KOMİSYON KONUŞMASI

RADİYE SEZER KATIRCIOĞLU (Kocaeli) - Evet, ben de çok teşekkür ederim sunumlar için, arkadaşlarımızın verdiği katkılar için.

Değerli Başkanım, giriş konuşmasında da söylediğiniz gibi, yasaklayarak, engelleyerek aslında bu tip yayınları hem sosyal mecraları hem televizyon yayınlarını, bir yere varamadığımızı biliyoruz. Toplumun her kesiminden, her katmanından, her siyasi görüşe bağlı olmaksızın aslında televizyon yayınlarından, gündüz kuşağından, dizilerden talep geliyor, şikâyet geliyor bunların kontrolü noktasında. Bunda da tecrübemizi biliyoruz. Biliyorsunuz, evlilik programları vardı, onunla ilgili çok tepki verildi, bir düzenlemeyle sınırlandırıldı, yasaklandı ama başka bir formatla önümüze geldi. Şimdi, yasakla, cezayla bir yere varamadığımızı biliyorduk, yaşadık, gördük.

Yurtdışı uygulamaları incelediğimizde de şunu görüyoruz: Yani bu tip yayınları belli saatlerde ve belli platformlarda. İşte, yani ücretli olan, çeşitli sınırlamaları olan, insanların isteyerek alıp kullandıkları yayın sistemlerinin içinde bu programlar yayınlanıyor ve dolayısıyla çocuklar o yayınlara kendileri giremiyorlar, her evde olmuyor, saatlerini kendilerine göre ayarlıyorlar. Ya, bir şekilde gelişmiş ülkeler bunlara çözüm bulmuşlar, yasaklama yönünden, tamamen kaldırmadan ama belli kesime, belli saatlerde, belli ölçülerde yayınlanması noktasında bir şey yapılmış; bunu, böyle bir öneri olarak burada ifade etmek istedim.

Aynı zamanda, Çocuk Hakları Alt Komisyonu olarak çalıştığımız bu konuda hem RTÜK'ü hem de BTK'yi dinlemiştik Değerli Başkanım. Tekrar, altı ay oldu sanırım BTK'yi dinleyeli Komisyonumuzda. Şimdi, sosyal mecralar, dijital ortamlarla ilgili, çocukları bu tehditlerden nasıl koruyacağız noktasında önümde notlar var, dünya örnekleriyle ilgili notlar var. Mesela, Japonya Kagawa eyaleti, anaokulu öncesi çocuklara bir saat, işte, daha sonraki yaştakiler iki saat gibi bir internete girme sınırlandırması getirmiş. İşte, İskandinav ülkelerinde yine belli saatlerde, belli sürelerde girmeyi, kullanmayı sınırlamış. Bu konu, bunun teknoloji -yine Başkanımız ifade etti- bir günde bir haftada bile alınan önlemlerin boşa çıktığı, etkisiz hâle geldiği bir teknolojik gelişmenin hızının yaşandığı bu dünyada bu tip şeyler nasıl sağlanmış yani BTK bu konuda bunun teknik altyapısıyla ilgili bir inceleme yaptı mı? Yani, evet, 16 yaşı konuşuyoruz, Bakanımızın açıklamaları var, bizim Komisyonumuzun bu konudaki görüşleri var, devam eden çalışması var, rapor çalışması var. Bunun teknolojik olarak yani bir mevzuat yazmakla, sosyal mecraların, çocukları dijital mecraların tehdidinden, işte, istismar başta olmak üzere, her türlü tehditten korumak için yeterli olmadığını biliyoruz yani bir teknik altyapı da gerektiğine geldiğimiz noktada hepimiz buna kani olduk, inandık. Bu konuda BTK'nin bu tip bir çalışması var mı ve içerik üretme noktası yani yine yasaklamanın, cezalandırmanın yine sorunu çözmediğini ama içerik de üretmenin gerektiğiyle ilgili de hem RTÜK'ün hem de BTK'nin bu konuda çeşitli çalışmaları var mıdır? Yine, yazılı cevap olarak alırsak hem Çocuk Hakları Alt Komisyonuna hem de araştırma Komisyonumuza da katkı sağlayacağını düşünüyorum çünkü ben inanıyorum...

Baştaki tartışmalarla ilgili de bir-iki cümle söyleyeyim. Yani buradaki her fikir, her yapılan eleştiri, hem ortaya konulan görüşler aslında güzel etkiler ortaya çıkaracak bence. Aslında hem Dijital Mecralar Komisyonu ihtisas komisyonu hem İnsan Haklarının içindeki Çocuk Hakları Alt Komisyonu hem de bu araştırma Komisyonu bu, işte, bizim hepimizin ortak niyeti olan, çocuklarımızın başına hiçbir şey gelmesin, kötü hiçbir şey gelmesin amacıyla yaptığımız bu çalışmalarda çok güzel sonuçlar ortaya çıkaracağına inanıyorum çünkü çok hummalı ve çok farklı yönlerde çalışmalar var. Hepsi bir araya gelecek, inşallah, bakanlıklarımızla birlikte; somut, elle tutulan, çözüme yönelik sonucu çıkaracağına inanıyorum ben buradan.

Çok teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.