KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ BOZAN (Mersin) - Arkadaşlar, bu kanun teklifinde gerekçesi iki cümle. İki cümle gerekçe üzerine dahi saatlerce konuşulabilir, kendi içerisinde gerçekten ciddi anlamda çelişkiler barındırıyor. Şimdi, gerekçede diyor ki: "Güneş enerjisi santral yapıları can ve mal güvenliğini tehdit etmeyen basit yapılardır." diyor, aynı zamanda diyor ki: "Çok geniş inşaat alanına sahip." Çok geniş inşaat alanına sahip ama can ve mal güvenliğini tehdit etmiyor. Bu nedenle, "Yapı denetim hizmeti alırlarsa hizmet bedeli arttığından yatırımcılar bu işe girmezler." diyor. Şimdi, burada bir denge yapılıyor yani kamu yararı mı, yatırımcının bu alandaki maliyeti mi? Burada, maalesef, yatırımcının bu alandaki maliyetinin azaltılması öngörülmekte. Yine, aynı zamanda diyor ki: "Süreci hızlandıralım ama aynı zamanda uzmanlaşmış kişilerle denetim sağlayalım." Uzmanlaşmış kişiler bedava yapmayacak denetimi, yine parayla yapacak.

Şimdi, bir diğer husus şu: Kısa bir süre önce Meclisten bir kanun geçti, Maden Kanunu'nda bir değişiklik yapılmıştı. Ona geçmeden önce, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un amacını düzenleyen 1'inci maddesini kısaca hatırlatayım: "Bu kanunun amacı, can ve mal güvenliğini teminen -gerekçede var- imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." diyor, hemen aşağıda istisna yapıları sayıyor. Şimdi, teklifin 11'inci maddesiyle birlikte biz, RES ve GES'leri istisnalar içerisinde sayıyoruz yani Yapı Denetim Kanunu dışına çıkaracağız. Ama ben, şimdi kanunun mevcut hâlinde istisna sayılan yapılar neler, birkaç tanesini size söyleyeyim. Diyor ki: "Bodrum katı dışında en çok iki katlı ve yapı inşaat alanı toplam 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapılar." Yani çok geniş bir alanda yapılacak bir güneş enerjisi santralini veya rüzgâr enerjisi santralini biz yapı inşaat alanı 200 metrekareyi geçmeyen müstakil yapıyla aynı şekilde görüyoruz. Ben, burada ciddi anlamda bir sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda, az önce söyledim ya, 7501 sayılı Maden Kanunu'nda bir değişiklik yapılmıştı. Bu değişikliğe göre baraj gölleri, suni göller, tabii göller ve kıyı sahil şeritleri hariç olmak üzere denizler üzerinde güneş enerjisi santralleri açılabileceğine dair bir yasal düzenleme yapıldı. Yani RES ve GES'leri düşünürken aynı zamanda şunu da düşüneceğiz: Van Gölü'nün üzerine, çok geniş bir alana güneş enerjisi sistemi yapıldı. Şimdi, Van Gölü üzerine, Tuz Gölü'ne ya da az önce saydığım kıyı sahil şeritleri hariç olmak üzere denize, çok geniş bir alana güneş enerjisi sistemi yapıldı. Şimdi, o güneş enerjisi sisteminin can ve mal güvenliğini tehdit etmediğini nasıl düşünebiliriz? Aynı zamanda, mesele sadece can ve mal güvenliği değil, Maden Kanunu'nda o değişiklik yapılırken biz o zaman da itiraz etmiştik, dedik ki: "Biz yenilenebilir enerjiye karşı değiliz, RES'e karşı değiliz, GES'e karşı değiliz." Ama orada getirilen düzenlemeyle ne yapılmıştı? Orada sadece Bakanlığa yetki verilmişti ve yapılan düzenlemede imar şartı aranmıyordu. Yani denizler, suni göller üzerine kurulacak olan güneş enerjisi sistemlerinde, Maden Kanunu'nda yapılan değişiklikle imar şartı aramadık, belediyeleri devre dışı yaptık. Tüm yetki sadece Bakanlıkta. Bugün getirilen teklifle ne yapıyoruz? Bugün getirilen teklifle de alıyoruz biz, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un dışında tutuyoruz.

Evet, gerekçelerinden bir tanesi şu, oradan okuyayım, diyor ki: "Bu yapıların uzmanlaşmış kişiler eliyle denetlenmesi." İtirazımız yok buna. Gelin, bunu Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un dışına çıkarmak yerine... Çünkü denizler üzerinde, göller üzerinde ilk defa GES kurulacak. İlk defa GES kurulacağı için, evet, bir uzmanlık gerekiyor ama bu uzmanlığı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un dışına çıkararak değil, sadece merkezî idare elinde tutarak değil... Gelin, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'la ilgili bunu konuşalım, bunu tartışalım. Bu anlamda, yapı denetim firmalarına bu alanda ayrıca bir lisans alma, ayrıca bir yeterlilik alma şartı getirelim. Ama bu hâliyle olduğunda, aynı zamanda Maden Kanunu'nda yapılan değişiklikle birlikte düşündüğümüzde gerçekten çok ciddi anlamda bir sıkıntı. Her ne kadar burada can ve mal güvenliğini tehdit etmiyor diyorsak bunların tamamı tarih, bunların tamamı tutanaklara geçiyor. Allah göstermesin, üç sene, beş sene, on sene sonra bir GES'te, bir RES'te... Hadi, mal telafi edilir dedik, mala zarar geldi; cana zarar gelirse? Ben, bunun günahı da vebali de ağırdır diyorum. Bu nedenle, Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da istisna olarak sayılması kısmının çıkarılması gerektiğini düşünüyorum.

Saymadığım bir tane daha var, onu da söyleyeyim. Yani gerçekten bu kadar geniş alana kurulacak bu yapıların istisna sayılan yapılardan bir tanesi de şu: "Entegre tesis niteliğinde olmayan tarım ve hayvancılık amaçlı yapı ve tesisler." Ben buradan şunu anlıyorum: Bir köyde 100 büyükbaş hayvan beslemek için bir kişi kendisine ahır yaptı; biz, 100 büyükbaş, 100 küçükbaş hayvan beslemek için yapılan... Kişinin kendi olanaklarıyla yaptığı yapı ile çok geniş alana ve Maden Kanunu'yla yapılan değişikle birlikte göllere ve denizlere yapılacak güneş enerjisi sistemlerini aynı kefeye koyuyoruz. Teknik anlamda da hukuki anlamda da can ve mal güvenliği anlamında da ben ciddi anlamda bir eksiklik, sıkıntı olduğunu düşünüyorum. O nedenle, bu maddeyle ilgili verdiğimiz önergemizin kabul edilmesini talep ediyoruz.