BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Şimdi, efendim biz Komisyon toplantımıza başladık. Önceden, hatırlayacaksınız, dedik ki: Kurumlardan önce bu işin taraflısı gönüllü kuruluşları dinleyelim ve o şekilde oldu ilk iki-üç toplantımız, değil mi? Bu görünen kuruluşlardan çağırdıklarımız da bütün üyelerimizin istediklerinin ortalamasıydı, herkes tarafından, kim istenmişse onu çağırdık. Yani sadece bir kesimin, bir siyasi parti üyesinin veya bir üyenin değil o çağırdıklarımızı ortalamayı alarak çağırdık.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Efendim, onlar akademisyenlerdi, gönüllü kuruluşlar değil.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Gönüllü kuruluşlardı ama akademisyendi, onların hepsi bir kurumu temsil ediyordu, hatırlayın.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Devletin kurumlarıydı, akademisyendi, gelen hocalar da Kasım Hoca da akademisyendi, diğer sunum yapanlar da. Sözünüzü kesmek istemem ama gönüllü kuruluşlar gelmediler, mağdur aileler gelmediler.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yok, estağfurullah.

Şimdi, müsaade ederseniz, siz bana iki hafta önce şeyi dediniz, ben de tamam dedim ve başladık çalışmalara, hatta biletlere kadar ama bizim Komisyonumuza gerek şahsi gerek e-mail yoluyla gerek sosyal medyadan, WhatsApp'tan, şuradan, buradan o kadar çok talep geldi ki. Şimdi, biz bu söylediğiniz mağdur aileleri dinlememiz durumunda hepsini dinlememiz gerekecek. Kaldıramayacağımız bir talep var, bunların da tamamı, hemen hemen tamamı yargıya intikal etmiş, mahkemelerin bir kısmı neticelenmiş, bir kısmı devam ediyor. Onların Meclise çağırılmasının altından kalkamayacağımızı düşündüm ben. Bu geçtiğimiz cuma günü tekrar karar verdik hiçbirini çağırmayalım şeklinde. Kaldı ki "Burada sorunları konuşmuyoruz." falan, bunlar biraz haddi aşan sözler Suat Bey. Elbette sorunları konuşuyoruz, çözümü konuşuyoruz. Türkiye'de biz bir şeyi çözeceksek resmî kurumlarımızla çözeceğiz. Tabii ki sahadan gelen o dediğiniz kurumların, bize ilettiğiniz kurumların hepsinden görüş istedik. O, hayvan haklarıyla ilgili biliyorsunuz Meclisimizde yaşanan görüntüleri, onların da Komisyonumuzda tekrarlanması soruna bir çözüm bulmaz, sadece Komisyon toplantılarını daha aktüel hâle getirir, daha basında yer alır ama sorunun çözümüne çok katkıda bulunmaz.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Orada da muhalefet mağdur aileleri istemediler.

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet yani oralara girmek istemiyorum ama ben sorunun çözümüne yönelik, sahada karşılaştığımız güçlüklere yönelik çok gerçekçi bir çalışma yaptığımızı düşünüyorum. Tabii, katılıp katılmamak takdirlerinize.

Ayrıca, sizin de söylediğiniz gibi, şimdiye kadarki yapıcı katkılarınız için de gerçekten teşekkür ediyorum yani aramızda hiçbir sorun olmadı, keşke bu da olmasaydı ama siz de takdir edersiniz, isterseniz bunu tekrar da görüşebiliriz. O ailelerin çağırılması bize büyük bir kapı açacak, herkes gelmek istiyor. Benim özel Twitter hesabım, sosyal medya hesaplarım, Whatsapp hesabım; mağdur olan herkes dinlenmek istiyor.

Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak -ben geçen gün de söyledim, şimdi tekrar ediyorum, burada her şeyi göze alarak da söylüyorum- bir yanlış usul yapıyoruz. Biz yasama organıyız, yargıya intikal etmiş, yargıda devam eden konularla ilgili bu tür araştırma komisyonlarını ben şahsen doğru bulmuyorum. Anayasa'daki hüküm çok açık, net. Anayasa'mızda "Mahkemenin kanaatini etkileyecek dahi beyanda bulunulamaz." deniliyor. Biz, mahkemeye intikal etmiş tarafları getirip burada dinleyemeyiz, bu doğru da değil ama buna rağmen ben "Sembolik birkaç kişiyi getirelim." düşüncesindeydim ama bir baktım, onları getirirsek bu sefer daha da artacak talep. Yani hiç, kesinlikle getirmeyelim kararında değildik, bu niyette de değildik ama o zaman altından kalkamayız. Gelmeyenler haksızlığa uğradığını düşünecekler, Komisyonumuz bir sürü spekülasyona konu olacak.

Ben yine de teşekkür ediyorum katkılarınızdan dolayı.