MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Yararlı bir toplantıyı hep beraber gerçekten sürdürüyoruz.

Benim önerilerim olacak. Sayın Genel Müdürümüze çok teşekkür ediyorum sunuşuyla ilgili, değerlendirmelerle ilgili ve Sayın Genel Müdürümüzün ifade ettiği kaynak arttırma konusunda da Komisyonumuzun Genel Müdürlüğe destek vermesini de çok arzu ediyorum.

Burası gerçekten Türkiye'miz için en önemli kurumlardan bir tanesi. Ben bu kuruma siyasi bir kurum olarak bakmak istemiyorum. Konuşmamı da asla siyasi bir konuşma olarak yapmayacağım, vicdani bir konuşma olarak yapacağım. Umarım ki yapacağım bu konuşma devletimize, milletimize son derece faydalı olur.

Sayın Başkanım, hayvan sayısında Avrupa'da 1'inciyiz, tarımda üretimde 1'inciyiz diyoruz ama maalesef Avrupalı yılda 81 kilogram et yerken benim vatandaşım 12 kilogram et tüketebiliyor, Avrupalı yılda 22 kilogram peynir tüketirken biz ancak 3 kilogram peynir tüketebiliyoruz. Tarımda her şey yolunda diyoruz zaman zaman ama inanın ki can Erzincan'a Sayın Başkanım sizi davet edeceğim, can Erzincan tarım açısından, hayvancılık açısından gerçekten incelememiz gereken bir yer ve Türkiye'nin en büyük petrolü inanın ki tarım ve hayvancılıktır. Bir ülkenin öne çıkanları var, bizim tarımda ve hayvancılıkta çok önemli noktalarda olmamız lazım. Peki, tarımda her şey yolundaysa can Erzincan'daki benim çiftçim neden zarar ediyor? Onlara tohum desteği vermemiz lazım, buğday desteği vermemiz lazım, mazot desteği vermemiz lazım, gübre desteği vermemiz lazım ki en az on sene biz tarım ve hayvancılığı kalkındıralım Sayın Başkanım. Bakıyorum, emeklilerimiz sabahın saat beşinde inanın ki ucuz kıyma kuyruğuna giriyorlar, ucuz pirinç almak için... Sayın Genel Müdürümden lütfederlerse rica edeyim, bugün de olur, daha sonra da olur, yumurta şu ara bu yumurta fiyatları bir anda alabildiğine yükseldi. Bu yumurta fiyatları niye yükseldi, ben bunu gerçekten merak ediyorum. Emeklilerimize bakıyorum, sabah beşte inanın ki kuyruklara giriyorlar ve ciğerim paramparça oluyor. Çiftçimiz şu anda önemli ölçüde zarar ediyor ama emeklilerimiz ve memurlarımız sebze, meyve almakta inanın ki Sayın Başkanım zorlanıyorlar. Eskiden 4-5 kilo elma alırken şu anda bakıyorsunuz ki 2-3 tane elma alan benim emekli vatandaşım var. Besicilerimiz şu anda alabildiğine zarar ediyor ama işçilerimiz, memurlarımız ve emeklilerimiz de şu anda can Erzincan'da et almakta zorlanıyorlar.

Sayın Başkanım, nüfusumuz yirmi yıl önce -bakın, çok enteresan bir şey efendim- 64 milyondu, 20 milyon ton buğday üretiyorduk. Şu anda nüfusumuz geldi aşağı yukarı 90 milyona, 95 milyona, gine buğday üretimimiz 20 milyon tonda kaldı. Rusya'ya bakıyorum, 90'lı yıllarda Rusya buğday ithal ediyordu, millî tarım politikasını izlediler, üretimi desteklediler, Rusya'da buğday alanları arttı, Rusya son yirmi yılda buğday üretimini 34 milyon tondan 80 milyon tona çıkardı, bugün dünyada buğday ihracatında ilk sırada yer alıyor. Ben Rusya'yı kıskanıyorum. Bizim Türkiye olarak buğdayda inanın ki bir numara olmamız lazım ama gelin, bakın ki ekilmeyen biçilmeyen o tarlalarımız var, o tarlalar bana bakar, üzülür, ben o tarlalara bakar, üzülürüm. O nedenle de...

Mesela, Sayın Başkanım, bir şeyi daha arzu ederim: Bu toplantılarda bir bakanımız değil, bir bakan yardımcımızın da mutlaka olmasında fayda var. Bir bakan yardımcımız buraya gelmeli, buradaki önerileri, bunları dinlemeli ve inanın ki bakmalı yani burada konuştuğumuzu bürokrasideki arkadaşlarımıza, bakanlığa anlatmamız lazım. Bizim üç dört bakan yardımcımız var. Biri buraya gelmeli, lütfederseniz Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, don enteresan bir şey, bu don tehlikesi müthiş bir şey; buna dikkat etmemiz lazım. Yarın hangimiz iktidar olursak olalım fark etmez, bu don enteresan bir şey. Bu Avrupa ülkelerinde olmuyorsa demek ki belki bizim endüstriyel tarıma geçmemiz lazım, tarımda başka bir çalışma yapmamız lazım. Bir don tehlikesi var. Can Erzincan'da ben bakıyorum, kayısı ekenler var, perişan vaziyetteler. Aynı zamanda Ordu'dan bir sürü haber geliyor; fındıkta müthiş bir sıkıntı var; bunlara mutlaka destek vermemiz lazım. Her sene bu don felaketini yaşıyoruz ama biz "Geçmiş olsun." diyerek bunları geçiştiremeyiz. Don tehlikesiyle ilgili olarak da çiftçimize mutlaka destek vermemiz lazım. Tarım bakanlarımız çok değişti -yedi, sekiz değişti- bu son yirmi yılda. İsterim ki ben mesela tarım bakanları çok değişmesin; önemlidir, Tarım Bakanlığı devletimizin politikası olsun ve tarım bakanları bu politikaları sürdürsünler, Türkiye inşallah tarımda bir numaralı noktaya gelsin.

Canım Başkanım, el kazanıyla aş kaynamaz. Bizim ithalat yapmamamız lazım, daha çok kendi topraklarımızı mutlaka ekmemiz ve biçmemiz lazım. Anası olmadan danası olmaz. Can Erzincan'da bakıyorum -ben size kurban olayım Sayın Başkanım- inekler satılıyor, inekler kesiliyor ve inanın ki bu benim ciğerimi paramparça ediyor ve son derece üzülüyorum. Ot meselesi, ot; ot meselesini çözmeden et meselesini biz vallahi de billahi de Başkanım çözemeyiz. Bizim çiftçilerimizin biraz ekmesi, biçmesi lazım. Bütün Anadolu da İstanbul'a, Ankara'ya gelmiş, o topraklar orada verimsiz bir vaziyette de kalmış. Tarımı hor görürsek hep beraber yarını zor görürüz. İnşallah tarımı bir noktaya taşıyalım.

Sayın Başkanım, Toprak Mahsulleri gerçekten çok çalışan bir noktada. Ben yazın bakıyorum, onlar 40 derece, 50 derece sıcakta, cumartesi, pazar demeden de buğday alıyorlar, arpa alıyorlar ve köylülerimizi bekletmemek için ellerinden gelen bütün fedakârlıkları yapıyorlar.

Bu güzel görüşme ülkemize hayırlı ve uğurlu olsun. İnşallah tarıma da yeni ufuklar açsın.