| Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 11 .03.2025 |
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Teşekkürler tekrar.
Ben de bir dönem KADEM'in Farkındalık Komisyonunda çalışmış bir milletvekili olarak ya da gönüllü yer almış bir milletvekili olarak ne kadar tarafsız olabilirim bilmiyorum ama çok yakinen müşahede ettiğim üzere, KADEM, bütün toplumsal farkındalık çalışmalarının, mesajın mutfakta pişirilmesi, hedef kitleye yönelik anlaşılması, odak gruplarda test edilmesi, kampanya öncesi analiz ve kampanya sonrası analiz, hedef kitlelerde hedeflenen algı, tutum, davranış değişikliğinin ne ölçüde başarıldığına dair bütün bilimsel verileri kullanarak ve bilimsel metodolojiyi kullanarak çalışan bir sivil toplum örgütü. Bu yönüyle tebrik etmek gerekiyor çünkü Türkiye'de kanıta dayalı yöntemlerle, bir halk sağlığı bakış açısıyla çalışma kültürü yeni yeni oturuyor çünkü herkes bir şeyler yapıyor ama sonuçta, neyi başardım, neyi başaramadım, ne kadarını başardım, neyi neden başaramadım; bunun ölçme ve değerlendirilmesinin yapılması ve ona göre yeni projeler bina edilmesi son derece önemli. KADEM'i ben de tebrik ediyorum öncelikle vakur, şahsiyetli ve taviz vermeyen duruşundan dolayı çünkü KADEM aslında bazen akıntıya karşı yüzden bir sivil toplum örgütü. Mesela, ilk kampanyalarından beri çok aykırı çıkışları olmuş, böyle tabuları yıkan, o toplumsal cinsiyet adaletsizliğine böyle dokunan, toplumsal bir reaksiyonu da göze alan ve toplumsal bir reaksiyonu karşı da duruşunu bozmayan bir sivil toplum örgütü. Mesela "Erkeksen Öfkeni Yen" işte, "Kadına Şiddet Hapiste Biter" gibi çok iddialı kampanyaları oldu ama sadece böyle -provokatif demek istemiyorum ama- birden bire toplumsal farkındalığı hızlıca böyle köpürtecek, bir farkındalık oluşturacak kampanyalar da çok kıymetli kadına şiddet konusunda ama bununla iktifa etmeyen bir sivil toplum örgütü. Aynı zamanda, kişiler, kişilerarası, organizasyonel, çevresel, politik bütün risk faktörlerine yönelik bütün düzlemlerde faaliyet gösteriyor yani bir bakıyorsunuz, gerçekten, dediğiniz gibi, işte, böyle inovatif projeleri desteklerken bir bakıyorsunuz kırsalda psikososyal destek amaçlı çok güzel projeler yürütüyor. Ben dolayısıyla çok tebrik ediyorum ve bir kadın olarak iftihar ediyorum KADEM'le, bunu söylemek durumundayım.
Ben şeyi sormak istiyorum kaçırdığım için: Psikososyal destek kampanyalarınızı deprem bölgesine taşıdığınızı biliyorum. Buralarda da zannediyorum bayağı bir ölçme değerlendirme çalışmalarınız oldu. O kampanya nasıl gidiyor? Bu kampanyaları, bu pilot çalışmaları sadece afet bölgesiyle sınırlı tutmayıp Türkiye'ye yayma gibi bir plan var mı? Bunu merak ediyorum, şimdiden teşekkür ediyorum.
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Vekilimin bahsettiği kadın destek merkezi yardım ve psikososyal destek projemizi yaygınlaştırmak istiyoruz doğal olarak. Yani biz hangi ile gitsek, bu programı anlatsak o ilden bununla ilgili talep geliyor. Kamunun, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının büyük aile destek merkezleri var, ADEM'ler; belediyelerin kadın destek merkezleri var, çokça var bu tür programlar. Bizi onlardan ayıran şey ne biliyor musunuz kıymetli vekillerim? Bizi onlardan ayıran şey, biz vakayı alıyoruz ve yönetiyoruz yani kurduğumuz üçlü, sosyal hizmet uzmanı, psikolog ve kadın, bu üçlü sürekli irtibat hâlinde ve o kadın güçlenene kadar -altı ay, sekiz ay ortalama- bir iş birliği söz konusu yani bir proje takip eder gibi takip ediyorlar. Bu şunu gerektiriyor bazen: Aile sosyal hizmetler il müdürüne telefon açmayı, kadınla birlikte gidip kişisel yardım başvurusu yapmayı, kadının CV'sini düzeltmeyi, çocuğuna kreş bulmayı, kirasını ödeyemediyse bir yardım STK'si bulup oradan kirasını ödettirmeyi gibi bütüncül... Hani reklamcıların çok sevdiği bir şey var, 360 derece; 360 derece kadına refakat ediyoruz, yarenlik ediyoruz. Dolayısıyla bu kamunun yapabileceği bir şey değil, çok spesifik bir terzi usul bir şey bu. Dolayısıyla maliyeti de yüksek; adam/gün maliyeti çok yüksek bir iş. Bunlar, ancak fonları oluşturdukça, buna ilişkin kaynakları oluşturdukça mutlak genişletmek istediğimiz projeler. Deprem bölgesinde kimseyi töhmet altında bırakmak istemem ama 4'üncü gün deprem bölgesine gittik biz, 4'üncü gün bir minibüsün içinde sandviçlerimizle birlikte deprem bölgesine gittik. Bir çadırda 20 kişinin kaldığını gördük, oradaki problemi yerinde tespit ettik. Okul çadırlarının hemen yanına kadın destek merkezlerini kurduk; bir bağışçımızdan örgü, şiş, işte, tığ, vesaire aldık; bir çay ocağı, 3-5 tane plastik sandalye, bir kahve makinasıyla orada bir baktık ki yavaş yavaş bir sağaltım başladı. Kadınlar geldiler, örmeye başladılar; o renkli renkli ipler onlara çok iyi geldi.
ADALET KAYA (Diyarbakır) - 4'üncü günde...
KADEM VAKFI GENEL MÜDÜRÜ ZEYNEP DEMİR - Hayır, 4'üncü günde değil, 4'üncü günde ilk tespitimizi yaptık, hemen iki hafta sonra bir Dubai çadırını ben kendi ellerimle kurdum, ben oradaydım, aylarca gelmedik. İnanın bize, orada öyle bir dayanışma hasıl oldu ki kıymetli vekillerim, öyle bir dayanışma hasıl oldu ki başka çare olmadı; Maraş'ta yaptık, hemen Adıyaman'da bir tane yaptık, yaparken öğrendik. Adıyaman'da bizim psikologlarımız yeterli olmadı, Kürtçe bilen psikologlar ihtiyacı hasıl oldu. Hop, bir Kürt bulana kadar öldük ama bulduk, Kürtçe konuşan psikologlarımız ve sosyal hizmet uzmanlarımız orada çalışıyorlar şimdi. Onları çadırlardan aldık, konteyner kentlere taşıdık; konteyner kentlerden aldık, bütçemiz yetmedi, bina bulamadık, prefabrik yapılar yaptık. Gidip, yani Adıyaman'da, Maraş'ta, Malatya'da, Hatay'da, İskenderun'dayız. 4 tane yere hanginizin yolu düşerse lütfen gidip bir baksın. Orada herhangi bir kadınla, bak seçmece herhangi bir kadınla konuşup -çok iddialı söylüyorum- yapılan hizmete şaşıracaksınız. Çünkü gerçekten yapa boza öğrendik yani işin içinde bir taraftan bilimsel bir temelimiz oluşmuştu İstanbul'da, modelimiz vardı; orada da uyguladık ve çıkmadık bir daha, çıkmayız da artık oralardan; daha genişletmek istiyoruz, daha büyütmek istiyoruz inşallah bu işleri.