KOMİSYON KONUŞMASI

REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, kıymetli basın emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün kadınlarımızın, çocuklarımızın, dezavantajlı yurttaşlarımızın ve engellilerimizin sorunlarına çözüm üretmekle görevli Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2025 yılı bütçesini görüşüyoruz. Ancak üzülerek görüyoruz ki bu bütçe de ne toplumun ihtiyaçlarına ne de halkın taleplerine cevap verebilecek bir anlayışla hazırlanmıştır. Maalesef bu bütçede kadınların sesi yok, annelerin çığlığı yok, çocukların gülüşü yok. Bu bütçede kadınların, çocukların ve dezavantajlı grupların yaralarını saracak tek bir satır bile yok.

Türk kadını tarihimiz boyunca gerek Kurtuluş Savaşı'nda gerekse cumhuriyetin kuruluşunda fedakârlıkları ve katkılarıyla her zaman ön plana çıkmıştır. Ancak bugün, genç cumhuriyetimizin kadınlara duyduğu bu saygıyı maalesef AKP iktidarında göremiyoruz. Kadınlarımız, yalnızca annelik rolüyle sınırlandırılan bir anlayışa mahkûm edilmek isteniyor.

Cinsiyet eşitsizliği iş hayatından spora, sokaktan günlük hayata kadar her alanda karşımıza çıkıyor. Öyle ki, bu ayırımcılık üst düzey profesyonel sporda bile kendini gösteriyor. Örneğin, Millî Futbol Takımı'mıza Ermenistan maçı için İstanbul'dan Eskişehir'e özel uçak tahsis edilirken, Avrupa Şampiyonu olarak tarihî bir başarıya imza atan Millî Kadın Voleybol Takımı'mız final sonrası tarifeli uçakla yurda dönmek zorunda bırakıldı. Bunun yanında iş hayatında da cinsiyet ayırımcılığı maaşlara yansıyor. Kadın ve erkek çalışanlar aynı işi yapsa dahi, kadınlar ortalama yüzde 20 daha düşük ücret alıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sürekli geri adım atan, kadınlara yönelik şiddet karşısında etkisiz kalan bir Hükûmetle karşı karşıyayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, fıtrata ters." "Sürtük, çürük." "Kız mıdır kadın mıdır belli değil." "'Çalışıyorum.' diyerek annelikten imtina eden bir kadın eksiktir, yarımdır." gibi ifadeleri AKP'nin kadınlara bakışını açıkça ortaya koymaktadır.

Son olarak tarikat ve cemaatleri üzmemek için tek taraflı olarak İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı şiddet faillerini cesaretlendirmiş, kadınları daha savunmasız bir hâle getirmiştir. Bu acı tablo istatistiklere de yansımaktadır: 2024 yılında 207'si şüpheli ölüm olmak üzere 343 kadınımız cinayete kurban gitmiştir. 2017-2023 yılları arasında şüpheli kadın ölümleri yüzde 82 oranında artmıştır. Tüm bunlar çevremizde olup biterken kâğıt üstünde projelerle olup biteni izlemekle yetiniyorsunuz. Sayın Bakan, size soruyorum: Kadın sizin için ne ifade ediyor? Bizim için kadın, eşitliğin, adaletin ve toplumun temel taşıdır. Kadını korursanız, eğitirseniz, o da çocuğunu eğitir, bir ülkenin kalkınmasının öncüsü olur. İşte, sizin asıl karşı çıktığınız tam da bu. Çünkü eğitim seviyesi arttıkça, kadınlarımız yaptıkları işlerde başarı sağladıkça AKP'yi afakanlar basıyor, bunun farkındayız.

Maalesef bu Bakanlık yoksullukla mücadele etmek yerine yoksulluğu yönetmekle övünmektedir. Sosyal yardımlar göstermelik ve sembolik düzeyde kalmıştır. Örneğin, ilkokul çocuklarına günde 3 liradan ayda sadece 90 lira yardım yapılmasını hangi vicdanla açıklıyorsunuz? Önce halkı yoksullaştırıyorsunuz, öldürmekten beter ediyorsunuz, ardından 100-200 liralık yardımlarla övünüyorsunuz. Sizler yirmi iki yıldır kontrol edilebilir bir yoksulluk üzerinden siyasetinizi şekillendiriyorsunuz. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, yoksulluğu kökünden bitirerek insanların huzur ve refah içinde yaşayacağı bir Türkiye hayal ediyoruz. Aynı bakış açısı için de size de tavsiye ediyoruz; kendinize reva gördüğünüz hayatı bu halka çok görmeyin Sayın Bakan. Halkımız sosyal devlet ilkesinin kâğıt üzerinde kalmasını istememektedir. Kadınlar, güvenle yaşayabilecekleri bir ülke istiyor; çocuklar, geleceğe umutla bakmak istiyor; 86 milyon yurttaş, sürdürülebilir yoksulluk değil insan onuruna yakışır bir yaşam talep ediyor.

Sayın Bakan, engelli bireylerin istihdamı ve erişebilirlik sorunları hâlâ çözülmemişken bu konuda bütçeden ayrılan payın yetersizliği nasıl açıklanabilir? Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 12 bin engelli yurttaşımıza istihdam sağlama sözünü yerine getirecek misiniz? Evde bakım hizmeti alan engelli bireylerin destek ücretleri neden insani yaşam standartlarında uygun seviyeye çıkarılmamaktadır?

Türkiye'de yaşlı nüfus hızla artıyor ancak huzurevlerinin kapasitesi ve hizmet kalitesi yetersiz. Huzurevlerinde sıra bekleyen, kendine yer bulamayan binlerce yaşlı ve bakıma muhtaç vatandaşımız var. Bakanlığınız bu konuda neden daha fazla yatırım yapmamaktadır?

Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı davalarında yeterli cezaların çıkmaması sonucu toplumda büyük bir güven eksikliği oluşmuş durumdadır. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu konuda yargı sürecinde neden daha etkili bir şekilde müdahil olmuyor, cevaplarsanız sevinirim.

Sayın Bakan, şunu da belirtmek istiyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)