Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3046) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 16 .04.2025 |
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Öncelikle, bu kanun teklifimizin milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Tabii, ondan önce de tüm hazırunu saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder bir rahatsızlık geçirdi, ona da acil şifalar diliyorum inşallah.
Tabii, bu kanun teklifinde temel olan şu: 2017 yılında Türkiye bir referanduma gitti, burada bir sistem değişikliğine gidildi ve sistem değişikliği neticesinde parlamenter sistemden tabii ki Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi; hızlı bir uyum sağlanması açısından da o dönemde bir kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Bu kanun hükmünde kararname, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname 233 maddeden oluşmaktaydı; devletin yeniden dizayn edilmesi, yeniden düzenlenmesi anlamında yapıldı. Tabii ki bizden önceki konuşmacılar da burada... Bu kanun hükmünde kararnamenin kanunlaşması gerekirdi, uzun zaman geçtive dolayısıyla Anayasa Mahkemesi bu maddelerin kanun hükmünde kararnameyle düzenlenmeyeceğine yönelik iptal kararı verdi ve şimdi bunu bizim hazirana kadar kanunlaştırmamız lazım.
Bu kanundaki maddelerin büyük bir kısmı şimdi yürürlükte olan ve dolayısıyla aşağı yukarı 2018'den beri uygulanan kanun hükmünde kararnameler. Bunun yanında yeni maddeler de var, arkadaşlar yeni maddeler de getirmiş; 112'ye yönelik maddeler. Konya Milletvekilimiz, Sayın Mustafa Kalaycı Vekilimiz de ifade etti. Burada, tabii "Bu 112'yle çıkarılabilecek kanunda mesela diyelim ki art niyetli insanlar bunu kullanabilir mi?" diye benim aklımdan geçiyor.
Diğer taraftan, burada, mesela, ihbarın asılsız çıkması... Bu 112 sadece sağlık hizmetleri değil; aynı zamanda bir sürü, işte emniyetle olsun, diğer yangınlarla ilgili bizim acil başvuru hattımız 112 olarak tek numaraya indirildi. Burada diyelim ki herhangi bir olay oldu, ben bunu ihbar ettim, o olayı yapanlar kaçtı, gitti ve polisler de geldi, dedi ki: "Sen burada asılsız ihbar yaptın, gel bakalım, 15 bin lira ceza öde." Bu gibi durumlarda bunun altından nasıl kalkılabilecek?
Tabii, burada Cumhurbaşkanlığı sistemini eleştirdi arkadaşlar, eleştirebilirler ama neticede de şu var arkadaşlar: Biz bu Cumhurbaşkanlığı sistemine 2018 yılında geçmişiz, bununla ilgili bir hükûmet uygulaması yapmışız ve neticesinde de arkasından da 2023 seçimlerine gitmişiz, vatandaş "Kardeşim, sizin bazı eksikleriniz olsa da biz size güveniyoruz." demiş ve neticede tekrar bize, Sayın Cumhurbaşkanımıza bu yetkiyi vermiş.
Tabii, burada bazı milletvekillerimiz işte özellikle kamu görevlilerinde partizanca yaklaştığımızı ifade ettiler; buna katılmak mümkün değil arkadaşlar. Bunun en somut örneği burada, işte, Komisyonumuzun da üyesi olan İYİ Partili Samsun Milletvekili Erhan Usta seçimlere katılmadan önce bizim bürokratlarımızdan biriydi değil mi? Demek ki partizan bir yaklaşımımız olmadığının en iyi örneği de Erhan Usta'dır. Yani şimdi şöyle bir şey var, önemli olan...
ERHAN USTA (Samsun) - İyi ki boğazımı sıkmamışsınız. Kaç tane kararnameden döndüm.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Fiiliyata bakmak lazım, şimdi fiiliyata bakmak lazım. Neticede sanki... Şimdi, şöyle bir şey var: Eski dönemde, parlamenter sistemde, hükûmetler geldikleri zaman arkadaşlar müsteşarlarını, müsteşar yardımcılarını, genel müdürlerini hiç değiştirmiyormuş da sanki biz bunu değiştirmişiz gibi bir algı operasyonu yapıyorsunuz, bu doğru değil, doğru değil. Neticede, bizden önceki dönemlerdeki... Bunu çalışmak istemeyebilirsiniz ve yeni gelen hükûmet, bürokratlarını, kendi üst düzey bürokratlarını kendi seçebilir ama ne olur? Mahkemeye gidiyorlar ve mahkemeye gidince de geri yerine geliyorlar ve bununla ilgili bir çözüm üretti AK PARTİ. Neticede de bu bürokratlar da o görevi yaptıktan sonra da aldıkları maaşın aynısını alma süresini de üç yılla sınırlandırdılar. Burada aynı şekilde, diyelim ki bakanlık müşavirlerinin kadro almaması yönünde diyelim ki adım atıldı bakanla gelip bakanla gidecek diye.
Diğer taraftan, tabii ki burada Veli Ağbaba'nın söylediklerine katılmak mümkün değil. Bir kere tabii ki diploma kardeşim, şöyle, ben söyleyeyim: Eğer Türkiye'de hiçbir üniversite kazanamamış bir insanın yurt dışında bir üniversitede okuyup da Türkiye'nin en iyi üniversitesine gelmesini siz vicdani olarak...(*)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Mehmet Muş da burada, Mehmet Muş'a diyorsun, Mehmet Muş da aynı okuldaydı! Hiçbir okul kazanamamış da Mehmet Muş da oraya gitmiş! Bülent Turan da oraya gitmiş!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Onu demiyorum ben ama onlar Türkiye'nin en iyi üniversitesine gelmemişler, orada bitirmişler. Neticede bunu vicdani olarak siz onaylıyorsanız onu bilemiyoruz biz. Diğer taraftan sizin adayınızı madayınızı çaldığımızı...(CHP sıralarından gürültüler) Yok kardeşim, ben size şunu söyleyeyim: Sizin adayınız sizin olsun ve bizim adayımız bize yeter, dolayısıyla da sizin adayınızdan korkma gibi bir endişemiz de yok bizim. Ben size şöyle bir söyleyeyim...
VELİ AĞBABA (Malatya) - "Türkiye'de hiçbir üniversiteyi kazanamamış, Kıbrıs'a gitmiş." dedin! Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanına hakaret!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben size şöyle bir şey söyleyeyim: 2023 seçimlerinde diyelim ki ekonominin ağır şartlarında, deprem geçirmişiz biz ve dolayısıyla da bu zor şartlara rağmen millet bu yetkiyi size vermeyip de Sayın Cumhurbaşkanımıza veriyorsa sizin oturup 10 kere düşünmeniz lazım, 10 kere düşünmeniz lazım, "Ya, biz niye kazanamadık bu şartlarda?" demeniz lazım arkadaşlar. Dolayısıyla, 2024 seçimlerinde milletimiz bize bir uyarı verdi ama size de güvenmiyor arkadaşlar, güvenmiyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hulusi Akar'ın kızı biyolojiye girip tıp bitirdi tıp!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şunu söyleyeyim, Veli Ağbaba, şimdi şöyle bir şey, ben milletin okuluyla dalga geçmiyorum.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Dalga geçiyorsun! "Türkiye'de hiçbir yeri kazanamamış, yurt dışında bir yere gitmiş." diyorsun!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, hayır. Şöyle bir şey: Türkiye'de en düşük puanla girilebilecek bir yere giren kişinin en yüksek üniversitede okumuş olmasına, geçmiş olmasına bunu adalet olarak siz buna razı mısınız diyorum ben. Diyelim ki örnek olarak, bugün, Uşak'ı kazanmış bir kişinin kalkıp da ODTÜ'ye geçmiş olmasına vicdanen uygun mu diyorsunuz? Buna vicdani olarak da uygun mu diyorsunuz?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hulusi Akar'ın kızı biyoloji okuyor, Hacettepe Tıbbı bitiriyor!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, onu yapanlar yanlış yapmışlar, yanlış yapmışlar.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hulusi Akar'a söyle Hulusi Akar'a, kızı biyolojiden giriyor, tıptan çıkıyor!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Neticede olay düzgün değildir ve hakkaniyetli değildir yani.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye, müsaadenizle.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Biyolojiden giriyor tıptan çıkıyor, buna da bir şey söylesene!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başkanım, ben konuşamıyorum ki ya.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye müsaade eder misiniz. Sayın Ağbaba... Sayın Güneş...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hulusi Akar'la konuş, bir derdin varsa Hulusi Akar'la konuş. Türkiye'de ikili bir hukuk sistemi var, dayın varsa işin çözülür ama muhalifsen diploman iptal ediliyor.
ORHAN YEGİN (Ankara) - Sen konuş, sen merak ettiğin bir şey varsa git Hulusi Akar'la konuş.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - O zaman dayısı varmış demek ki İmamoğlu'nun?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bunu savunmayın! Ya, Hulusi Akar'ın kızı biyoloji bölümüne giriyor, tıptan çıkıyor; olacak iş mi ya, sen de doktorsun ya!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli milletvekilleri, bir saniye...
Sayın Güneş, toparlayın konuşmanızı.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, zamanım bitti.
Şimdi, arkadaşlar, şöyle bir şey var...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sen Kıbrıs'ta okuyan herkese hakaret ettin!
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başkanım, böyle bir şey yok yani Allah Aşkına.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kıbrıs'ta okuyan herkese hakaret ettin, Başkana bile!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Ben de vereceğim cevabını, bir saniye.
ERHAN USTA (Samsun) - 112 Acil doğru mu, yanlış mı? Yapılan şeyi bir söylesene, niye giriyorsun bunlara.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben o konuyu konuştum, siz burada yoktunuz galiba.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri... Bir saniye Sayın Güneş.
Değerli milletvekilleri, kimin ne konuşacağına biz karışmıyoruz, lütfen, hepiniz görüşlerinizi ifade ettiniz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Arkadaşlar, burada açık öğretimi bitirmiş gelmiş, en iyi yerlere gelmiş, burada, bürokraside de var...
ERHAN USTA (Samsun) - Ne demek "Karışmıyoruz." Sayın Başkanım, burada kanun teklifini konuşmamız lazım, bunu söylememiz lazım, olur mu öyle şey? Aşağıda kalmış şeyler...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, İsmail Güneş hararetli bir konuşma yapıyor. Fakat hararetimizi fazla yükseltmeyin Sayın Güneş.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Hararet yükselmesi iyi değil, lütfen tansiyonu düşürelim değerli arkadaşlar, tansiyon iyi olmuyor.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Türkiye'de ikili hukuk sistemi var.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Evet, bir saniye Sayın Ağbaba, kayıtlara geçti.
Sayın Güneş, tamamlayın sözünüzü.
Buyurun.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tabii, adalet hepimize lazım, tamam mı? Ve dolayısıyla da adil bir yargı hepimizin isteğidir ama şu var arkadaşlar: Sizin sadece bu İstanbul Belediye Başkanıyla olan olayı "darbe" olarak tanımlamanız yanlış arkadaşlar. Bir de olayın içeriğine bakmanız lazım. Benim sizden istirhamım şudur: Ya, burada iddialar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Araştırılsın, yargılansın kardeşim!
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye Sayın Ağbaba...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yargılansın, yargılanmasına kim ne diyor?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, bir saniye...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Hodri meydan. Canlı yayınla, yargılanmasında sıkıntı yok ki.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, zaten mahkemeler devam ediyor.
Bir saniye değerli arkadaşlar...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Sende mi o okulda okudun Sayın Başkan?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş, ilave iki dakika süre vereceğim.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Biz isteriz ki: Ya, burada iddialar var arkadaşlar, bu iddiaların karşısında sizin de araştırıp...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Yargılansın Sayın Güneş, yargılansın.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve neticede adil yargılanmasının önünü açmanız lazım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, biz mi önünü kapattık? Yargılansın, gelsin, yargılansın.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Siz mahkemelere baskıda bulunuyorsunuz.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tutuksuz yargılansın, hodri meydan.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi ben şunu söylüyorum: Mesela iddialardan bir tanesi diyor ki: Ben bilmem. "Adam 95 milyonluk şerbetli tatlıyı doğudan bir yerden bir tane bakkaldan almış."
VELİ AĞBABA (Malatya) - O da ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığına iş yapıyor, bakanlıklara iş yapıyor. Adamın suçu ne?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Biliyorum ben.
Bakın, şimdi şöyle bir şey...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Adamın suçu ne? Hakkârili olması; böyle bir şey olur mu ya?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, alabilir, alabilir.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Böyle bir şey olur mu? Hakkârili olunca hemen "PKK'lı"...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - "PKK'lı" demiyoruz biz, adam işletme sahibi değil.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Adam Sağlık Bakanlığına iş yapmış mı? Yapmış. Adam diğer...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar, bir saniye... Sayın Ağbaba, bir saniye...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Olayı başka yere çekme. Ya, böyle bir şey yok ki.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Güneş, bir saniye...
Ya, burası mahkeme salonu değil arkadaşlar.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Vallahi, ne AKP'li belediye ne kamu kuruluşu kalır...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Gürer...
Değerli arkadaşlar; burası mahkeme salonu değil, dolayısıyla biz yargıç da değiliz, hâkim de değiliz, iddia makamı da değiliz. Yani biz şimdi oturup da kimin suçlu, kimin suçsuz olduğuna karar verecek durum da değiliz, böyle bir yetkimiz yok.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - İsmail Bey, sen başhekimlik yaptın değil mi? Çikolatayı nereden aldın?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hiç çikolata almadım.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir saniye değerli arkadaşlar...
İkincisi, bu, bizim konumuz değil.
Değerli arkadaşlar, sizden istirham ediyorum, lütfen, bu konuşacağınız konuları basın toplantısı var, orada bu polemikleri yapabilirsiniz. İmamoğlu'nun diplomasıyla alakalı "Haklı mıydı, haksız mıydı?" görüşlerinizi lütfen oralarda ifade edin, bunlar Komisyonun gündeminde olan meseleler değil, süren bir yargılamayla alakalı da konuşmak doğru değil. Peşinen birisini "suçlu", peşinen birisini "haklı", "suçsuz" ilan etmek de bizim yetki alanlarımız içerisinde değil. Neticede mahkemenin ne karar vereceğini göreceğiz.
Lütfen -bir dakika süre daha ekliyorum- Sayın Güneş, tamamlayın.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam.
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Ağbaba, siz de müdahale etmeyin.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başkanım, burada şöyle bir şey var: Yani burada şikâyet eden biz değiliz ve dolayısıyla da şikâyet eden...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, bu da sizin yalanınız ya. Kim şikâyet etti? Gizli tanık. Ya, ne kadar odun varsa hepsini gizli tanık yapmışsınız.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - O Şişli Belediye Başkan Danışmanını şikâyet eden sizden biri değil mi arkadaşlar?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Odun var, odunlar var, meşe var, çınar var...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Attınız mı onu, bilmiyorum yani...
Şimdi, şunu yapmak lazım...
VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne kadar odun varsa gizli tanık yapmışlar.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bizim iddiamız şu arkadaşlar: Burada bir hukuksuzluk varsa mutlaka yargının buna karar vermesi lazım. Biz CHP'ye falan, Ekrem İmamoğlu'na herhangi bir darbe yapıldığına inanmıyoruz. Eğer böyle bir darbe yapılmışsa bunu da yapan CHP'nin kendileri. CHP kendi içinde kendine darbe yapıyor arkadaşlar.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Geç onu, geç onu.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben size şunu söyleyeyim: Kendi içinizdeki problemleri Türkiye'nin problemi gibi yansıtmayın.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Geç onu.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kendi genel başkanlarınız arasındaki çekişmeyi Türkiye'nin problemi gibi öne sürmeyin.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Kardeşim, gizli tanık, gizli tanık... 46 tane sorunun 31 tanesi gizli tanık... Gördük, duyduk; gördük, duyduk.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve dolayısıyla da kendi problemlerinizi bizim üzerimizden başka yöne yönlendirmeyin arkadaşlar.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şemdin Sakık'ı gizli tanık yapacaklar biliyor musunuz?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ve dolayısıyla da zaman her şeyin ilacıdır, zamanı geldiğinde seçim de gelecektir ve siz de göreceksiniz kim kazanacak, kim kaybedecek.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tecavüzcü var, katil var, tacizci var; çalıştığınız adamalara bakın, çalıştığınız adamlara.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.