| Komisyon Adı | : | (10/1806,1813,1827,1828,1829,1830) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Cengiz Aydoğdu'nun, Komisyon üyelerinden kurulu bir grubun izleyici olarak katılmak istedikleri mahkemelerle ilgili Adalet Bakanlığına yazılan yazıya Bakanlığın verdiği cevaba ve Komisyon üyelerinin konuşmalarındaki bu davalarla ilgili ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .02.2025 |
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Ben bir açıklama yapmak istiyorum. Arkadaşlarımız dile getirdiler, biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde yargılama alenidir, esas budur. Bu esasa göre hem Sıla bebeğin hem de Narin'in mahkemelerine izleyici olarak Komisyonumuz üyelerinden bir grup katılmak istedi; bunun temini için hem gerekli düzenlemelerin yapılması hem de yardımcı olunması şeklinde Adalet Bakanlığına yazdık. Adalet Bakanlığı bize cevap olarak "Diyarbakır'daki Narin davasına gidebilirsiniz ancak Tekirdağ'daki Sıla bebek davasında yasa gereği mahkemeye alamayız." dedi.
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Gizlilik kararı var.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu'nun "Zorunlu kapalılık" kenar başlıklı 185'inci maddesi: "Sanık, onsekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm de kapalı duruşmada açıklanır." Çocuğun üstün yararı şeklinde... Bunun üzerine bizim açımızdan yapacak bir şey yoktu ancak bazı Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımız "Bu Komisyon bunun için kuruldu, gitmeliyiz." gibi düşündüler, gittiler. Mahkeme Başkanı sembolik olarak galiba 1 kişiyi aldı vesaire...
SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bunun bilinmesini istiyorum. Burada arkadaşlarımız tabiatıyla üzüldükleri için, canları sıkıldığı için tekil mahkeme kararlarıyla ilgili örnekleri getiriyorlar. Tekil kararlar her zaman yanıltıcı olur. Esasen Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu komisyonların kurulmasıyla ilgili de bir usulü ihlal edip sanki yeni bir usul ihdas ediyoruz, o da şu: Yargıya, mahkemelere intikal eden davalarla ilgili Meclis araştırması komisyonu kurulması nezaketen erkler ayrılığı, kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince uygun değil ama Meclisimiz bunu son zamanlarda, son yıllarda pek çok davada -Suat Bey de ifade etti- kamuoyundaki tepkilere bakarak kuruyor. Bu, bence son derece yanlış, Anayasa'mıza da aykırı. Anayasa'da çok açık ve net hüküm var: "Mahkemelerde devam eden bir dava hakkında hiç kimse mahkemeyi etkileyecek -hele bu yasama organı üyesi ise- beyanda bulunamaz, kanaat öne süremez." diye net bir hüküm var.
Ben şöyle düşünüyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisi herhangi bir konuyu incelemeye almışsa o konu Türkiye Büyük Millet Meclisinin incelemesini, o yetkiyi gerektirecek hassasiyette olmalı. TBMM dışında kimsenin ulaşamayacağı bir konu olmalı ya da ne bileyim "Ancak Meclis bu işe bakarsa bir anlamı olur." denen bir konu olmalı. Bunu da benim kanaatim olarak arz ediyorum.
Tabiatıyla, biz mahkemelerde duyuyoruz, halkla beraberiz, mağdur olanı duyuyoruz, haksız yargılananı duyuyoruz. Onu bilmiyoruz ama mahkemenin... Burada tekil olayı konuşuyoruz. O yargılamayı ayrıca yargılamak gibi bir görevimiz yok bizim. Fakat o olayın aslına baksak belki de farklı, bizim duyduğumuz gibi değil belki, belki bizim bilmediğimiz, kanaatimizi değiştirecek o ifadeler, yargılama şekli, başka şeyler var. Onun için o konuda ben arkadaşlarımdan bunları da düşünerek, tekil olaylardan ziyade bizim Komisyonumuzun çalışma alanına, felsefesine, politikasına uygun -Şenol Hanım çok güzel ifade ettiler- orada cezasızlıkla ilgili, diğer çocuk istismarıyla ilgili, mesela zaman aşımıyla ilgili vesaire...
ŞENOL SUNAT (Manisa) - Zaman aşımı!
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bunlar, bu tür teklifler bizim Komisyonumuzu zenginleştirir, isabet derecemizi arttırır ve etkililiğimizi de netice almamızı da kolaylaştırır kanaatindeyim.
Şimdi, arkadaşlarıma kısa kısa cevap verebilirsiniz; emin olmadığınız konuları, rakam gerektiren konuları yazılı olarak verebilirsiniz.
Buyurun, söz sizde.