Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Suç Araştırmaları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Profesör Doktor Coşkun Taştan'ın, kadına yönelik ölümcül şiddetle mücadelede bilimsel yaklaşımların ve önleyici kriminalistiğin rolü, Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddet Olayları Kayıt ve Risk Değerlendirme Formu uygulaması ile aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele için yapay zekâ temelli karar destek modeli hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .01.2025 |
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Ben çok çok teşekkür ediyorum, gerçekten çok değerli çalışmalarınızı öğrenmiş olduk, çok mutlu oldum.
Tabii, bu sorun çok vicdani bir sorun ve hâlâ da buna cevap bulamadık. Yani bu, üçüncü dönem, yine bir cevap arıyoruz. Ben şeyi merak ediyorum: Şimdi, siz kolluk kuvvetlerine bir karar veriyorsunuz ve kişinin takip edilmesiyle ilgili bilgileri sunuyorsunuz. Şimdi, bizim amacımız eğer olayı iyileştirmekse bu sürecin takibi ve olayın nereye evrildiğiyle alakalı bir takibiniz var mı? Ve bunun sonucunda da rehabilitasyona yönelik, iyileştirmeye yönelik bir hedefiniz var mı; onu sormak istiyorum.
POLİS AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SUÇ ARAŞTIRMALARI ANA BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. COŞKUN TAŞTAN - Yani "siz" derken emniyet, daha doğrusu, kolluk kuvvetlerini mi kastediyorsunuz burada, yoksa uygulamayla ilgili...
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Ben akademik olarak sizin bakış açınızı merak ediyorum Hocam.
POLİS AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SUÇ ARAŞTIRMALARI ANA BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. COŞKUN TAŞTAN - Anladım.
Yani burada, dediğim gibi, yasalar zaten o kadar açık ve o kadar şümullü ki siz benden daha iyi bilirsiniz yani örneğin kolluğa, verilen tedbir kararlarını takip görevi de verildi biliyorsunuz. Hoş, ben bunun yanlış olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü diyelim ki bir aile içi şiddet vakası var, siz onunla ilgili bir tedbir kararı verdiniz hâkim olarak, akabinde kolluğun bunu takip etmesi gerekiyor. Peki, nasıl takip edecek? Bunun da detayları verilmiş. Yani ya yakınlarına ya bizzat kendisine ziyaretlerle, telefonla sürekli "Nasıl gidiyor?" -tırnak içerisinde- şeklinde sormanız gerekiyor. Şimdi, mesela çakarlı araçlarla haftalık ziyaretler yaptığınızı düşünün mağdurun evine, o mahallede ikide bir polisler gelip orada dolaşıyor. Ne oluyor burada yani? Bitmek tükenmek bilmeyen bir hikâyeye dönüşüyor böylece şiddet. Kimi zaman, yaptığımız müdahalelerin sosyolojik komplikasyonları da oluyor; bu da onlardan bir tanesi yani kolluğun aşırı derecede olayı takip etmek için, verilen kararların neticelerini görmek, takip etmek için çok fazla ön plana çıkması, bir tür komplikasyon yaratıyor, hem güvenlik, asayiş anlamında hem de sosyolojik, kültürel anlamda. Dolayısıyla bu takibi kolluk yerine yine yasanın öngördüğü şekliyle ŞÖNİM'lerin -şiddet önleme ve izleme merkezlerinin- aktif olarak yapmasının ben daha doğru olduğunu düşünüyorum. Elbette ki onlar da yapıyor yani "Tamamen bırakıyorlar, olay intikal ettikten sonra her şeyi polis yürütüyor." falan demiyorum. Demek istediğim şu: Buradaki ağırlık noktalarını biraz değiştirmek gerekebilir, gerekir bence. Yani polisin vakayı takip etmesinde elbette ki yararlar var ama bana göre, sosyolojik bakımdan doğurduğu komplikasyonlar yararlarından ziyade zararlarına yol açıyor. Bu konuların düşünülüp yeniden ele alınması gerekir diye düşünüyorum.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Teşekkürler.
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Bunu da not almak gerekiyor herhâlde, değil mi?
Bir şey daha soracağım.
BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Buyurun.
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Hocam, bu kadına şiddet ve ayrımcılıkla alakalı toplumun eğitilmesinin en önemli şey olduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Peki, siz Akademide öğrencilerinize bir standart eğitim modeli geliştirdiniz mi? Çünkü onların olaya yaklaşımları da çok önemli, faili belirlemek, onun bilgilerini almak açısından.
POLİS AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SUÇ ARAŞTIRMALARI ANA BİLİM DALI ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. COŞKUN TAŞTAN - Kısa cevap: Evet, fazlasıyla. Uzun cevap şöyle: Bizim hizmet içi eğitimlerimiz var, modüllerimiz var. Gerek hizmet öncesi yani polis henüz göreve başlamamışken aldığı eğitimler içerisinde, insan hakları dersleri içerisinde, ben kriminoloji dersi içerisinde bu konudan uzun uzadıya bahsediyorum, 6284 sayılı Kanun’un kapsamıyla uygulamalarıyla ilgili bilgiler veriyorum. Yani sadece ben değil, bir iki hoca daha... Şimdi "ben, ben" deyip durmayayım, benim gibi bu konuları çalışan başka hocalarımızla -Seda Öz Hocamız gibi- bu eğitimlerde aktif olarak yer alıyoruz. Bir de hizmet içi eğitimimiz var. Malumunuz, Emniyet Genel Müdürlüğünün emniyet hizmetleri sınıfında 300 bin personel var yani bu personelin tamamına herhangi bir konuda, Türkiye'deki en önemli konularda bile bir seferde eğitim vermek çok zor. Biz bunları programlayarak gerek on-line gerekse yer yer ben mesela POMEM'leri ziyaret ederek gidip yeni başlayanlara eğitimler verdiğim zamanlar oldu. Elimizden geleni yapıyoruz ama şöyle düşünmek lazım: Yani bunu "off the record" söylemek isterdim ama çok "off the record" bir ortamda değiliz. Yani sonuçta, polis de bu ülkenin çocuğu. Yani bizim zihniyetimiz neyse, polis olmayan insanların zihniyetini yansıtan çok büyük bir örneklem gibi düşünün, 300 bin kişiyi bir toplumda rastgele seçerseniz o toplumla ilgili her şeyi, seçim sonuçları dâhil tahmin edebilirsiniz istatistiksel olarak. Dolayısıyla burada toplum ortalamasını yansıtan bir kitle var, polisler. Yani sadece kanunu bilmek yetmiyor, bazen polisin aileden aldığı eğitimin de burada bir probleme sebep olabileceğini biliyoruz. Bütün bunları bilerek bu polislerin, emniyet hizmetleri sınıfından gelen kişilerin de bizim çocuklarımız olduğunu, bize benzediğini, toplumun ortalamasını yansıttığını bilerek biz eğitim içeriklerimizi ona göre hazırlıyoruz. Dolayısıyla bunun başka bir anlamı da şu: Böyle bugünden yarına hemen herkesin zihniyeti değişmeyeceğine göre kolluk kuvvetlerinin de bu konudaki eğitimini böyle iki üç saatte falan halledemeyiz, daha uzun süreli, içeriği daha zenginleştirilmiş hizmet içi eğitimlerle bu eğitimlerin devam etmesi lazım.
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkürler.