HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Değerli hocalarım, değerli misafirler; hepiniz hoş geldiniz. Teşekkür ederim sunumlarınız için.

Ben önce isterseniz Murat Çan Bey'in söylediği şey üzerinden, bilgim dâhilinde bir şey söylemek istiyorum, Hocam müsaade ederseniz. Siz "Denetim" dediniz ya Hocam "Denetimdeki eksiklikleri, bunları bildirin ki bir daha canlar yanmasın." Fakat Akreditasyon Kurumu böyle bir kurum değil. Spot olarak "var" ya da "yok"u değerlendirir, varsa akredite eder ya da etmez ama bunu denetleyecek olan aslında Sağlık Bakanlığıdır, sağlık müdürlükleridir; o yüzden hocalarımın ya da akreditasyon kurumlarının bu denetimlerde eksikliği söz konusu olamaz. Bunlar spot denetimlerle akreditasyonu devam ettirirler ya da kapatırlar.

MURAT ÇAN (Samsun) - Ben bu cevabı aldım yani zaten hocamdan aldım. Siz bana neyi anlatıyorsunuz? Ya, bana şunu anlatın o zaman, şunu mu diyorsunuz: Biz 50 tane bağımsız kuruluş kurarız ama bunların hiçbiri birbirine değmez; ölen ölsün, kalan sağlar bizimdir mi diyorsunuz? Yapmayın böyle ya!

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Hayır, hayır, onu demedim Hocam. Üstadım, onu demedim.

MURAT ÇAN (Samsun) - Gerçekten cahil yerine konulmayalım.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Hayır, onu demedim.

MURAT ÇAN (Samsun) - Akreditasyonun ne olduğunu biliyoruz. Eksikliği söylüyoruz, Komisyonun işi burası zaten.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Siz "Denetlenmesi gerekiyor, eksikliği söyleyin, eksikliği yazalım ki, eksikliği belirtelim ki Komisyon da olarak onun üzerine gidelim." dediniz ya, ben buna cevap vermeye çalışıyorum, bunu anlatmaya çalışıyorum.

MURAT ÇAN (Samsun) - Verin Bakalım.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Efendim?

MURAT ÇAN (Samsun) - Cevap verin bakalım.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Üsluba bak, ne kadar çirkin ya!

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Bakın, buradaki olay, akreditasyon birimi spot olarak denetim yapar. Bugün geldi, denetledi; planlıdır bu, kurallarına uygun ise "Akredite edildi." der ve geçer. Herhangi bir hastanede, devlet hastanesinde de üniversite hastanesinde de özel hastanede de böyledir. Sonraki süreçte sistemin işleyip işlemediği noktasını Akreditasyon Kurumu denetlemez, onu Sağlık Bakanlığı denetler. Sizin sorunuz buydu, ben de buna cevap vermeye, açıklamaya çalıştım haddim olmayarak Sayın Hocam. Bilgilendirmek için yapmaya çalıştım bunu.

MURAT ÇAN (Samsun) - Ya, bunu biliyoruz yani bunun sistemdeki..

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Sorduğunuz buydu?

MURAT ÇAN (Samsun) - Bu köprünün kurulması...

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Sorduğunuz bu değil miydi?

MURAT ÇAN (Samsun) - Bu değil tabii ki?

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Ne Hocam?

MURAT ÇAN (Samsun) - Bu köprünün kurulması için gerekiyorsa bunun yapılması gerekir diyorum.

Bakın, Bolu'daki otel yangınında da aynı sorun var, kurallar gelmiş; Turizm Bakanı çıkmış diyor ki: "Ben buna, buna bakarım." Peki, yangın denetimi on yedi yıldır yapılmamış, 78 canımızı kaybetmişiz, hâlâ sorumlu nerede onu arıyoruz.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Şunu derseniz anlarım: Siz Akreditasyon Kurumu olarak "Böyle vakalar bir daha yaşanmasın." diye gördüğünüz bir durum var mı?

MURAT ÇAN (Samsun) - Onu anlatıyorum zaten.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Onu söylersen... Ama sorduğunuz soruyla bu aynı değil.

MURAT ÇAN (Samsun) - Anlamamışsın beni.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Peki, ben de bu üsluba karşılık anlatamamışsınız diyeceğim. Ben, Hocam, dediğim gibi teşekkür ederim. Sayın hocam da bahsetti, Akreditasyon Kurumu benim bildiğim kadarıyla Türkiye'de akredite eden bir TÜRKAK var, bir de TÜSKA var. Türkiye'de başka akredite eden kurum var mı?

HALİT YEREBAKAN (İstanbul) - İkisi birbirinden farklı Hocam.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Farklı tabii ki.

TÜSKA olarak dünyada başka ülkelerde böyle akreditasyona gidiyor musunuz, incelemeye gidiyor musunuz bilmiyorum, onu da sormak istedim.

Ben 2006'da yöneticiliğe başlamıştım Sağlık Bakanlığında, o zamanlar Bakanlık zorluyordu tabii, zorluyordu derken "Akredite olun, kalite standartlarını edinin." diye öneriyordu. Bu minvalde bir süre sonra herhâlde 2009-2010'larda da Sağlık Bakanlığı kendisi daire başkanlığını kurarak akreditasyonuna kaliteyi kendisi oluşturmaya başladı. Sağlıkta kaliteyi oluşturması aslında diğer akreditasyon kurumlarına göre çok daha farklıydı. Şimdiki uluslararası akreditasyon, sağlıktaki akreditasyon kuruluşu gibi. Bu gerçekten hastanelerin yol almasında, hastanelerde sağlık hizmetine yön verilmesinde ciddi bir katkı sağladı çünkü bir hastaneye gidiyorsunuz, ameliyathane hizmetleri farklı şekilde yürüyordu, başka bir hastaneye gidiyorsunuz, ameliyathane ya da sterilizasyon hizmetleri farklı şekilde yürüyordu. Bunlar kalite standartları çerçevesinde akredite edilerek bir düzen sağlandı. Bu minvaldeki Sağlık Bakanlığının girişimlerine, uğraşılarına, zamanında atılmış adımlar için ben milletimiz adına da teşekkür ederim. Hepimiz biliyoruz bunun değerini.

Diyabet glikoz izlem sisteminden bahsetmiştiniz, "Haziranda başlayacağız." dediniz ama öngörünüz haziranda bu cihazların Türkiye'de üretilmiş olması, hastalarda kullanılabiliyor olması, değil mi Sayın Hocam, onu soracaktım.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Evet.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - Bir de hep konuşuyoruz, hepimiz konuşuyoruz; bu yoğun bakımlardaki düzensizlik ya da özel hastanelerin eksikliği, sağlık hizmeti sunumundaki eksikliğe sebep olan konu nitelikli ya da niceliksel olarak personel istihdamındaki boşluklar diye düşünüyoruz. Acaba sizler kalite denetimlerinizde, akreditasyon denetiminizde, ara denetimlerinizde ya da üç yıllık denetimlerde bu personel sayılarına bakarak spot denetimde "Bugün, bu kadar personel var mı?" diye bakmak yerine "SGK verilerinde, son altı aylık ya da son bir yıllık SGK'de bu hastanede çalışan nitelikli personel verisi var mı?" diye de anahtar sorularınızı alır mısınız? Bu, özel hastaneler akreditasyonu açısından ciddi bir düzenleme sağlar diye düşünüyorum. Aynı şeyi aslında -raporumuza da girer mi bilmiyorum ama- Sağlık Bakanlığının da geriye dönük SGK verileriyle bu personel sayısının sabitliğini sağlaması gerektiğini düşünüyorum çünkü denetim olacak diye personel alırlar, yoğun bakım ruhsatını alırlar, sonra personeli çıkarabiliyorlar. Bu olmasın diye bunu yapmak gerekir diye düşünüyorum.

Yine, kalitenin öneminden hep bahsediyoruz. Akreditasyon Kurumunun, Sağlık Bakanlığının bu konudaki çalışmalarını da biliyoruz. Özel hastanelere bu zorunlu diyemiyorsak bunu cazip hâle getirmek için -aklıma bir an geldi- biliyorsunuz, plajlarda mavi bayrak olayı var yani onun gibi hastaneler, kaliteli hastaneler kendi kalitesini göstermek için böyle bir bayrak ya da sembolle kendi pazarlamalarını ya da duyurularını yapabilirler mi bilmiyorum; bunu sağlık okuryazarlığını da endekslersek belki hastaneler bunu daha ön plana alırlar diye düşünüyorum, bu da aklıma gelen bir soruydu. Siz ne dersiniz bu açıdan?

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN İSHAK ŞAN - Teşekkür ediyoruz Hasan Hocam.

Ümit Hocam, yavaş yavaş toparlayacağız. Böyle kısa cevaplar verirsek... 1-2 tane soru var herhâlde, onu da alıp bitireceğiz inşallah.

Buyurun.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Tamam.

Sayın Vekilim "TÜSKA uluslararası akreditasyon yapıyor mu?" Evet. Hatta biz bu önümüzdeki birkaç ay içinde 3 tane... Önümüzdeki hafta bir ekibimiz Kıbrıs'a gidiyor, ayrıca 2 ülkenin daha bizden akreditasyon talebi oldu. Bizim uluslararası denetçilerimiz de var, bizim bu konuda da ekiplerimiz mevcut.

CGI cihazının klinik çalışmalarını bitirip verdik; umarız bu dönemin, 2'nci yılın ikinci yarısında artık ülkemizde kullanılabilir olacak.

Zorunluluk kısmında, evet, özel hastanelerde artık zorunlu oldu akreditasyon, TÜSKA'nın akreditasyonu. Bizim bir flamamız var, bir bayrağımız var. Biz hatta, o hastaneye akredite yapmaya gittiğimizde tören yapıyoruz. Tüm hastanedeki kişileri bunu başardıkları için kutlamak için bir tören yapıyoruz ve o flamayı o hastanenin kapısına asıyoruz, TÜSKA'nın akreditasyonu. Hatta iki hafta önce de Türkiye'de 2'nci reakreditasyon alınan bir özel hastaneye de gittik, orada da belgelerimiz var, bu yönde de eksikliğimiz yok efendim.

HASAN ARSLAN (Afyonkarahisar) - O zaman sağlık okuryazarlığı diyelim yada vatandaşın bilmesi açısından -ben bilmiyorum şahsen hekim olarak- vatandaşın bunu bilmesini sağlarsak belki özendirici olmuş oluruz otomatik olarak.

TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI ÜMİT KERVAN - Evet, daha da fazla yayın...