KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle ben Sayın Bakanımıza ve bürokratlarımıza çok çok teşekkür etmek istiyorum. O kadar sağduyulu ve o kadar gönülden bir sahiplenişiniz var ki gerçekten ben sizleri dinlerken "Daha ne yapılabilir?"i sordum kendi kendime. Yapılacak sanki her şey yapılmış gibi duruyor; hani bu Türk filmlerinde, sonunda "Mutlu Son" diye yazar ama biz bu mutlu sona niye ulaşamadık? diye sorgularken kendi kendime acaba biz erkekleri mi unuttuk? Yani failin rehabilitasyonuyla alakalı bizim ne yapmamız gerekiyor, ne yapabiliriz? Bence burada, tamam, tabii ki mağdur kadın, tabii ki onu sahipleniyoruz ama erkeği de sahiplenmek gerektiğini düşünüyorum. Neden? O duyguya iten şey ne? Ve erkeklerin rehabilitasyonunu da çok çok önemsiyorum çünkü fail on yıl yatıyor, cezaevinden çıkıyor, kadın gene bir streste, gene bir şiddet olayıyla karşılaşacak diye telaşa düşüyor. Bu anlamda belki biraz bakış açımızı değiştirip biraz da erkeğe doğru yönlendirmek gerekiyor diye düşünüyorum.

Bir de ayrıca Sayın Bakanım, bu ŞÖNİM'e başvuran kadınlar, tabii, önemli bir psikolojik mağdur ruh hâliyle başvuruyor. Evet, kadın gerçekten oraya başvurduğunda mağdur ama o kadınların o mağdur psikolojisinden çıkması için biz neler yapıyoruz? Yani onları topluma kazandırmak için ya da işte, kendini daha güçlü hissetmesi için desteklerimiz var mı? Girişimci olarak onları topluma kazandırmak ya da kendi gücüne inanması için işte, maddi olarak çalışacağı bir alan yaratmak anlamında onlara nasıl destek sağlayabiliyoruz? Bunu da çok önemsiyorum. Aslında yapılacak bütün çalışmalar yapılmış; akademik, sosyolojik, psikolojik olarak her yönden değerlendirilmiş. Evet, gene de mutlu sona ulaşamıyoruz, gerçekten toplumsal bir yara hâlâ var; bir türlü bunu halledemedik. Bu neden acaba? Sormak istiyorum sadece.

Teşekkür ederim.