan teminatlar var; bu teminatlarla kişiler, küçük ve orta ölçekli işletmeler geliyorlar, ilgili bankaya müracaat ediyorlar ve bankadan bu teminatın karşılığında da bir kredi temin ediyorlar; bu temin ettikleri kredilerle ilgili dönüşlerde sıkıntı yaşandığında, Kredi Garanti Fonunun bu teminatları karşılamasıyla bakıldığında... O zaman, 2017-2018 yıllarında, hatırlıyorum, ben de o zamanlarda Sanayi Bakanlığında görev yapıyordum, orada sistemin bir manuel çalışması vardı, özellikle bankaların sigorta borçlarını, vergi borçlarını görmede büyük sıkıntı çekiyorlardı ve bunlar, bankalar, kendileri kişinin beyanları üzerinden veya işte, orada yaptığı çalışmalardan yapıyorlardı. Burada, tabii, özellikle baktığımızda, 2017 ve 2018 yıllarında reddolunan krediler var; 2017'de 17 adet, 2018'de 7 adet, ondan sonraki yıllara baktığımızda, banka bu işlemleri düzenlemiş ve işlemlerini tamamlamış. Baktığımızda, bu gibi ret krediler yok ama bunlar sigorta ve vergi borcundan kaynaklanıyor. Bunlar çok büyük firmalar da değiller ama KGF sisteminin de burada kendini bir "check" etmesi lazım. Yani teminat verdiği bir kişiye kefalet koyuyorsa ortaya, kefaletini koyarken de KGF sisteminin de bu konuda bir kendisini "check" etmesi lazım çünkü bütün riski bankaya yüklemiş. Yani KGF teminatı veriyor ama kendisi de bu konudaki şeylere bakmıyor, buraya da bir bakmak lazım ama önemli olan şu: Şimdi, bir bankacılık sistemi, özellikle sanayi açısından, yatırım yapanlar açısından baktığımız vakit, bir ülkenin gelişmesi için en önemli argümanlardan bir tanesidir. Yani finans sisteminin içinde, ülkenin finans sistemi içinde bankacılık sistemi ciddi bir done olarak hareket eder ve burada baktığımızda da Türkiye'de çektiğimiz en büyük sıkıntı yatırımların finansmanıdır ve yatırımların finansmanı için Türkiye'nin elindeki sermaye büyüklüğüdür ve bankaların burada sağladığı finansman desteğidir. Burada Vakıfbanka baktığımda, aktif büyüklüklerinin 4 trilyona ulaşmış olması yani buna baktığımızda, yine aynı şekilde mevduatlarının 2,5 trilyona ulaşmış olması ve bu mevduatların içinde de baktığımızda, uzun süreli mevduatlarının -1,9 gibi- TL mevduatlarının yükselmiş olması, Vakıfbankın Türk bankacılık sisteminde 2'nci sıraya kadar yükselmiş olması bizim için son derece önemli. Türk sanayicisinin -en büyük isteği- şu anda en büyük sıkıntısı da budur, Türk sanayicisi finansmana ulaşmakta sıkıntı çekiyor ve bu da bizim bankalarımızın büyüklükleriyle orantılı. Yani bizim bankalarımız mevduatlarını, kredi desteklerini, kredilerini ne kadar çok sanayicimize verebilirse, iş dünyamıza verebilirse... Türkiye'nin gelişmesi bunun üzerine bina edilmiş durumda arkadaşlar. Yani biz bankacılık sistemine buradan bakmalıyız. Biz bankacılık sistemine baktığımızda, verdiği krediler, iş kredileri, yatırım kredileri konusunda değerlendirmeliyiz. Eğer bankaların kredi portföyleri hazine bonolarına, tahvillere dönmüşse o zaman başka bir sıkıntı var demektir. Önemli olan dışarıya verdikleri kredilerdir, iş dünyasına sağladığı desteklerdir.

Ben Vakıfbank Yönetim Kurulumuza, Sayın Genel Müdürümüze ve çalışma arkadaşlarımıza iş dünyasına, sanayicimize, Türk sanayicisine sağladıkları bu kredi ve desteklerden dolayı teşekkür ederim.

Sağ olun efendim.