Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu temsilcilerinin yaptıkları sunumlara ilişkin görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 25 .02.2025 |
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Ben de sunum için çok teşekkür ediyorum.
Tabii, bu arada, Genel Kurula gidip geldik; kapatıp geldik.
Şimdi, tabii, Birleşmiş Milletler çatısı altında faaliyet gösterince yani benim için böyle çok olumlu bir yaklaşım olmuyor; sizinle ilgili değil, sadece Birleşmiş Milletler olduğu için. Çünkü Birleşmiş Milletlerden ne beklediysek yani ta kurulduğu tarihten bu tarihe, hiçbir şey gerçekleşmedi. İşte, Birinci Irak Savaşı, İkinci Irak Savaşı, en sonunda da bu Gazze'deki işgal, soykırım için konuşma dışında hiçbir şey yok yani maalesef böyle negatif bir algı bende var. Ama çabalarınız için teşekkür ediyorum.
Şimdi, ben de deprem bölgesinin -Adıyaman- milletvekiliyim. 6 Şubattan itibaren de sürekli bölgedeyiz. Şunu sormak istiyorum: Sabah da birisi... Tabii, depremin fiziki etkileri en azından yavaş yavaş kaldırılıyor. Yani insanlar önce çadır kentlere, sonra konteyner kentlere, şimdi kalıcı konutlara gidiyorlar. Sabah biz milletvekillerimiz olarak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımızdan randevu aldık; gittik, sizin sunumunuzda geçen konular da dâhil, bunları konuştuk. Evet, insanlar fiziki olarak ortama gidiyorlar ama bunun mutlaka bir travması, özellikle kadınlarda, çocuklarda, özellikle organlarını kaybeden insanlarımıza şeyi devam edecek. Hatta, Bakanımızın beyanına göre de asıl psikoloji depremden iki üç yıl sonra çıkıyormuş. Buna ilişkin Bakanlığımız nasıl bir ön alıyor, onu sorduk. Şunu sormak istiyorum: Deprem bölgesindeki -şu an güncel olduğu için- buradaki çalışmalarımız, faaliyetlerimiz devam ediyor mu, edecek mi? Buna ilişkin bir yol haritamız var mı?
Ben çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Teşekkürler.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADIN BİRİMİ PROGRAM YÖNETİCİSİ DUYGU ERSEÇEN - Teşekkür ederim.
Somut bir yanıt olması için gayret göstereceğim. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi, evet, deprem bölgesinde çalışmalarına devam ediyor. Şu anda, kadına yönelik şiddet alanı için konuşuyorum, kadına yönelik şiddet alanında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla ortak bir program yürütüyoruz. Bu program, Adıyaman da dâhil olmak üzere, 2 tane depremden etkilenen, 2 tane de çok göç alan ilimizde. Dolayısıyla da kadınların konukevi taleplerinde, hani nakil gerektiren ilimizde, 40 kapasiteli konukevi, kadın konukevi inşası devam ediyor. Deprem bölgesinde aynı anda çalışan şiddet önleme izleme merkezi ve kadın konukevleri ve sosyal hizmet merkezindeki şiddet irtibat noktalarının tümünü kapsayacak, hem personelin esenliği yani hem maruz kaldığı deprem vesilesiyle hem de çok zor bir alanda çalıştığı için kadına yönelik şiddet ve kesintisiz hizmet vermeye devam etmesi gerektiği için bir süpervizyon ve ikincil travma desteği ve aynı zamanda kadınların güçlenmesi için de verdikleri hizmetin daha etkili hâle gelmesi için eğitimler olacak. Bir diğeri, tüm deprem illerimizi kapsayan, 11 ilimizi kapsayan, yine kadına yönelik şiddet alanında hizmet veren kadın konukevi, ŞÖNİM ve il müdürlüklerinde tefrişat, binaların güçlenmesi ve basit bakım onarım yapılacak önümüzdeki üç yıl içerisinde.
Son olarak da deprem bölgesinde 11 ili değil ama temsilen 4-5 ilde yapılacak, kadınların sosyoekonomik olarak güçlenmesi için önce sahip oldukları becerileri görebileceğimiz ve hangi alanlarda yani "Hangi pazarı onlar için daha aktif hâle -öyle söyleyeyim- nasıl getiririz?"i anlayabileceğimiz bir araştırma yapılacak ve özel sektör iş birliğiyle ve yerel yönetimler iş birliğiyle, tabii İŞKUR ve Aile Bakanlığı da dâhil kadınların ekonomik olarak güçlenmesi için faaliyetler yine önümüzdeki üç yıl boyunca devam edecek.
Teşekkür ederim.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Çok teşekkür ederim. Bu tefrişatla ilgili biz sabah Sayın Bakanımızla da görüştük, ciddi bir ihtiyaç çünkü bir kısmını onardık, bir kısmı yıkıldı bu hizmet binalarının, bitti fakat tefrişatla ilgili bizim şehrimizde hakikaten ciddi bir ihtiyaç var. Bunun için üç yıllık bir sürece mi ihtiyacınız var? Bunun toplamı mı üç yıl yani bütün konuların?
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADIN BİRİMİ PROGRAM YÖNETİCİSİ DUYGU ERSEÇEN - Bu projenin toplamı üç yıl. Tefrişat en öncelikli işimiz olacak en acil ihtiyaç olduğu için. Onu da önümüzdeki altı ay içerisinde inşallah bitirmeyi düşünüyoruz 11 il için.
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Teşekkür ediyorum.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KADIN BİRİMİ PROGRAM YÖNETİCİSİ DUYGU ERSEÇEN - Rica ederim.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KALKINMA PROGRAMI TÜRKİYE OFİSİ TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ UZMANI ASLI ÇOBAN - "Deprem sonrası çalışmalar" dediğiniz için ben de kısacık katkıda bulunmak istedim.
Tabii, biz sadece kadın odağında çalışmıyoruz ya da kadına yönelik şiddetle mücadele odağında çalışmıyoruz fakat bizim yapmaya çalıştığımız şey, bütün çalışmalarımıza kadına yönelik şiddetle mücadele mekanizmalarını yerleştirmek. Mesela ne yaptık? Özellikle Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay'da belediyelerle ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığıyla çalıştık. Bakanlığımızla rehabilitasyon merkezlerinin kurulması, engellilere ve kronik hastalıkları olanlara yönelik... Ki bu çok önemli, hem bu sıkıntılardan muzdarip olanlar kadınlar olabilir hem de onların bakıcısı konumunda oldukları için kadınları güçlendirmek açısından çok kritik olduğunu değerlendirdik.
Bir diğer şey, belediyelerin sosyal hizmet merkezlerini ayağa kaldırmak, engelsiz yaşam merkezi olarak tekrar kurmak; burada kadınlara, engellilere yönelik hizmet sağlanmasını kolaylaştırmak -ki çok yoğun sosyal hizmet eğitimleri de düzenledik- hem merkezlerin fiziksel olarak kurulması, donatılması, personellendirilmesi noktasında hâlâ desteklerimiz devam ediyor. Burada yaptığımız şeylerden bir tanesi, yaşlılarla, engellilerle ve kadınlarla çalışırken bu grupların tamamı cinsiyet temelinde şiddete ve istismara maruz kalabilir aslında. Burada çalışanların bunun farkında olması, buna karşı uyanık olması ve böyle bir vakayla karşılaşırsa kimlerle çalışabilir, nasıl bir yönlendirme yapabilir bunun farkında olması... Hâlâ buradaki desteklerimiz devam ediyor Adıyaman da dâhil olmak üzere.
Yaptığımız bir diğer şey, çok sayıda engelli çıktı ortaya; yeni engelli, ampütasyona uğramış çok sayıda depremzede var. Bu kişilerin destekleyici cihazlarının, protezlerinin, ortezlerinin bakım onarımı için bu sektörün çok mesela sıkıntılı bir sektör olduğunu, biz de daha sonra yaptığımız sektörel çalışmalarla keşfettik.
Şimdi "Bütün bunlar nasıl bire bir kadın konusuyla örtüşüyor?" derseniz, hani biz çalışmalarımızda konunun kadın tarafına bakmaya çalışıyoruz? İkincisi, gerçekten, bakıma ihtiyaç duyan herkesin ailede akrabalık ilişkileri içerisinde bu bakımı kadınlar gerçekleştirmeye çalışıyor. Onların deprem sonrası toparlanma süreçlerinde de çok kritik bir ihtiyaç olarak aslında önümüzde duruyor. Ben bunu söyleyip, size, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonundaki arkadaşlarıma sözü devredeyim.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Peki.
Buyurun.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NÜFUS FONU KURUMSAL ORTAKLIKLAR YÖNETİCİSİ NAZİFE ECE KARADUMAN - Teşekkür ederim.
Bizim de deprem bölgesindeki çalışmalarımız devam edecek. Özellikle Adıyaman ve Hatay'a daha çok şu sıralar odaklanıyor olacağız. Önceden daha geniş, kapsamlı bir çalışmamız vardı. Özellikle Sağlık Bakanlığıyla birlikte ilgili yerlerde kadın sağlığı üzerindeki çalışmalarımızı devam ettiriyor olacağız.
Onun dışında, biraz önce de bahsettiğimiz gibi Kadın Dostu Kentler Projemiz 2024 sonu itibarıyla başlamış bulundu, 2027'ye kadar deprem bölgesinde bulunan illerimizdeki belediyeler de dâhil olmak üzere yerel eşitlik mekanizmalarını kurmak için beraber çalışıyor olacağız.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bir şey soracağım da cahilliğime verin.
Şimdi, kadın sağlığıyla ilgili konuların kadına şiddet ve ayrımcılıkla bağlantısını nasıl kurmalıyız? Yani kadın sağlık hizmetlerine ulaşmak istiyor da erkek ya da başka bir kurum engelliyor ve burada şiddet mi var yoksa mesela, kadın sağlığı, erkek sağlığı, çocuk, yaşlı sağlığı; bunlar çok önemli kavramlar, konular ama bizim araştırma alanımızla nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz?
Buyurun.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NÜFUS FONU PROGRAM KOORDİNATÖRÜ YASEMİN AKİS KALAYLIOĞLU - Başkanım, izin verirseniz bununla ilgili ayrı bir sunum yapmaya gelelim.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Ama konumuz o zaten, geldiniz zaten.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NÜFUS FONU PROGRAM KOORDİNATÖRÜ YASEMİN AKİS KALAYLIOĞLU - Evet, kadın sağlığı üzerine etkileriyle alakalı...
Şimdi, burada birkaç taraflı bakmak lazım, hem kadına yönelik şiddetle ilgili farkındalığı artırarak sağlık çalışanlarında bunun tespiti ve müdahalesi üzerine düşünebilirsiniz.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Onları vurgulayın o zaman yani lütfen. Konumuz bu bizim, Komisyonumuzun konusu bu.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NÜFUS FONU PROGRAM KOORDİNATÖRÜ YASEMİN AKİS KALAYLIOĞLU - Hem de kadına yönelik şiddetin sağlık sonuçları var. Genelde bunlar ilk aklımıza gelen olmuyor ama bir şiddet vakasının yönlendirilmesinde ve müdahalesinde darp raporundan başlayarak özellikle belli süreler içerisinde alınması gereken tedbirler var. Bunlar da dâhil olarak ama bunlarla sınırlı olmayarak mağdur, şiddete maruz bırakılan kişi üzerinde yapılması gereken sağlık tedbirleri ve süreçleri var. Dolayısıyla, iki taraflı düşünebilirsiniz, sağlık çalışanlarının farkındalığının ve eğitimlerinin arttırılması üzerine ve 6284 kapsamında, bildiğiniz gibi, Sağlık Bakanlığı çalışanlarının da mesuliyetleri var. Dolayısıyla, bir hastaneye gittiğinde, böyle bir şiddet vakası ihtimaliyle karşılaştığında bunu bildirmekle yükümlüler ama sadece şiddete maruz bırakılan kişiyle alakalı değil, aynı zamanda şiddet failiyle ilgili de yürütülmesi gereken çalışmalar, faaliyetler var. Bunlar kapsamında yani şiddetin sağlık yönü dediğimizde çok büyük bir başlık altında yapılması gereken...
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - İşte özellikle biz bu noktayı merak ediyoruz. Biz çerçevesi çizilmiş bir Komisyonuz, özellikle onları rica ediyoruz.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER NÜFUS FONU PROGRAM KOORDİNATÖRÜ YASEMİN AKİS KALAYLIOĞLU - Sunumda da biraz yer vermiştik aslında.