| Komisyon Adı | : | (10/235, 837, 1601, 1602, 1800, 1801) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Hazine ve Maliye Bakanlığı temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .03.2025 |
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben Komisyonun son iki toplantısına katılamamıştım, birinde, geçtiğimiz haftakinde yurt dışındaydım. Aslında, şimdi, Hulki Bey konuşunca değinmeden geçemedim, biraz provokatif oldu. Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komitesi toplantısındaydım bir haftadır ve orada gerçekten yapay zekânın da kadınların, genç kızların güçlendirilmesindeki rolü gibi birçok konu -kazanımları, sakıncaları- farklı farklı oturumlarda gerek resmî gerek paralel "NGO"ların oturumlarında birçok boyutuyla bu konular konuşuldu. Tabii ki yapay zekâ hangi bağlamda kullanılıyor? Bu çok önemli bir şey. Türkiye'nin aslında teknolojik kapasitesi birçoğumuzun çok kuşku duyduğu bir şey değil. Teknolojide kapasitemiz iyi, daha iyiye gidiyor gibi görünüyor; özellikle bu alanda, internet ve bilgisayar teknolojileri alanında. Fakat nasıl bir bağlamda biz bu teknolojiye sahibiz? Bu gerçekten çok önemli bir şey ve çok "controversial" boyutları var. Zaten Parlamentonun sadece yüzde 20'sinin kadınlardan oluştuğu bir yerde, kadına şiddetin böyle artık tarif edilemez bir trajedi olarak yaşandığı bir yerde Kadına Şiddet Komisyonunun Başkanı bir erkek üye oluyorsa zaten bu bağlam bize çok bir şey vadetmiyor. Yani "Bu, buranın konusu değil." demeyelim çünkü konu böyle açıldı. Biraz da uzun konuşacağım gibi görünüyor çünkü iki toplantıda da yoktum.
BAŞKAN FATİH DÖNMEZ - Konuyu çok da dağıtmadan...
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Ama dağılmıyor aslında, yapay zekâ teknolojiden ibaret bir şey değil, ben her toplantıda bunu söylemeye çalışıyorum. Bir bağlam içinde her şeyi değerlendiriyoruz. Mesela siz konuşurken Sayın Mert Özarar, bir ara duyar gibi oldum "Boğaziçinde ders veriyorum." dediniz. Normal bir dünyada ben Boğaziçinde ders veriyor diye bir akademisyene başka türlü bir dikkat yöneltirdim ama şimdi kafamın arkasında birçok soruyla, Boğaziçi böyle korkunç bir zulüm altındayken orada ders vermek; işte bağlam dediğim şey öyle bir şey. Kadroları bu kadar tarumar edilmişken, hocaları -2000'inci gün mü oldu?- nöbetteyken vesaire.
Şimdi, yapay zekâ kimin elinde? O bağlam dediğim şey bu. Türkiye'de ve dünyada yapay zekâ kimin elinde? Ben bir sosyal bilimci olarak bir mühendis kafasıyla bakamıyorum bu mevzulara ve gerçekten endişe duyuyorum. SİHA'larla, İHA'larla övünülebilir ama işte bakıyorsunuz, dün Suriye'de 7 çocuklu bir aile tümüyle yok ediliyor ve biz tatminkâr bir açıklama bu konuda aslında duymuyoruz, kimin sorumluluğu olduğu konusundaki iddiaları boşa çıkaran tatminkâr bir iddia duymuyoruz; bunun gibi.
Gelelim, daha bağlamlı, konuyla ilişkili. İşte "75 milyon iş kaybı, 133 milyon kişiye yeni iş imkânı 2030'a kadar." diyorsunuz. Bu iş kaybedenler ve işi alanlar arasında da bir uçurum olacak. Bu böyle eğitimle Hindistan'daki gibi -işte nitekim orada da aşılamıyor bu uçurum- bilgisayar dağıtımıyla olacak bir iş değil. Türkiye'de hâlâ taşıma sistemiyle okul eğitiminde bile çok trajik sorunlar yaşıyoruz. Ben Diyarbakır Milletvekiliyim, orada 150 metre bir yol için bile yıllardır nasıl çabaladıklarını biliyorum. Böyle bir uçurumlar içinde bize yapay zekâ genel olarak kamu yararına işletilecek gibi bir şey, maalesef bütün bunları söylemiyoruz. Çok iyi bir hazırlık var, aslında her zaman öğreniyoruz. Ben az önce sizi dinlerken belki vaktiyle bildiğim ama bir zamandır düşünmediğim bir şeyi fark ettim ve bir zamandır yine kafamın çok meşgul olduğu bir konuyu çok aydınlattınız aslında. Dediniz ki: Ham bilgi, bir de böyle "comprehension" kavrayış bilgisi diye bir şeyden söz ettiniz. Bu ikisi o kadar farklı şeyler ki gerçekten. İşte, yapay zekânın o ham bilgiyi böyle bir insan zekâsına yakın bir kavrayışa dönüştürme meselesi ama aslında zaten günümüzde yapay zekâyı bir tarafa bırakalım, ham bilginin hâkimiyeti altında yaşıyoruz yani özellikle medya üzerindeki bu ağır tahribat sonrası elimizde kalan ham, doğrulanmayan, bir "tech checking"den geçirilmeyen bilgi ve bu yönetiyor. Şimdi, yapay zekâda umutlu olmamız için nasıl bir neden var? Sorum bu.
HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI BİLGİ TEKNOLOJİLERİ GENEL MÜDÜRÜ MERT ÖZARAR - Bir daha alabilir miyim sorunuzu?
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Yapay zekâda, böyle bir Türkiye bağlamında...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Sunum oldu.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Ben ilk toplantıda da söylemiştim, bu Komisyonlar böyle "Soralım, cevap alalım." komisyonları olmamalı; benim düşüncem bu. Birlikte tartışıp düşünelim ki biz bu konularda, bu kazanımlar üzerine raporlaştırma mı yapacağız, yasama faaliyeti mi yapacağız...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Belli süreyle çalışıyoruz ya, süre sıkıntımız da var.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Evet, maalesef çakışan görevlerim nedeniyle birkaç haftadır gelmedim ama bütün dokümanları da yukarıda okudum.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Ama biz geliyoruz, bize de saygı.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Yani çok uzun konuşmalarda hiç saygı talep ettiğinizi görmedim ve dört dakikayı geçmedi, çok rica ediyorum...
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Başkanımız varken bize laf söylemek düşmez.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Konuşmayalım yani budur işte, bağlamımız bu. Burada yarım saat, bazen gerçekten içeriksiz konuşmalarda bu uyarıyı görmezsiniz; bunu da söylemek isterim.
Sizlere teşekkür ediyorum.
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) - Yalnız bu Komisyonda içeriksiz bir konuşma olmadı, öyle demeyelim de Komisyona haksızlık olmasın.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Oluyor, zaman zaman oluyor yani o, size ve bana göre değişebilir.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Haksızlık yapıyorsunuz.
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) - Yapay zekâ üzerine çok güzel konuştuk biz, ben dikkatle takip ediyorum.
BAŞKAN FATİH DÖNMEZ - Yani konu dışına mümkün mertebe çıkılmadı bugüne kadar.
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Çıkılmıyor, çok kıymetli sunuşlar dinliyoruz ama bu ayıptır gerçekten. Ben oraya baktım, dört dakika bile değil; kesintisiz sekiz dakika konuşan çok kişi biliyorum.
LÜTFİYE SELVA ÇAM (Ankara) - Sizin konuşmanıza sözüm yok ama Komisyona söz söylemeyelim lütfen.
BAŞKAN FATİH DÖNMEZ - Soru biraz son anda geldi, onun için...
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Yani illaki soru sormak maksadıyla da söz almamış olabilirim; bir Komisyondayız, bunları tartışmamız gerekiyor.
BAŞKAN FATİH DÖNMEZ - Kesinlikle katılıyorum.
Süreyi iyi yönetmek açısından biz zaten kimsenin olmadığı, sadece Komisyonumuzun olduğu, sonuç odaklı raporumuza geçmeden önce görüş ve önerilerimizi belirteceğimiz toplantımızı yapacağız, orada da dilediğimiz kadar konuşacağız. Hani burada biraz daha sunuma dönük...
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Ama aslında çok onlara dönük bir soru soruyorum. Bu iş kaybedenler ve yeni iş imkânları... Mesela, işini kaybedenler ile yeni iş imkânlarına başvuranlar arasında bir bakışımlılık olmasını sağlayacak bir ulusal programınız var mı? Bütün bunların içinde güzel sorular var aslında, mühendislik çerçevesinde değil ama belki başka türlü ifade edilmiş sorular.