KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN MUSTAFA HULKİ CEVİZOĞLU - Bu örnekten siz öteki konuda bir cevap çıkarırsınız kendiniz. Deniliyor ki: "Niye hep aynı tartışmacılar var? İşte, adam sağlık uzmanı ama Suriye politikası konusunda konuşuyor alakasız konularda." Çalıştığımız sektörde yıllarca konuşmacı bulma sıkıntısı çekti televizyonlar. O zaman ne dediler? Haftanın yedi günü tartışma programı var bütün televizyonlarda; yedi günü her gün en az 4 konuk, 28 konuk bulacak, sonraki haftayı ayarlayacak. Her televizyon programının bağımsız bir editörü, bağımsız bir yönetmeni var, her programın ayrı ekibi var yani Ferrari'de otomobil yarışı gibi bir şey bu, ekipler farklı. O zaman, konukları sabitleştirme yoluna gittiler çünkü diyelim ki bu akşam sizi çağırdılar konuk olarak, işiniz çıktı, gidemediniz, bir koltuk boş kalacak. Televizyon çok çabuk haber tükettiği için ve de zaman tükettiği için bu olmuyor. Bir de rating yarışı var. Bunları uzun uzun, inşallah, bir başka zaman... Bana da sorulmasını çok istiyorum, ekranlarda da çok söyledim. Sağ olun, siz sordunuz, televizyoncular sormadı. Bir başka yere konuk olarak gidip uzun uzun anlatmak isterim.

Türkçeden söz ettiniz. Böyle bir Türkçe var mı? Var. Buna eskiden "dublaj Türkçesi" deniliyordu; seslendirme Türkçesi. Burada, sosyal medyada da başka bir Türkçe var, değil mi? Kısaltmalar var. "Çağımız ilerliyor, 2024 yılındayız diyoruz" ama aslında, bu kısaltmalar açısından, biz, Mısır piramitleri dönemine, hiyeroglifler dönemine döndük. Kuş işaretleri, kalp işaretleri, alkış işaretleri; kısaca emojiler; değil mi? Mısır dönemine dönmüş bulunuyoruz. "Çağ ilerliyor." diyoruz ama ne kadar ilerlediğimiz tartışılır. Bir sosyolog ve filozof var Bruno Latour diye -siz meraklısınız bu konulara- onun kitabının adı şu: "Biz Hiç Modern Olmadık" kitabın adı bu yani ilerledikçe modern olduk zannediliyor ama adam diyor ki: "Biz hiç modern olmadık." Dünyayı kastediyor, enteresan.

Sorunuzu not aldı Sayın RTÜK Başkanı ve üyeleri.