KOMİSYON KONUŞMASI

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Teşekkür ederim değerli hocalarım, katkılarınız ve özellikle her birinizin çözüm önerileri -tabii, birçok ortak noktaları var- bizler için kıymetli. İnşallah, hep beraber yapıcı gelişmelere vesile oluruz, bu Komisyon vesile olur, sizler vesile olursunuz.

Hangi hocam söyledi -Ayhan Hocam mı söylemişti- hatırlamıyorum ama hani "5-6 yataklı yoğun bakım üniteleri, çok fazla var, çok dağınık." demiştiniz ya "Bunların toplanması lazım, en az 20 yataklı üniteler hâline getirilmesi lazım." dediniz. Bu kısmı kendimce kıymetli buluyorum, herhâlde böyle bir yapılanmaya gitmek gerekiyor galiba çünkü yenidoğan uzman sayımız da Türkiye'de az ve kısa ve orta vadede de yenidoğan uzman sayısını hızlı bir şekilde artırma şansımız yok. Yenidoğan uzmanı kontrolüne girmesi için de herhâlde bazı ünitelerin, bazı yerlerin, hizmeti ya da iyi uygulama olmayan yerlerin kapatılması, birleştirilmesi, diğerlerinin artırılması gerekiyor diye düşünüyorum. Herhâlde diğer hocalarım da katılıyordur diye düşünüyorum.

İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI TIP FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. AYHAN TAŞTEKİN - Aynı şekilde düşünüyorum. Ben Erzurum'da bir küvözde 3-4 bebek takip ederken... Yani bir bebeği yatırıyorsunuz, 2'nci bebeği, 3'üncü bebeği, bir bebekte bir sepsis vesaire olduğunda öbür 2 bebek de gidiyor onunla beraber. Yani bu nasıl olacak, bunu nasıl çözeceğiz yani çok uğraştım onun için o zaman. O zaman SSK Hastanesi vardı, Numune Hastanesi vardı, bir de doğumevi vardı. Şimdi, ben düzey 3 daha ağır hastaları alayım, hiç olmazsa basit hastalara onlar baksınlar, en azından ben bir kuvöze bir bebek koyayım diye şey yaptım. Onun için, il sağlık müdürüyle birlikte ve oradaki çocuk uzmanlarıyla birlikte bir araya geldik, dedim ki: Ya, biz üniversitede, tamam, yoğun bakım bakıyoruz da siz de devlet hastanesi olarak bir tane yoğun bakım ünitesi açın bir yerde, bir hastanede, çocuk doktorları orada, o hastanede... Yani 2 tane Numunede doktor var, 3 tane SSK'de var, 3 tane de doğumevinde var. Şimdi, gündüz sorumlu bir hekim olsun, gece nöbetlere de bu uzmanlar orada baksınlar yani tek bir yerde bakmış olalım çünkü bunun gecesi de var yani. Dolayısıyla aslında biz yatakları, hani orada 2 bebek, orada 3 bebek, orada 5 bebek bir yere toplayınca aslında ekibimizi daha rantabl kullanmış oluyoruz; bunun en önemli şeyi o. Yenidoğan uzmanımı daha rantabl kullanmış oluyorum, çocuk kardiyoloğumu daha rantabl kullanmış oluyorum aynı yere topladığım için; böyle bir faydası var.

İkincisi, bilimsel araştırmalar gösteriyor ki bir yoğun bakım ünitesinin tüm şartları eşit olsa bile yıllık kabul ettiği hasta sayısı eğer fazla ise mortalite daha düşük oluyor. Mesela, diyelim ki hocam 30 yataklı bir üniteyi takip ediyor, orada kalp hastalığı takip ediyor, yılda diyelim ki 100 tane bebek takip ediyor. Ben 10 yataklı bir üniteyi takip ediyorum, yılda 5 tane bebek takip ediyorum. Şimdi, benim 5 bebek tecrübesi, deneyimi, hayatta tutması daha yüksek olacaktır ki bu bilimsel çalışmalarla da ispatlanmıştır. Yani hem gücün rantabl kullanılması hem de mortalitenin azaltılması kesin olarak yani bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış bir şey; o yüzden diyorum.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANELER BAŞHEKİM YARDIMCISI PROF. DR. ÖMER ERDEVE - Bir katkıda bulunabilir miyim?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANELER BAŞHEKİM YARDIMCISI PROF. DR. ÖMER ERDEVE - Aslında bahsettiğimiz nokta bölgeselleşmenin temelidir yani birçok ülkede perinatal merkezler var. Şimdi, doğum her yerde oluyorsa bizim ülkemizde -özellikle özel sektör, özelde doğum yapma, üniversitede doğum yapma- doğum her yerde yapılıyorsa bizim bunu engelleme şansımızın çok olduğunu düşünmüyorum ama doğum belli bir yerde oluyorsa yani bir ilçede doğum bir hastanede oluyorsa, bir ilde doğum birkaç hastanede oluyorsa yoğun bakım üniteleri toplamak çok daha mantıklı oluyor. Birçok ülkede perinatal merkezler var bu alanda, bölgesel olarak o alanda doğumlar yoğunlaştığı için iş gücünü ve bu yatak kapasitesini belli bir alanda toplamak mümkün oluyor. Niye "5" onu da belki belirtmek lazım çünkü seviyede, tebliğde "Yenidoğan yoğun bakım ünitesi adını alabilmesi için en az 4 yatağın olması gerekir." diyor. Bundan dolayı hani bir üst 5 şeklinde, birçok 5 yataklı üniteler var.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Evet, teşekkür ediyoruz Hocam.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NEONATOLOJİ BİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. FATMA BEGÜM ATASAY - Bir küçük katkıda bulunmak istiyorum.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun Hocam.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NEONATOLOJİ BİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. FATMA BEGÜM ATASAY - Şimdi, bazen bu kadar yetişmiş -Hocam söyledi- yenidoğancılar iş bulamıyorlar. Birazcık ucuz insan gücü de tercih edilebiliyor yani pediatriste ödenen ücretle... Yenidoğancı daha pahalı bir şey, öyle diyeyim, daha az tabii ki. O biraz daha istihdamı bütçelendirerek yapıyor. Yani bir özel kuruma bir yenidoğancı, bir pediatrist başvurduğunda örneğin, pediatristi tercih edebiliyor. O da ne yazık ki maliyeti azaltma yönünde bir yaklaşım diye düşünüyorum.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Ercan Hocam, buyurun.

PROF. DR. CEMİL TAŞCIOĞLU ŞEHİR HASTANESİ YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM EĞİTİM VE İDARE SORUMLUSU DOÇ. DR. ERCAN TUTAK - Sayın Başkanım, ben iki yıl önce devlete geçme kararı aldığımda acaba birkaç hastaneye birden hizmet veren -ve bu yanan yangını gördüğüm için- bir yapı içerisine mi girsem, birkaç hastaneye gidip desem ki: Ben Doktor Ercan, yenidoğan yoğun bakım uzmanıyım, yirmi iki yıllık deneyimim var, sizinle çalışmak istiyorum, sizin hasta kapasiteniz çok yoğun. Ben hem mesleki tatmin yaşarım burada hem para kazanırım. Sonra dedim ki yani ne diyecek bana hastanenin patronu? Bunun karşılığında tabii belli bir meblağ verecek ama ben ondan şunu isteyeceğim tabii, doğal olarak: Kaç hemşire bakıyor? 4-5 hastaya 1 hemşire bakıyorsa ben ondan 3 hastaya 1 hemşire bakmasını isteyeceğim. Çünkü ben Memorialda 2 hastaya veya bir hastaya -3'üncü düzeyde- bir hemşirenin baktığı yerden geliyorum ve kalitenin de buradan geçtiğine inanıyorum. Şimdi "Sonra?" diyecek, e, sonra diyeceğim ki: İşte, ben şu kateterleri istiyorum, işte, sürfaktan uygulamak için yanından böyle, kendi içinden geçen bir kateter var, kateterli "endotrakeal" tüpler var, onu istiyorum diyeceğim. Daha noninvaziv yöntemle sürfaktanı uygulayabileceği bir kateter isteyeceğim ve o diyecek ki: "Bunlara ne gerek var ki ben baktırıyorum zaten hastanede bunlara ve bunu yaparken de bir pediatri uzmanına bunu yaptırıyorum. 4 hastaya, 5 hastaya bir hemşireyi veriyorum, gayet de güzel oluyor. Yani sana ne ihtiyaç var ki?" Ben diyorum ki ona: Ben size morbiditenizi ve mortalitenizi azaltmak için geliyorum, ben böyle yaptığım zaman sizin bebek ölüm sayınız azalacak, morbiditeniz azalacak. Kendi kendime konuşuyorum, gitmiş, konuşmuş değilim. Kimin umurunda? Kazanacağı paraya bakar hastane sahibi. Dolayısıyla böyle bir şeyle gittiğim zaman hiçbir hastane sahibi "Aa, tam aradığımız kişi sensin, gel, seni işe alalım, diğerinden 200 bin lira daha fazla sana verelim." demeyecektir.

KAYIHAN PALA (Bursa) - Onun için özel sektörü sınırlamamız lazım, anahtar orası.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANELER BAŞHEKİM YARDIMCISI PROF. DR. ÖMER ERDEVE - Bir katkıda bulunabilir miyim?

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Buyurun.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANELER BAŞHEKİM YARDIMCISI PROF. DR. ÖMER ERDEVE - Şöyle bir durum var: Hani, 3 hastanede, biri hatta il dışında konsültanlık yapma hakkı var ama bizde yok. "Biz" dediğim kim? Kamuda. Kamuda çalışan, Ankara içindeki bir hastane bana hasta danıştığında benim ona danışmanlık yapmam yasal olarak mümkün değil. Anlatabiliyor muyum? Bunun altyapısı yok yani bana bir şey sorduğunda, WhatsApp'tan bana bir şey gönderdiğinde benim ona cevap vermem suç aslında. Anlatabildim mi? Bir hasta danıştığında benim bir cevap yazmamın bir yasal dayanağı yok anlamında söylüyorum. Benim önerdiğim konsültanlık sisteminde buna mutlaka -eğer böyle bir şey düşünülürse- bir yasal zeminin oluşturulması gerektiğini hem ödeme açısından hem de hukuki açıdan olması gerektiğini tekrar vurgulamak isterim.