Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketinin (TEİAŞ) 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 22 .04.2025 |
MAHMUT DİNDAR (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben de tüm katılımcı kurum temsilcilerini saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Elektrik iletimi ve dağıtım meselesi elbette çok önemlidir. Türkiye'de bu mesele çiftçiden sanayiciye, tüm yurttaşlardan hane halklarına herkesi ilgilendirmektedir. Son yıllardaki zamlardan sonra elektrik faturaları hem haneler hem de işletmeler için en temel gider kalemleri arasındadır. Faturasını ödeyemediği için enerjisi kesilen hane ve yurttaş sayısı yüz binlerle ifade ediliyor. Bu nedenle, icralık olan on binlerce yurttaşımız var. Bu nedenlerle en ucuz ve en temiz enerjinin üretilmesi ve vatandaşa ulaştırılması için kurumsal bir politika izlenmelidir. Maalesef, 2000'li yıllardan bu yana bu alanda halkın ihtiyaçları değil şirketlerin ihtiyaçlarını önceleyen bir politika var. Bildiğiniz üzere, 1800'lü yıllarda elektrik kullanımı birçok ülkede yaygınlaşmaya başladı, Türkiye'ye biraz geç geldi. Bizim bölgemize daha da geç geldiğini söylememize gerek bile yok; özellikle sokak ve yol aydınlatması konusunda kırsal bölgelerin, ülke genelinde ve en çok da seçim bölgemde olduğunu ifade edebiliriz. Eti Maden ve TEK'le başlayan elektrik yaygınlaştırma faaliyetleri 1990'lara kadar Kürt illerine tam olarak ulaşamamıştı. 2025'te bile elektrik altyapısı düzgün olmayan yüzlerce köyümüz var, en hafif rüzgârda elektrik kesintisi yaşayan yüzlerce mahallemiz var. Bu yönüyle TEİAŞ'ın ve denetleyici kurum olarak TEDAŞ'ın orta vadede bu altyapı sorunlarını çözmesi gerekmektedir. Raporlarda TEİAŞ'ın 2021 yılında 3,7 milyar TL net kâr sağladığını görüyoruz. Sonraki yıllarda ise yaklaşık 10 milyar TL net zarar ettiği ifade edilmektedir. Bu zarar etme eğilimi 2023 ve 2024 yılında devam etmiş midir, daha sonra bunları da göreceğiz. Vatandaşlara ve işletmelere yansıtılan elektrik zamlarına rağmen TEİAŞ'ın zarar etmesi nasıl izah edilebilir? 86 milyonun hizmet aldığı bir kuruluşun zarar etmesi, bir planlama ve yönetim sorununa işaret etmektedir. Ekonomik kriz nedeniyle maliyetlerdeki artış gelir artışını geçtiği için mi bu zarar ortaya çıkmıştır yoksa yönetim giderleri mi artmıştır?
Değerli milletvekilleri ve sayın kurum temsilcileri; elektrik altyapısındaki kalite ve arızaların zamanında giderilmesi meselesi can güvenliği ve işçi sağlığını doğrudan etkileyen bir faktördür. Maalesef, hâlâ hafızalarda güncel olan geçen yıl İzmir'de 2 insanımızın canını yitirdiği vakanın mahkemesi devam ediyor. Yağmur ve sel durumlarında elektrik altyapısı kusursuz olmalıdır. Evlerde ve iş yerlerinde elektrik akımına kapıldığı için her yıl yüzlerce insanımız yaşamını yitirmekte ve engelli kalmaktadır. Bu nedenlerle, bu alandan sorumlu kurumların yaşam hakkını etkileyen bir işle uğraştıklarını bilmeleri ve bu bilinçle hareket etmeleri gerekiyor. Yüksek gerilim hatlarının geçtiği bölgelerde uyarı levhalarının çok dilli hazırlanması, o bölgelerde yaşayan halka gerekli uyarı eğitimlerinin yapılması gerekiyor, aksi takdirde çok vahim vakaların yaşandığını biliyoruz. Yine, raporda belirtilen, şirkete ait olmasına rağmen şirket adına tapu tescili yapılmayan taşınma sorunu güncel olarak devam etmekte midir? Tescil işlemi devam eden taşınmaz sayısı kaçtır? Bu sorunlar yıllardır neden çözülmüyor? Tescil olmadan kullanılan taşınmazlardan hangi sorunlar ortaya çıkıyor ve nasıl çözülüyor? Görüldüğü üzere mevzuat boşlukları ve eksiklikleri var, gecikmeksizin giderilmemesi durumunda kurumun hukuki riskleri ve zararları artacaktır. Rapordan da görüleceği üzere milyonlarca lira mahkeme ve dava giderleri açığa çıkıyor. TEDAŞ'la ilgili olarak da şunu ifade etmek isterim: Enerji teşvik ve desteklerinin, bölgesel ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak yeniden yapılandırılması gereklidir. Özellikle, TEDAŞ ve VEDAŞ bölgelerinde halkımız ile şirket yetkilileri, dönem dönem jandarma ve kolluk zorluğuyla karşı karşıya gelmektedir. Yıllardır çözüm bulunamayan çiftçilerin enerji ihtiyacı ve kayıp kaçak altyapı sorunları halkı mağdur etmektedir. Şirketler kendi eksik altyapılarının faturasını da halka kesmektedir. Hizmet kalitesinde sorun olan bu bölgelerde altyapı ve enerji destekleri geliştirilmelidir. Enerji teşvik ve desteklerinin miktara ve bölgeye göre dağılımları kamuoyuna açıklanmalıdır. Şirketlere yönelik TEDAŞ'ın kontrol ve denetim görevleri kamu yararı ölçüsüyle olmalıdır ancak 21 adet elektrik dağıtım şirketinin arasında 2036-2041 yılına kadar ayrıştırılmış durumdadır. Yine, aslında halkımız bu şirketlere fatura ödeyecek, 2041 yılına kadar devam edecek. Her konuda merkeziyetçi ve tekelci davranan iktidar bu konuda bölgelere göre bir yapılanmaya gitmiş görünüyor.
Sözlerimi bitirirken tasarruflu enerji kullanımı ve kültürün yaygınlaşması için bir kampanyanın gerekli olduğunu ifade etmek istiyorum. Malum olduğu üzere gittikçe gündemimize gelecek olan iklim krizinin önemli bir boyutu enerji kullanımıyla ilgilidir. Bu konuda hem TEİAŞ'ın hem de TEDAŞ'ın görev ve sorumluluklarının olduğunu da bilmeliyiz diyor, teşekkür ediyorum.