KOMİSYON KONUŞMASI

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli Komisyon üyelerimizi ve bürokratlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Çok üzücü, Sırrı Süreyya Önder'in geçirdiği kalp krizi nedeniyle gerçekten biz de üzüldük. Ona buradan geçmiş olsun dileklerimizi, bir an önce sağlığına kavuşmasını ve Parlamentodaki görevine...

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Kaybetmişiz.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Duyamadım.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Kaybetmişiz.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Aman tanrım! Of çok kötü, çok üzücü bir haber; biz geçmiş olsun dileklerimizi iletmeye kalkalım derken Sırrı Süreyya Önder'i kaybetmişiz, çok üzüldüm; hepimizin, bütün Parlamentonun, bütün ailesinin başı sağ olsun. Barışa olan desteği çok kıymetliydi, umarım düşünceleriyle bizimle birlikte olmaya devam eder.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Tahsin Bey, bir düzeltme yapalım. Allah ömrünü inşallah uzatmıştır. Çalışma, Plan Bütçe devam ediyor ama "Genel Kurulu açıp kapatacağız." denince ben yanlış anlamışım; Allah uzun ömür versin inşallah, hayat mücadelesi devam ediyor.

Kusura bakmayın.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Olsun, yaşasın da biz kusurlu olalım, önemli değil.

Neyse bu düzeltmeden sonra ben sözlerime devam edeyim.

Değerli hazırun, biliyorsunuz, 2016 yılında olağanüstü hâl şartları kapsamında Cumhurbaşkanlığı seçim sistemine geçilmek üzere bir referandum yapılmıştı ve bu referandum mühürsüz oyların da kabulünü gördüğümüz bir biçimde sonuçlandı ve Cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Peki, ne oldu Cumhurbaşkanlığı sistemine geçirilince? Asıl bize ne söyleniyordu? Bu ülkenin fotoğrafını çekerken ekonomi çok hızlı uçuşa geçecek, hızlı kalkınma hamleleri yapılacak, yargıda kararlar hızlı olacak; ekonomiden eğitime, sağlığa, her şeye kadar her şey çok iyi gidecekti. Ne oldu peki dokuz yıl geçti? Dokuz yıl geçtiğinde nereye vardık peki bu süreden sonra? Bu sistemin, Cumhurbaşkanlığı sisteminin meydana getirdiği sonuç ortada ve bu ülke perişan hâlde. "Yerliyiz, millîyiz." diye başladınız ama ne yazık ki şu anda ABD ve İsrail'in sözünden çıkamayan bir ülke durumuna geldik. Özellikle Amerika, İsrail dese ki "Papaz elbisesi giyeceksiniz." belki de giyersiniz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yapma!

TAHSİN OCAKLI (Rize) - "Yapma" değil, yapıyorum çünkü bu "Papazı vermem." deyip papazı özel uçakla Amerika'ya göndermenizden anlaşılan bir konudur.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz İngiltere'den medet umuyorsunuz. "Yalnız bırakıldık." dediniz.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Şimdi, buraya getirdiğiniz kanun teklifi, Cumhurbaşkanının yetkisini aşarak yaptığı işlemleri yasal çerçeveye oturtma niyetiyle yapılıyor ama bütün hikâye şudur: Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanı kararnamesiyle ve ardından yapılan işlemlere göre yasa çıkarmak istemektesiniz. Önce yasa çıkması ve ardından işlem tesis edilmesi gerekiyor. Siz Anayasa'ya uymuyorsunuz, Anayasa Mahkemesi de bu kararları iptal ettiğinde arkasından bunu düzeltmek için yasa getiriyorsunuz. Birçok hatip arkadaşım söyledi, bugün biz bu hataları düzeltmek yerine ülkede meydana gelen don olayından dolayı çiftçilerimizin uğradığı zararlarını karşılamayı konuşacağımız kanun teklifini görüşmek isterdik. Bugün biz bunun yerine Öğretmenlik Mesleği Kanunu'yla ortaya çıkan proje okulları nedeniyle işlerinden men edilen öğretmenlerimizle ilgili düzenlemeyi konuşmak isterdik. Emeklileri konuşacaktık, işçileri konuşacaktık, köylüleri konuşacaktık ama yapılan yanlışların, Cumhurbaşkanlığının hatalı aldığı kararların ceremesini konuşmak üzere bu Komisyon bugün burada toplandı.

Cumhurbaşkanlığının aldığı kararların Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışılması ve yargının bazen iptal kararları vermesinin ülkenin kalkınmasının önünde engel teşkil ettiği, dolayısıyla bu ayak bağlarından kurtulmak için Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğinizi iddia ettiniz ama bu sistem bizi ne yazık ki batırdı. Başlangıç itibarıyla bir kurtarıcı olarak gördüğünüz Mehmet Şimşek'in ortaya koyduğu ekonomi programında var olan hedef faiz, enflasyon oranlarının üstüne çıktı bugün bu yani onlarca yıldır bu insanlardan istediğiniz tasarrufun bedelini ne yazık ki çöpe attınız. "Arkadaşlarım 45 milyar dolar." dedi, ben 50 milyar dolar diyorum, 12 milyarı swap olarak sadece Merkez Bankasında. Bu tutuklu yargılama yüzünden ortaya çıkan zararı bu halka ödeteceksiniz şimdi; olmaz.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Siz boykot yapın.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Biz boykot yaparız, biz boykotu elbette ki yapacağız, bu demokratik bir haktır. Biz hukuksuz yargılamalara karşı yapılacak olan her türlü tavrı takınacağız. Ümit Özdağ'ın iddianamesini doksan günde hazırladınız. Profesör Ümit Özdağ, Genel Başkan diyor ki: "Doksan gün boyunca tutuklu tutuldum." İddianame hazırlanması için delil toplamaya çalışmak, delil üretmeye çalışmak, hukuksuzca şirketlere kayyumlar atamak; bu, sizin Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olmasından korktuğunuz için yaptığımız bir şeydir. Bunu biliyoruz ama şuna emin olun...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Maddelerle ilgili bir şeyler söyleyin.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - ...önümüzdeki iki üç ay içinde ya Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandığı getireceksiniz ya da bu halk size gereken dersi verecek; bunun başka yolu yok. Yapılması gereken şey şudur: Eğer bu yaptıklarınızın doğru olduğunu düşünüyorsanız o zaman buyurun, bir seçim takvimi açıklayın ama üzülerek söylüyorum, AKP sıralarında oturan milletvekillerinin, MHP sıralarında oturan milletvekillerinin bununla ilgili hiçbir düşüncesini beyan etmesi dahi hiçbir işe yaramayacaktır, kararı verecek olan Cumhurbaşkanıdır; bunu biliyoruz. Biz de bu vesileyle çağrıyı Sayın Cumhurbaşkanına yapmış olalım, sandığı getirsin, sandıkta vatandaşın ne dediği belli olsun.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Kararı millet vermiş zaten. Ne zaman seçim olacağı belli değil mi?

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Lütfen karşılıklı atışmayalım.

TAHSİN OCAKLI (Rize) - Önümüzdeki günlerde göreceksiniz, Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığına adaylığını destekleyen 30 milyona yakın yurttaşın imzasını göreceksiniz. Erdoğan 27 milyon oy almıştı; göreceksiniz, 30 milyonu geçeceğiz ama siz, bu halktan korktuğunuz için sandığı kurmaya gitmiyorsunuz. Bunun başka çaresi yok arkadaşlar; bu seçim gelecek, bu seçimde de akla kara meydana çıkacak.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.