KOMİSYON KONUŞMASI

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, doğrusu sizi dinlediğimde sabah bir de iktidar grubunu dinlediğimizde kendimi Norveç'te ya da İsveç'te hissettim; böyle, çok güzel, her şey güllük gülistanlık ama kâğıttan çevirip Türkiye'ye baktığımda resme, hakikaten bir felaket tablosu olduğunu görüyoruz, siz de bence görüyorsunuz ama göreviniz gereği bunu söylemiyorsunuz, söyleyemezsiniz. Hangi yöne kafamızı çevirsek tam anlamıyla bir yangın var, dehşet verici olaylar var; emekliler yaşayamaz hâlde, engelliler için yaşanabilir bir ortam yok, kadınlar her gün ölüyor, çocuklar istismar ve şiddet sarmalı içinde yaşıyor. Ben yeri gelmişken kadınlara ilişkin sadece şunu söyleyeyim: 25 Kasımda İstanbul'daydım ve Taksim'e giden bütün yollar kapatılmıştı. Aile Bakanı olarak kadınlar karşısında sorumluluğunuz olması itibarıyla 169 kadının gözaltına alınmasını, şiddete uğramasını hem de şiddetin protesto edildiği bir günde nasıl sineye çekiyorsunuz? Bir kadın olarak, hemcinsiniz olarak soruyorum. Bu ülkede neden kadına yönelik şiddeti protesto etmek yasak?

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Yasak değil.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Yasak, kadınlara yasak. Ben oradaydım, Karaköy'e gittik ve ondan sonra 169 arkadaşımız gözaltına alındı.

15 milyona yakın insanın yardımlarla, desteklerle geçindiğinden söz ediyoruz. Tabii, bu yardımları herkese vermiyorsunuz. Benim vekili olduğum Erzurum ilinde Tekman, Karayazı, Karaçoban ve Hınıs'da yardımları kestiniz. Köylerden kime oy çıktığını, hangi partiye oy çıktığını tespit ederek...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Doğru değil.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Kesinlikle doğru. Elimde veriler var, resimler var. Yardımları kesiyorsunuz. Önerge verdim, hangi köylerden ne kadar kişinin yardımının kesildiğini bizzat gördüm, size gönderirim. Soru önergesi verdim, cevabını bekliyoruz.

Şimdi, sizin Bakanlığınız dönemindeki şeyi çok uzun anlatabilirim ama genel hatlarıyla şunu söyleyeyim: Çocuklara düşmanlık politikaları, kadına düşmanlık politikaları, maalesef, hız kazanmış ve bir sarmal içindeyiz. Siz ya bir "tweet" atıyorsunuz ya genelgeçer bir açıklama yapıyorsunuz ve meseleyi toplum unutsun bekliyorsunuz, genel olarak iktidar etme biçiminiz bu. Bu yaratılan heyula o kadar büyük ki bir felaketin unutulmasının tek yolu var, yeni bir felaket. Narin'i unutmamız için yeni bir felaket meydana geliyor ve o unutturuluyor ve halının altına süpürülen kirler o kadar büyük ki dışarı taşıyor. Narin biri; Sıla bebek, Rojin Kabaiş, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner bunlardan sadece birkaçı. Bu ülkede bebekler katlediliyor Sayın Bakan, bebekler; bu ülkede çocuklar katlediliyor ve siz bütün konuşmanızda aile dediniz.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - "Çocuk" da dedim.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - "Aile içi şiddet" diye bir kavram duydunuz. Belçika'da doğdunuz, büyüdünüz. En yakınımızdakiler de bizi öldürebiliyor. Aileden önce aileyi oluşturan bireylerin, şahsiyetlerin güvenliği önemlidir. Aile tabii ki önemlidir ama eğer aile içinde şiddet, tecavüz ve istismar varsa orada bireyler korunur. MESEM eliyle öldürülen...

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI MAHİNUR ÖZDEMİR GÖKTAŞ - Onlar zaten sağlıklı bir aile değil.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Niye bana cevap veriyorsunuz Sayın Bakan? Sözünüz gelecek. Ben hakikatleri ifade ediyorum. Ne söylediysem "Hayır." diyorsunuz ama hepsinin verisi elimde. 66 çocuk MESEM'lerde ölmedi mi? Bu bir iş cinayeti değil mi? Narin katledilmedi mi aile içinde? Türkiye'de günde 3 kadın katledilmiyor mu? Çocuklar aile içi istismara maruz kalmıyor mu? Yurtlarda çocuklar kötü bir şekilde yaşayıp tecavüze uğramıyor mu? Bu ülkede yaşıyoruz biz ve bu konuda, maalesef, üzülerek söylüyorum, bu tablonun değişmesi için biz mücadele ediyoruz ve siz de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak çocukların bu konuda... Cinsel istismar konusundaki suçlarda dosya endeksi yüzde 194 oranında artmış; bu, korkunç bir rakam. Cezasızlık politikası almış başını gidiyor.

Size son sözüm şu: Siz kimseye lütuf olarak bakmıyorsunuz, yardım etmiyorsunuz. Sosyal devlet ilkesi yaşama geçmediği için kendinize bağımlı yoksullar oluşturup, oyunuzu da alıp, seçimlerde onları arka bahçe olarak kullanıp, gelip burada da teşekkür etmemizi bekliyorsunuz; böyle bir dünya yok.