| Komisyon Adı | : | (10/1806,1813,1827,1828,1829,1830) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar'ın, Millî Eğitim Bakanlığının çocukların her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunmasına yönelik faaliyetleri, bu faaliyetlerin dayanakları ve örnekleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 12 .02.2025 |
PELİN YILIK (Çankırı) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Aynı zamanda, Millî Eğitim Bakanlığının kıymetli bürokratlarına da sunumları için teşekkür ediyorum.
Çok önemli bir konu için daha Yenidoğan Çetesinin Araştırılması Komisyonunda da görevliyim, dolayısıyla iki komisyonu birden takip ettiğim için birazcık aranıza geç katıldım. Şimdi, bence buradaki süreçlerimizi yürütürken bu Komisyonun toplanma amacını unutmamamız lazım. Yani Çocukların Her Türlü Şiddetten Korunması Komisyonu burası ve konu nedense her seferinde dönüyor dolaşıyor, Ülkü Ocaklarına geliyor. Az önce bir Sayın Vekil yine müteaddit defalar anlattığımız ve kendilerinin her fırsatta da her ortamı fırsat bilerek değerlendirdikleri Ülkü Ocaklarına getirdiler konuyu. Millî Eğitim Bakanlığı yetkililerinden ziyade ben protokolün içeriğinden size bahsetmek istiyorum: Millî Eğitim Bakanlığının Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüyle yapılan bir protokoldür. Ülkü Ocakları, Türk gençliğini millî ülküsüyle tanıştırmayı hedef edinmiş eğitim ve kültür vakfıdır. Aynı zamanda, bu yapılan protokol neticesinde acaba okullarda Ülkü Ocakları eğitim verecek gibi bir algı içine mi girildi veya yanlış bir kamuoyu oluşturulmaya mı çalışılıyor bunu bilmiyorum. Burada yapılan bu sözleşmenin hedefi şudur: Çocuklarımıza, gençlerimize, Ülkü Ocaklarının bulunduğu il ve ilçelerde eğitim alan çocuklara verilen sertifikaların Millî Eğitim Bakanlığı tarafından tanınmasıdır hedef. Mesela, siz Ülkü Ocaklarında ne gibi eğitimler verildiğini biliyor musunuz? Ben Milliyetçi Hareket Partisi çatısı altında çocuk haklarıyla ilgili de çok uzun zaman, şiddetle ilgili de çok uzun zaman çalışmış bir milletvekiliyim aynı zamanda, bu konuları çalışan bir akademisyenim. Size birkaç başlıktan örnek vermek istiyorum. Mesela, permakültür, Ülkü Ocaklarının çalıştığı eğitim başlıklarından bir tanesi. Mesela, yine, bugün çocuklarda konuştuğumuz madde bağımlılığı; bununla ilgili "Damarlarındaki asil kanı kirletme" diye bir proje yaptı Ülkü Ocakları ve bağımlılıkla mücadele ediyor. Hızlı okuma eğitimi veriyor özellikle sınava hazırlanan çocuklara "ODAK 2023" başlığı altında, yapay zekâ destekli bir yazılımla. Ekran bağımlılığından kurtarmak için çocukları yine on-line olarak ulaşabileceğiniz eğitim modüllerimiz var. Tercih Robotu özellikle sınav dönemlerinde gençlerimizin nasıl tercih yapacağına dair onlara bir rota, yol çizen. Dolayısıyla Ülkü Ocaklarının eğitim, kültür vakfı olması hasebiyle yürüttüğü çalışmalar ve eğitim faaliyetleri bunlar ve burada yapılan sözleşme neticesinde de buradaki eğitimlerin Millî Eğitim Bakanlığınca verilen sertifikaların onaylanması söz konusu yani okullarda Ülkü Ocakları herhangi bir eğitim vermiyor. Ya, bunu her seferinde niçin siyasete alet ediyoruz anlamıyorum.
Bizim buradaki gündemimiz çocuklar ve çocukların uğradığı şiddet. Şiddet öğrenilen bir davranış, etrafında görüyor, ailesinde görüyor, bir şekilde öğreniyor ve şiddete maruz kalıyor. Daha sonra, ilerleyen yaşlarda da bunu normalleştirdiğini görüyoruz çünkü şiddete maruz kaldıkça, öğrendikçe bu iş artık doğal bir hâle geliyor. Hiç şiddete maruz kalmayan, şiddetin olmadığı bir ortamda yetişen çocuk ile şiddete maruz kalan, o ailenin içinde şiddeti gözlemleyerek yetişen bir çocuğun gençliğindeki ya da işte, ilerleyen çağdaki davranışları çok farklı. Dolayısıyla, bizim bunları konuşuyor olmamız lazım. Neden işi hâlâ siyasete getiriyoruz? Çocuklara karşı şiddetle ilgili Ülkü Ocaklarının nasıl bir bağlantısı olabilir? Yani ben burada bütün milletvekillerinin aynı hassasiyetle hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim buradaki öncelikli gündemimiz çocuklar olmalı, çocuğa şiddet olmalı ve bundan bahseden sayın vekillerimizden de beklerdim ki çocuğa şiddete karşı hassasiyetlerini öncelikli olarak dile getirsinler ama nedense konu her seferinde siyasete geliyor. Eğer siyasetse tabii ki onu biz de yaparız ama buna bu ortamda gerek görmüyorum, bizim asıl gündemimizin çocuklar olması gerektiğini düşünüyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluşunu ve Türk siyasi hayatına ne şekilde girdiğini ben de çok iyi biliyorum; kuruluş hedeflerinden bir tanesi milliyetçiliktir ki bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak siyasette var oluşumuzun temelini teşkil eder. Dolayısıyla, ben, özellikle çocuklarla ilgili bu kadar hassas, kırılgan konuları konuştuğumuz bir Komisyonda bunun siyaset malzemesi yapılmasını uygun bulmuyorum. Burada da merak edenler, ilgilenenler için bunun artık net, kesin bir cevap olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla, burada şiddetin kök neden analizini yapmamız gerekirken, bunun sosyolojik boyutunu tartışmamız gerekirken, çocukların okullarda madde bağımlılığıyla, birtakım yanlış alışkanlıklarla tanışmasında nasıl mücadele edilmesi gerektiğini konuşmamız gerekirken bu işin artık siyasete dayanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.