KOMİSYON KONUŞMASI

SEMİH IŞIKVER (Elâzığ) - Çok teşekkür ederim Başkanım.

Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün dinlemek için çağırdığımız Sayın Bakanımıza ve Kültür Bakanlığı heyetine de buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, ben hakikaten böyle, kendisi ve ailesiyle beraber yangın haber verildiğinde 12'nci kattan güle oynaya inen, önce araçlarını kurtaran, sonra dışarıda ailesi muz yiyerek beslenen bir şahsiyetin ihmal ve kastından ötürü ortaya çıkmış bir faciayı düşünürken, tabii ki orada yakınlarını kaybeden ailelerle de dün bir toplantı yapmış bir kardeşiniz olarak konunun vahametini çok iyi anlayan birisiyim ama maalesef, biz bu vahametten ötürü... Hani, insanız, acılar hepimiz için parti ayrımı gözetmeksizin aynıdır diyerek bugün 3'üncü defa toplanıyoruz ve her toplantımızda siz toplantıyı başlatırken burada partilerüstü bir çalışma yapıldığını, burada kesinlikle siyaset malzemesi yapılacak bir şey olmadığını ifade ediyorsunuz ama Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili, herhâlde buradaki milletvekilleri yeterli olmayacak ki kendileri geldiler. Ben bu Komisyonun başladığı günden beri Cumhuriyet Halk Partisinin tavrından şunu anlıyorum: Böyle, buradaki hadiseyi, buradaki facianın araştırılmasını tamamen belediye ve Turizm Bakanlığı arasındaki bir çekişmeye tahvil etmeye çalıştıklarını görüyorum ve Sayın Bakanın nezdinde de bu konunun Sayın Bakanın üzerine yıkılmasına yönelik bir tertibat var gibi hissediyorum açıkçası. Yani başladığımız günden beri hep Kültür Bakanlığı ile Bolu Belediyesi arasında sanki bir terazinin iki tarafına konulmuş gibi bir kavgaya, bir çekişmeye tahvil edilmeye çalışılıyor.

Ben hakikaten İsmail Erdem ağabeye de katılıyorum; ben yanında oturuyordum, Grup Başkan Vekili konuşma yapmadan önce heyecandan yerinde duramıyordu; hakikaten bir şova hazırlamışlardı, bir tiyatroya hazırlamışlardı. Bu itibarla, ben Ömer Faruk Hülakü Bey'e burada sırayla Komisyondan bu partilerin çekilmesini izlerken... Ki bizim için çok acı olur hakikaten, burada sadece Cumhur İttifakı milletvekilleri olarak biz oturup bu konuyu da araştırırsak... Bizim de vicdanımız var, hangi partili olduğumuzun da önemi yok, karşımızda da daha önce tanıdığımız insanlar dahi olsa biz bu faciayı her yönüyle araştırmakla mükellefiz. Bu hususta 85 milyonun bize yüklediği bu misyonun omuzlarımıza verdiği ağırlığın da farkında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Bir bakıyorsunuz, birisi "Ya, güvenlikçi gelsin." diyor güvenlikçi kardeşlerimizin bütününü aşağılayarak, sulandırarak. Diğer arkadaşımız Cem Bey dedi ki: "Turizm Bakanlığı burayı güvenlik açısından da denetlemelidir, burayı böyle kenara atamaz." Yani "Turizm Bakanlığı bir kanun yokken, bir mevzuat yokken, bir yönetmelik yokken kalksın, keyfî muamele gitsin, yangın tertibatını orada kontrol etsin, bununla ilgili burada bir kanaate varsın ve cezalandırsın..." şeklinde hakikaten böyle, akla mantığa sığmayan ifadeler kullanılıyor.

Yani bu Komisyonu bugün biz burada vicdanlarımızla yürütmezsek nereye çekersek oraya gider siz de takdir edersiniz ki. Ben de alırım, sabahtan akşama kadar konuşurum ama lütfen ahlaken, vicdanen orada cayır cayır yanan sabilerin, ağzı süt kokan o sabilerin, onların bütün vebalinin omuzlarımızda olduğu gerçeğini bir an bile unutmadan hareket etmemiz gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Lütfen, biz de bir an bile bunu unutmayalım yani lütfen, bu Komisyonu sulandırmayalım, oturalım burada... Kültür Bakanlığı mı gelmiş? Bugün biz Bakanlığı mı yargılıyoruz? Biz burada -haşa- yargılamıyoruz, Bakanlığın uygulamalarını araştırıyoruz yani bize Sayın Mehmet Nuri Ersoy gelse ne olur, Sayın Nadir Alpaslan gelse ne olur? O zaman devlette Bakan Yardımcılığı konumunu kaldıralım. Yani böyle bir mantığı da olmaz bu işin. Bunun asli sorumlusu olarak, Kültür Bakanlığının asli yetkilisi olarak buraya Sayın Bakanımız gelmiş; vallahi, ben kendi sorularımı da soracağım, biz kendi çalışmamızı da yapacağız, ailelerin de bize sorduklarını soracağız. Ben şimdi burada Cumhuriyet Halk Partili değilim diye, yahu, insan da mı değilim, vicdanım da mı yok? Bu vatanın evladıyım; oradaki çocukların acısını, o ailelerin acısını yüreğimde hissediyorum.

Bu itibarla, bu duygu ve düşüncelerle, bundan sonraki süreçte, lütfen, bu konuyu siyaset malzemesi yapmayalım; lütfen, burada şov yapmayalım. Buraya gelip "tiyatro" diye addediyorlar ama burası tiyatro değil, gidenler bir tiyatro çevirdiler, gittiler; hoş olmadı. Biz burada burada bütün partilerin fikirlerinin açıkça ifade edildiği, bizim unuttuğumuz şeyleri sorabildikleri bir ortam kurulsun diye, bir komisyon kurulsun diye buradayız ve sırtımızda çok önemli bir sorumluluk var.

Ben, açıkçası Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili olarak değil bu vatanın bir evladı olarak, sonuna kadar bu misyonun farkında olarak burada çalışmalara katılacağımı ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.