KOMİSYON KONUŞMASI

METİN İLHAN (Kırşehir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; binlerce yıldır birçok devlet ve imparatorluk kurmuş milletimizin kahraman orduları tarih boyunca dünyanın en güçlü orduları olmuştur. Bu sebepledir ki Türk Silahlı Kuvvetleri her daim milletimizin en güçlü ve güvenilir kurumlarından biri olarak varlığını devam ettirmektedir. Ordumuz, bu başarısını temel olarak kendi kurumsal yapısını siyaset başta olmak üzere diğer dış müdahalelerden uzak tutarak sağlayabilmiştir. Ancak son yıllarda TSK içinde yaşanan çeşitli olaylar ve sorunlar sürekli olarak ülke kamuoyunda yer almaktadır. Henüz geçen sene 10 Kasımda Tuzla Piyade Okulu'nda Atatürk rozeti takmayı reddeden bir teğmen meselesi gündemdeki yerini korurken teğmenlerimizin yemin töreni sonrası yaşanan yeni bir krizle karşı karşıya kaldık. Teğmenlerimize teşekkür edileceği, alkışlanacağı yerde maalesef kendilerine soruşturma açılmıştır. Teğmenlerimiz, pirüpaktır ve Silahlı Kuvvetlerimize zarar verecek hiçbir tavır ve davranış içinde olmamışlardır. Bakanlığın "Kasıtlı ve organize disiplinsizlik yapmaktadır." yönündeki açıklamasının ciddiye alınacak bir tarafı da yoktur. Teğmenlerimizi bu şekilde itham etmek ve kasıt aramak beyhude bir çabadır. Ayrıca, Millî Savunma Bakanlığının, Yüksek Disiplin Kurulu toplantısından önce üstü örtülü şekilde görüş belirtmesi adil yargılamayı etkileyecek ve Yüksek Disiplin Kurulunun vereceği kararlar hakkında bir şüphe oluşmasına yol açabilecektir. Bu durum hukuken de vicdanen de kabul edilebilir değildir. Aziz milletimize şunu ifade etmek isteriz ki biz teğmenlerimizle gurur duyuyoruz ve her zaman yanlarında olacağız.

Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; askerî personelin ve sivil memurların süregelen sorunları ne yazık ki hâlâ çözülebilmiş değildir. Yıllardır Hükûmet kadrolarınca defaatle sözler verilmesine karşın tazminat haklarını alamayan emekli astsubaylarla ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifi reddedildi. Bir milletvekili olarak, kamuda iş hakkı verilmeyen uzman çavuş ve sözleşmeli erler için kanunun uygulanamıyor olmasını şahsıma gelen, belediyelere atanma talebinde bulunan sözleşmeli erlere ve uzman erbaşlara açıklamakta inanın zorluk çekmekteyim. Daha önce de dile getirdiğim; 2000, 2001 ve 2002 yılları arasında nasbedilen astsubay ve astsubaylıktan subaylığa geçiş yapan yaklaşık 1.500 kişinin sivil okul borçlanma sorunu sebebiyle hem emeklilikte hem de fiilî hizmet zammında yaşadıkları haksızlık ve eşitsizlik hâlâ devam etmektedir. Emekli maaşları yetersiz olan askerler ve sivil personellerin sorunları için de herhangi bir adım atılmamıştır. Bizler sürekli olarak mağdur olan askerlerimizle bir araya gelmekte ve sorunlarını uzun uzadıya konuşmaktayız. Takdir edersiniz ki hepsi çok ama çok dertli ve sizlerden de çok şikâyetçiler. Sorunlar o kadar çok ki bu ülkede Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği var. Yanlış duymadınız, Terörle Mücadele Sırasında Yaralanıp Gazi Sayılmayanlar Derneği, herhâlde keyfiyetten açılmadı bu dernek. Bunu söylemek bile bana zül geliyor ama böyle bir derneğin varlığı hepimizin utancı olsa gerek. Hükûmet duyarsız kalabilir ama biz yine de Cumhuriyet Halk Partisi olarak emekli astsubaylar, emekli subaylar, kamuya atanamayan uzman çavuşlar ve sözleşmeli erler, gazi sayılmayan kahraman vatan evlatları, muvazzaf personeller, şehit aileleri ve gazilerimizin sorunları için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bir diğer önemli konu ise askerî sağlık sistemi. Önceden GATA en gelişmiş eğitim ve tedavi merkeziydi. GATA bünyesinde eğitim okulları ve üniversite hastanesi düzeyinde 2 eğitim ve araştırma hastanesi vardı. Deniz ve Hava Kuvvetlerinin özelliklerine göre uzmanlaşmış deniz ve hava hastaneleri de vardı. Ayrıca, tüm bu askerî sağlık sistemini destekleyen ikmal, bakım, onarım teşkilatı ve tıp etiği konularında uzmanlaşan birimler vardı. Personel ve ikmal tedarik konuları da tek elden yürütülürdü. Tedavi süreçlerinde karşılaşılan sorunlar, uygulanan tedaviler kayıt altına alınır ve yaygınlaştırılırdı. Askerî sağlık sistemi tasfiye edilinceye kadar önemli bir arşiv, kuşaktan kuşağa geçen çok önemli birikim de vardı. Ancak gelinen noktada kapatılan okullar ve askeriyedeki yapısal işleyişin siyasetin bir şekilde etkisine açılmasıyla milletimizin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kurallar, temayüller ve geleneklerle şekillenmiş kurumsallığı da zarar görmüştür. Dolayısıyla, iktidar şunu bilmelidir ki askerî sağlık sisteminin yeniden tesisi bir tercih değil bir zorunluluktur diyor, tüm Komisyona saygılarımı, selamlarımı sunuyorum.