Komisyon Adı | : | (10/696, 1831, 1832, 1833, 1834, 1835) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
Konu | : | Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Abdulkerim Gün'ün, Kurumun temel hedefi, görev ve yetkileri ile yasa dışı içeriklerle, zararlı içeriklerle ilgili yaptıkları mücadeleler hakkında sunumu |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 28 .01.2025 |
MUSTAFA ALKAYIŞ (Adıyaman) - Ben de sunum için teşekkür ediyorum.
Şöyle: Tabii, gerçekten teknolojinin artması, internet ve sosyal ağların kullanımının artması, sanal dünyanın hızla ilerlemesi karşısında hem kamu, devlet hem de vatandaş yani kişilik haklarına, kurumların haklarına ilişkin tedbirler alıyor. Şimdi, 5651 sayılı Yasa hakikaten bu konuda bana göre yeterli, tadında ve aslında kıvamında bir yasa. Fakat buna rağmen, uygulamada yani "fake" hesaplar, kişilik haklarına saldırılar, şeyler noktasında süreç aynen devam ediyor, sanki bu yasa yokmuş gibi devam ediyor. Düz mantıkla, hukuk mantığıyla baktığınız zaman esasen -bilmiyorum yani benim kendi bakış açımla- bildiğimiz reel bir yayında, sıradan bir gazetede aslında sorumlular bellidir; bir sahibi var, bir de yazı işleri müdürü var. Siz bu yayını dağıttığınız zaman bunun her şeyinden sorumlusunuz. Mesela, sanal âlemde gerçekten bir kişinin hesabı varsa sahibinin kim olduğunu bulmak ve bu yayınından sorumlu olmasını sağlamak bu kadar zor mudur? Ya, mesela, hepimizin sosyal hesapları var. Esasen hepimiz onun yazı işleri müdürü ve sahibiyiz, yaptığımız yayından, içeriğinden, her şeyinden sorumluyuz. Ama bunun tedbirini alma, vatandaşı koruma anlamında uygulamada -yani yine belki sanal âlemin, internet ortamının hızından dolayı- geride kaldığımızı düşünüyorum. Bu konuda siz, tabii, bu Kurumun en başındasınız, içindesiniz. Ben yasayı da yeterli görüyorum yani bilmiyorum. Ayrıca yasal bir mevzuat mı gerekiyor yoksa bizim de kurum olarak daha fazla tedbir almamız mı gerekiyor? Bu konudaki sıkıntı tam olarak ne? Yani bu şeyler aynen devam ediyor gibi görünüyor, biz öyle görüyoruz. Bunları kayıt altına almada, takibinde sıkıntılar olduğunu görüyorum. Mevzuattan mı, mevzuatın yetersizliği mi yoksa bunlarla mücadele etmekte kurum olarak, işleyiş olarak yetersizliğimiz mi var? Bunu sormak istiyorum.