KOMİSYON KONUŞMASI

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan Yardımcım, değerli arkadaşlar; konuyu çok dağıtmak istemiyorum, siyaset de yapmak istemiyorum ama çevremiz çocuklarımıza bırakacağımız en değerli mirasımız. Hiçbir partinin bunun dışında düşündüğünü zannetmiyorum, o yüzden birkaç tane soru sormak istiyorum. 27'nci Dönemde Mecliste kurulan araştırma komisyonu raporunda 96 tane tespit yapılmış, alt önerileri de 400'e yakın, burada hepsi, inceledim. Bu kanun teklifi, bu önerilerin kaç tanesine cevap veriyor? Bu kanun teklifine iklim kanunu denmemesini tercih ediyorum. Mesela tarım yok, mesela su yok ama ETS kanunu denebilir, eksikler olsa da düzeltilecektir. Artı, Sayın Başkanımdan buradaki hangi partiden olursa olsun, çevre için verdiğimiz bütün tekliflerin ve önerilerin Komisyonca dinlenip Meclise öyle indirilmesini özellikle rica ediyorum çünkü hazır kanun geliyor, imzalanıyor, onaylanıyor ve gidiyor, umarım bu bunların dışında gelişir. Artı, sıkı yasal mevzuata rağmen Avrupa'da bile karşılaşılan usulsüzlükler var. Kurulan paravan şirketlerle, hayali yatırımlarla ofset krediler elde ediliyor. Bu krediler muhasebesel hilelerle yatırım yapması gereken gerçek şirketlere devrediliyor, böylece bu şirketlerin emisyon kredisi elde etmesini sağlanıyor, kirletme limitlerini de artırıyor. Avrupa Birliğinde denkleştirme sistemleri şeffaf kriterlere göre düzenlenirken Türkiye'nin ETS kapsamında bu mekanizmayı nasıl yöneteceği belirsizdir. Denkleştirme sisteminin şeffaflığı, kaçak önleme mekanizmaları ve uluslararası standartlara uygunluğu nasıl sağlanacaktır? NDC'ye yani Ulusal Katkı Beyanlarına referans veriliyor ama bizim NDC'mizde mutlak azalım ilkesi yok. Türkiye'nin sunduğu NDC'de mutlak azalım emisyon ilkesi yok, bunun yerine artıştan azalım (BAU) yaklaşımı benimsenmiştir. Buna göre, Türkiye, emisyonlarını mevcut politikalarla artacağı seviyeden daha düşük bir seviyeye çekmeyi taahhüt etmiştir yani toplam sera gazı emisyonlarını mutlak olarak düşürmeyi değil öngörülen artışı belirli bir oranda azaltmayı hedefliyor. Mesela, Ulusal Katkı Beyanı'mız (NDC) 2038'e kadar emisyon artırırken artıştan azalım yaklaşımıyla bu emisyonların ticareti nasıl yapılacak? Mutlak azalım taahhüdü olmadan karbon piyasalarında nasıl bir mekanizma işletilecek?

Ve benim için çok daha önemli olan, oluşturulacak olan "Karbon Piyasası Kurulu"nda 12 kişi var, bu 12 kişinin içinde çevre mühendisi ve orman mühendisi yoktur. Çok değerli akademisyenlerimiz var, hangi siyasi partiye yakın olduğunun hiçbir önemi yok ama kesinlikle bu 12 kişinin içinde orman mühendisi ve çevre mühendisi görev almalı diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.