Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2858) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 15 .01.2025 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim.
Şimdi, arkadaşlar, bu madde 1'de Anayasa 108 esasında bakıldığı zaman DDK'nin denetim yapabileceği alanlara çok açıkça belirtmiş, ilgili maddeye baktığımız zaman diyor ki: " Devlet Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanının isteği üzerine, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında ve sermayesinin yarısından fazlasına bu kurum ve kuruluşların katıldığı her türlü kuruluşta, kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, her düzeydeki işçi ve işveren meslek kuruluşlarında, kamuya yararlı derneklerle vakıflarda, her türlü idari soruşturma, inceleme, araştırma ve denetlemeleri yapar." Esasında çok doğru bir hat çizmiş esasında, sınırları çizmiş. Şimdi, biz bu 1'inci maddeyle bunların yanına neyi koyuyoruz? Kooperatifleri koyuyoruz, birlikleri koyuyoruz ve bu kooperatiflerin ve birliklerin ortak ve iştiraklerini de koymaktayız. Yani bizim burada en büyük itirazımız bu. Mesela, Devlet Denetleme Kurulu ne yapar yani herhangi bir vakfı, özel vakfı denetleyebilir mi? Denetleyemez. Peki, niye TARİŞ'i denetlesin? Niye Devlet Denetleme Kurulu bir tarım satış kooperatifini denetlesin veyahut da niye bir sulama kooperatifini denetlesin? Yani esasında bakıldığı zaman bununla ilgili herhangi bir açıklama da yok. Ben teklif sahiplerine soruyorum: Neden bu ibareyi buraya koydunuz? Buradaki amacınız, meramınız nedir? Yani normalde herhangi bir anonim şirketi denetleyemeyeceğine göre neden kooperatifi denetlesin, neden birlikleri denetlesin, neden bunların şirketlerini denetlesin? Bu konuda herhangi bir açıklama yok, varsa sizlerden bekliyoruz.
Ve madde 3. Şimdi, hem bu kooperatifleri, birlikleri, vakıfları, dernekleri, kamu kurumlarını denetleyecek ve denetim yaptığı esnada denetimi güçleştiren, engelleyen görevde kalması hâlinde kamu zararını arttıracağı anlaşılan, suç delillerini karartacağı anlaşılan her kademe ve rütbedeki görevliler hakkında görevden uzaklaştırma tedbirini uygulamasını yetkili makamlara öneriyor, memur ve diğer kamu görevlileri hakkında da bu tedbiri uygulayabiliyor. Şimdi yani herhangi bir derneğe, birliğe gittiği zaman bu suçlara ilişkin, bu kanun metninde yazan eylemleri yapanlar hakkında yetkili merciye diyor ki: "Biz bunları görevden uzaklaştırmak istiyoruz." Ama iş memurlara geldiği zaman kendisi bu görevden uzaklaştırmayı yapabiliyor. Bunun mantığı ne? Sayın Kalaycı şunu söyledi... Atıyorum, herhangi bir belediyeye İçişleri Bakanlığından bir müfettiş gitti, denetleme yapıyor, denetim yapıyor ve buna benzer bir eylemle karşılaştığı zaman, bugün için benim bildiğim kadarıyla -siz tam tersini söylediniz- denetim yaptığı yerdeki bir belediye başkanını bir müfettiş görevden uzaklaştıramaz. Yani bunun için ne yapıyor? Kaymakama veyahut da valiye gidiyor. Biz burada DDK'ye neden bu yetkiyi veriyoruz? Bu konuda da çok ciddi soru işaretleri var ve bugüne kadar bize herhangi bir şekilde bir açıklama yapılmış değil.
Ayrıca, bu işin anayasal boyutu da var. Bir kere madde 1, Anayasa’nın 108'inci maddesine aykırılık içeriyor çünkü Anayasa'mız yazmış, nerenin denetleneceğini yazmış. Biz Anayasa'da yazmayan yerlere de noktalara da yetki veriyoruz, bir kere burada anayasaya aykırılık var. Madde 3 de ayrıca Anayasa yüzde 129'a açık aykırılık barındırmaktadır. Zaten daha önce bunları geri çekmiştiniz, bunlar geri çekilmişti yani olayın boyutu tartışıldı, oraya çok girmek istemiyorum. O sebeple ben bu 3 maddenin tekrar geri çekilmesini talep ediyorum.
Teşekkür ederim.