BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bugün, hayatın içinden, devletin omurgası diyebileceğimiz bir bakanlığı dinleyeceğiz; İçişleri Bakanlığı. Biz Osmanlı Devleti döneminde Batı tipi bakanlıklar kurulurken başlangıçta 4 bakanlık kurduk: Hariciye, Dahiliye, Maliye, Harbiye. Daha sonraki bütün bakanlıklar, Dahiliye Bakanlığının yani İçişleri Bakanlığının içinden çıktı, oradan ayrıldı. Daha önce şu anki Bayındırlıktan Millî Eğitime, Ulaştırmadan Sağlığa bütün bakanlıklar, devletimizin batılılaşmasının, bu Avrupa tarzı bakanlıkların inşası döneminde İçişleri Bakanlığı içerisinde birer daireydi, şube müdürlüğüydü. Dolayısıyla, bugün devletimizin en önemli hizmet birimini dinleyeceğiz.

Konumuz çocuk. Tabii, İçişleri Bakanlığının -daha önce Adalet Bakanlığı görüşmeleri esnasında söylediğim sözü tekrarlamak istiyorum- ilgi sahasına asayiş ve sair itibarıyla çocuğun hiç girmemesini temenni ederiz ama hayat bütün sürprizleriyle her zaman karşımızda. "Çocuk" denildiğinde insandan ayrı bir şey düşünmüyoruz; insanoğlunun başlangıcı, insanın başlangıcı. Hepimiz vaktiyle çocuktuk; toplumsal bir gerçeklik, toplumsal ilk gerçeklik belki de. Hint ve Tibet Konfüçyen budist düşüncede bir telakki vardır, "İyi bir çocuk yetiştirmek istiyorsanız öncelikle iyi bir köy kurmalısınız." gibi bir sözleri var. Hiçbir zaman toplumsal bütünlükten ayrı düşünülemeyecek, o millî bünyenin, millî bütünlüğün içerisinden ayrıştırılamayacak bir sorunu konuşuyoruz. Bugün de İçişleri Bakanlığımızı ilgilendiren kısmını dinleyeceğiz.

Ben eski bir Bakanlık mensubu olarak arkadaşlarıma Komisyonumuza hoş geldiniz diyorum.

Basın mensuplarımıza, görsel basın mensuplarımıza teşekkür ediyorum.

Sunuma geçmeden önce, Komisyon üyesi arkadaşlarıma bir hususu arz etmek istiyorum. Bugün ayın 12'si. Önümüzdeki hafta, arkadaşlarım da uygun görürlerse tekliflerimizi mütalaa edeceğimiz, Komisyonun raporuna yönelik bir oturum gündemi arz ediyorum uygun görürseniz. Aksi hâlde, yine, kurumları dinlemeye devam ederiz ama eksik kalan kurumların görüşlerini pek çoğundan yazıyla istedik zaten, yine isteriz. Son oturumumuzda biz raporumuza dercedeceğimiz tekliflerin bir ön mütalaasını yaparız, daha sonra gerekli görürsek rapor yazım aşamasında da tekrar bir araya geliriz veya yazışırız. Zaten farklı görüş serdetmek isteyen arkadaşlarımızın muhalefet şerhi imkânı her zaman olacaktır. Ne dersiniz?

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Şimdi haftaya sizler mi önerilerinizi sunacaksınız?

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yok, hepimiz, bütün arkadaşlar. Yani ben istirham edeceğim, bütün üyelerimiz.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Bütün üyelerimiz ama o bütün şeyleri tekrar bir gözden geçirmemiz gerekiyor Sayın Başkan.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Yani bir rapor taslak şeklinde olursa onun üzerinde çalışmak daha kolay olur.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Hayhay, o da olabilir. Yani biz taslak önerilerimizi sunarız size. Mesela pazartesiden gönderebilir miyiz?

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Yani öyle olursa daha iyi.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Hazırlanırsınız, çarşamba günü...

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Ama "burada" derseniz ona vakit de yetmiyor yani gelen giden...

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bu üç aylık süre içerisinde not almışsanız falan diye düşündüm ben ama arzu ederseniz öyle de olabilir.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Tutanaklara bir daha dönüş yapmamızda fayda var.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tamam. O zaman şöyle yaparız: Biz size sadece teklifler kısmını, raporu değil, teklifler kısmını...

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Tabii, tabii, teklifler kısmını sunarsanız ona göre bizim de hani pazartesiden olursa en azından onun üzerinde bir çalışma yapma imkânımız olur.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tamam, pazartesi gönderebiliriz inşallah, ona göre yaparız.

Peki, teşekkür ediyorum.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Şey bitiyor mu haftaya?

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bitiyor 20'sinde efendim, 20 Martta bitiyor.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - 20'sinde bitiyor, evet.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - 19'unda mı gelecek haftanın toplantısı?

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - 19, evet, 19.

Evet, kıymet arkadaşlar, nasıl yapıyorsunuz, siz...

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Gelen arkadaşlar bir kendilerini tanıtırsa...

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tabii, tanıtır, kendilerini tanıtarak söze başlarlar.

(Katılımcılar kendilerini tanıttılar)

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet, Mustafa Bey mi sunacak Komutanım, siz mi sunacaksınız?

JANDARMA GENEL KOMUTAN YARDIMCISI ORGENERAL HÜSEYİN KURTOĞLU - Tarıkhan Müdür sunacak.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Tamam, peki.

JANDARMA GENEL KOMUTAN YARDIMCISI ORGENERAL HÜSEYİN KURTOĞLU - Müşterek bir sunum.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet, Eminyet ve Jandarma birlikte sunum yapacak.

Buyurun.