MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Sayın Bakanım, size ve heyetinize hoş geldiniz diyorum ben de, sunum için de çok teşekkür ediyorum.

Tabii, bu konuda Bakanlarımızı, ilgili kurumlarımızı, kuruluşlarımızı dinliyoruz; sizinki de çok kıymetli, çalışma hayatını temsil ediyorsunuz, orayı yönetmeye çalışıyorsunuz.

Şimdi, özellikle bizim gibi hukukçu kimliği olan vekillerimiz ısrarla bu mobbingle ilgili kısmı gündeme getiriyor, Başkanım da getirdi. Sayın Başkanım, uygulamada bu kıymetli, şöyle: Biz avukat olarak dosyalara girdiğimiz zaman da -hem işveren hem işçi tarafından- gerçekten, tam olarak neresi mobbing, nereye kadar mobbing, nereye kadar değil, bu konuda Bakanlığınızın önceliğinde bir objektif kriterin... Bu noktada, gerçekten, en azından mahkemelerin önünü açacak -vatandaşların hakkı da zayi olmasın ama kimse haksızlığa da uğramasın- bir desteğe ihtiyaç var Sayın Bakanım. Bu, geçen dönem avukatlığımız için yargılamada böyleydi; şu anda da işte, milletvekili olduğumuz için sahada vatandaşlarımız, tabii, bize başvuruyorlar, arıyorlar, soruyorlar. Az önce Yusuf Bey de söyledi; hakikaten, bu noktanın biraz daha sarih hâle gelmesi gerekiyor. Böyle bir çalışma var mı, önce onu sorayım.

İkincisi: Tabii, biz deprem bölgesiyiz Adıyaman olarak. Size ben de teşekkür ediyorum yani özellikle TYP kapsamında elimizden tuttunuz, o akut dönemde gerçekten inanılmaz destek verdiniz. Tabii, getirdiğiniz kriterler de Sayın Bakanım, aslında daha çok kadınları hedeflediği için bu TYP kapsamında da bundan en fazla istifade eden hemşehrilerimiz kadın vatandaşlarımız oldu; teşekkür ederiz. Buna ilişkin, TYP sürecine ilişkin çalışmalarımız devam edecek mi, bunu özellikle bilmek isteriz.

Bir de İŞKUR Genel Müdürümüz burada. Şimdi, Sayın Bakanım, biz, tabii, sahaya her zaman gidiyoruz, geliyoruz; ziyaretçilerimiz var. Bir tarafta iş isteyen, iş bekleyen -haklı olarak- vatandaşlarımız var ancak işverenlerimize gidiyoruz, sanayi sitelerimize gidiyoruz, orada da bizi işçi bulamadıklarını söylüyor. Yani, ben mesela bir işverenin beyanıyla söyleyeyim "Ne kadar kişi varsa lütfen bize gönderin." diyor. Bu süreci yönetmek aslında... Yani, iş arayan ile işçi arayan arasında bir kopukluk mu var, bir organizasyonsuzluk mu var veyahut da bunun bilincinde miyiz? Buradaki problem nedir? Bunu istiyoruz.

Sayın Bakanım, tabii, siz Çalışma Bakanımızsınız. Evet, sorunlar var, beklentiler yüksek; özellikle Komisyonumuzun hedeflediği, bu kadına her türlü şiddetle ilgili ama tezgâhın da hayatta kalması lazım. Yani Mehmet Akif'in bir şiirinde var, diyor ki: "Kim kazanmasa üç kuruş ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası." Biz ısrarla bu tezgâhı da ayakta tutmak zorundayız ve bu vesileyle sizi burada dinlemekten gerçekten büyük haz elde ettik.

Kadın-erkek çalışanı noktasında Bakanlık olarak bazı arkadaşlarımız, özellikle yönetici babında "Şu kadar çalışan; bu kadar erkek, bu kadar kadın..." diye, ben öyle almıyorum ama totalde kadın istihdamını daha da arttıracak, kadınlara has, önümüzdeki süreçte ekstra -gerçi sunumda da var ama- böyle bir çalışmamız var mı, duymak isteriz.

Teşekkür ediyorum.