KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Ben de şunu ifade etmek isterim: Bu noktada belirli bir görüşü doğru ya da yanlış olarak nitelendirecek bir yargı noktasında olduğumuz kanaatinde değilim. Dolayısıyla, birbirimizin fikirlerine bu yanlış ya da bu doğru demek bence isabetli bir yaklaşım olarak bulunmuyor çünkü biz burada netice itibarıyla belirli değerleri temsil etmek... Günün sonunda bu değerler için siyaset yapıyoruz, bu değerler için bir şekilde milletvekili olma yoluna girmiş bulunduk ve bunların hepsini üst üste koyduğumuzda çok kışkırtıcı bir şekilde, propagandist bir yaklaşımla -tırnak içinde- tabiri caizse gözüne sokarcasına... Ki bu noktada işte, bir dizi oluyor, o dizinin akabinde insanlar çok farklı şeylere ilgi duyabiliyorlar yani örneklik teşkil ediyor bunların her biri. Kaldı ki biz diğer ana akım medyadaki -burada tutanaklara bakıldığı takdirde- sosyal çatışmaları körükleyici mahiyetteki içerikleri belirli noktalarda eleştirdik. İşte, toplumsal katmanları bu noktada çatıştıracak içerikleri de yeri geldiğinde şiddeti yaygınlaştıracak içerikleri de her zaman, her platformda, her şekilde eleştiriyoruz.

Dolayısıyla, ben de burada Tuncay Bey'in bıraktığı yerden hareketle gerçekten bunun bir... Yani suimisal emsal teşkil eder belirli noktalarda. Dolayısıyla, burada bir örnekleştirme, bunun hakikaten belirli noktalarda olabilirliğinin mümkün olduğunun gösterilmesi ve bu minvalde de esas itibarıyla akıl karıştırıcı bir şekilde, kışkırtıcı bir şekilde -yani ki biz buna zaten bu yüzden propaganda diyoruz- sunulması hususunda ciddi bir rahatsızlık var. Ben bireysel olarak da bu durumdan rahatsız oluyorum çünkü kışkırtıcı bir şekilde, hayatın olağan akışının dışında bir sunumla karşılaşıyoruz ve bu ciddi bir rahatsızlık noktası her birimiz için.

Buna ek olarak Famagusta'ya ilişkin bir şey söylemiştim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden bir dizi bekliyoruz, onu tekrar vurgulu bir şekilde ifade etmek istedim çünkü galiba tekrar değinmediniz, onu da söylemek istedim. Dolayısıyla, ezcümle bizim doğrumuz budur, biz aileyi de korumak istiyoruz ve bu noktada küresel bir dayatma olarak görüyoruz LGBT'yi ve küresel dayatmanın paydaşı olan her türlü kuruluşla da... Biz bunu küresel bir dayatma olarak görüyoruz ve dolayısıyla kadın vardır, erkek vardır bağlamını tekrar hatırlatıyoruz açıkçası, biyolojik gerçeklik olarak.