KOMİSYON KONUŞMASI

ERHAN USTA (Samsun) - Evet, teşekkür ederim.

Tabii, bu maddeye şiddetli bir şekilde karşı çıkıyoruz. Önce, şunu söyleyeyim: Mesela, bu en son Plan Bütçe Komisyonunda Enerji Bakanı tamamını okumayacağım ama bakın orada şöyle bir şey söylüyor: “Biz bizden önce bu doğal gaz santrallerine bir sürü alım garantisi verdiler, bilmem ne yaptılar, biz bunları yapmadık.” falan diyor, doğal gaz santrallerine verilen alım garantilerini kötülüyor, ondan sonra “Biz, mesela, öyle hazine garantisi vererek değil, öyle uzun alım garantileri vererek değil, sadece yenilenebilir alım garantisi verdik YEKDEM kapasitesiyle.” filan şeklinde yani bu mealde şeyler söylüyor, burada tutanakları var, isteyen arkadaşlara verebilirim.

Şimdi, tabii, burada yapılan şey ne? Bugüne kadar hiç verilmemiş bir imtiyaz sözleşmesi ve alım garantisi -yani alım sözleşmesi, daha doğrusu, garanti sözleşmesi aynı şey bana göre- yapılıyor. Ne için yapılıyor? Kömür santralleri için. Yerli kömür ama burada takip eden fıkrada o yerlinin sonradan, daha önce imtiyaz almış olan yabancı ithal kömür santralleri için de bunun geçerli olacağını değerlendiriyoruz biz ve eğer öyle bir şey yoksa Sayın Bakan Yardımcısı burada, bize söyleyebilir.

Şimdi, normal şartlarda diyelim ki işte İSKEN imtiyaz sözleşmesi bittikten sonra nasıl oluyor? Normalde ürettiği elektriği normal piyasa şartlarında satıyor. Şimdi, Elektrik Piyasası Kanunu’nun temel amacı piyasada rekabeti sağlamaktır. Rekabeti sağlamak da nasıl olur? İşte, arz ve talebi serbest bırakacaksın ancak o şekilde piyasada bir rekabet sağlanabilir. Şimdi, aslında, bu tür alım garantileri verilmesi rekabetin önündeki en büyük engel normal şartlarda baktığımızda yani bütün bu düzenlemeleri, bütün bu bölünmeleri her aşamadaki özelleştirmelerin tamamını aslında piyasayı daha rekabetçi yapmak için yaptık fakat şimdi geldiğimiz noktada dediğim gibi bu kömür santrallerine…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - …bu şekilde, böyle bir bunlarla yeniden alım sözleşmesi, alım garantisi yapılması, imtiyaz sözleşmesi yapılmasını ben bir defa tamamen yanlış buluyorum. Bir de ne oldu? Mesela, şimdi, devletten aldıkları vardı, gerekli yatırımı yapmadılar, rekabetçi fiyattan mal üretemiyorlar ama şimdi, maliyet,artı belli bir kar marjıyla devlete satacaklar; bunun başka bir izahı yok arkadaşlar. Tekrar ediyorum: Özelleştirme adı altında alındı, özelleştirildi, belli bir süre devlete sattılar, ondan sonra gerekli yatırımı yapmadı, rekabetçi fiyattan mal üretemiyor, zaten yerli kömürün kalorifik değeri de düşük, ondan sonra… Fakat kimler bunlar? Limak, Kolin, Çelikler bilmem ne, bunları, bu isimleri biliyoruz bu firmaları, bunların elinde şu anda bu santraller. Ya, bakın, adrese teslim bir düzenleme yapılıyor burada. Bir yandan “Kirliliği önleyeceğiz.” bir yandan “Her şeyin yeşili, yeşili, yeşili.” diyoruz, “Şu kadar sıfır emisyon taahhütlerimiz var, uluslararası taahhütlerimiz var.” diyoruz, ya bir yandan da tutuyoruz, böyle bir şey olabilir ya, bir yandan da tutuyoruz, bunlarla bugüne kadar bir kısmıyla hiç yapılmamış olan bir şeyi yapıyoruz. Bir de iki gün önce de burada gelip “Biz sadece yenilenebilirde alım garantisi veriyoruz, diğerlerine vermiyoruz, geçmiş hükûmetler verdi.” deyip geçmiş hükûmetleri karalıyoruz. Ben böyle bir çelişki görmedim. Bakın, bu EÜAŞ… Şu anda sistemin kurulu gücünün yaklaşık yüzde 20’sinin EÜAŞ’ın elinde olması lazım, tüketimin de yüzde 25’ini filan EÜAŞ karşılıyor. EÜAŞ çok önemli bir kurum; en önemli şey de hidroelektrikleri var ya! EÜAŞ şakır şakır kâr etmesi gereken yani böyle en az 200-300 milyar lira yıllık belki kâr etmesi gereken bir kurum, zarar ediyor, Niye? Çünkü belli, işte genel aydınlatmaya yani şu genel aydınlatmada… Daha doğrusu kayıp kaçakta o taahhütleri düşüremediler, oradaki ayarlamayı yapabilmesi için EÜAŞ'ın dağıtım şirketlerine ucuz şey veriyor, ondan sonra genel aydınlatmaya 8 kat daha pahalı veriyor…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - …genel aydınlatmanın çünkü bedelini hazine karşıladığı için yani böyle hakikaten tuhaf bir durum var; dolayısıyla arkadaşlar, bunun… Bakın, çok net, inanarak söylüyorum, farklı görüşleri dinlemeyi çok arzu ederim yani bu şartlarda fiyatların düşmesi asla mümkün değildir, tam tersine fiyatlarda ciddi bir katılık yapacaktır.

Mesela şu soruyu da sormak istiyorum: Şimdi, bunlarla mesela nasıl yapacaksınız bu alım sözleşmesini? Alım garantisi, bir on yıl daha sözleşme; hangi fiyattan yapacaksınız, rekabeti nasıl sağlayacaksınız? Böyle bir şey yok. Çok yüksek maliyetle ki adam size zararına mal satmak için sözleşme yapmaz zaten; bu nasıl olacak? Dolayısıyla olması gereken şey ne? Piyasa mekanizmasını işletmek. Bu adamlar nasıl şu ana kadar öyle yapıyorlardı, piyasaya satıyorlardı, piyasaya yine o belli zamanlarda elektriğin pahalı olduğu zaman mı olur, ucuz olduğu zaman mı olur onu nasıl ayarlıyorlarsa o şekilde yapılması lazım yani burada şimdi görevli tedarik şirketine EÜAŞ’tan alma sistemi getiriliyor ve EÜAŞ buna düşük fiyatla verecek, piyasa fiyatının altında verecek, ondan sonra oradan da bir tekrar EÜAŞ’ın ciddi bir zararı olacak.

Şimdi, notlarım da çok fazla ama hakikaten baktığımız zaman bunun biz bir mantığını anlayabilmiş değiliz yani buna “arz güvenliği” filan denilmesin, bu arz güvenliği falan değil, az önce de ifade ettim yine kapasite mekanizması var yani hani sıkıntı olması durumunda hemen devreye girecek, özellikle doğal gaz santralleri var, biz bunların parasını ödüyoruz zaten, sistem çalışmıyor, orada yatıyor -ben bunu eleştirmek için söylemiyorum anlaşılması için söylüyorum- ama diyelim ki bir sıkıntı olmasının anında, biliyorsunuz doğal gaz santralleri hemen devreye girebiliyor, devreye girmesi için biz almadığımız enerji için orada zaten para veriyoruz. Dolayısıyla işin arz güvenliği boyutu bu değil, burada şu anda tercihini Hükûmet de yapmış durumda, doğru da bir tercih ve neye gidiyor? İşte, yenilenebilir enerjiye gidiyoruz; rüzgârdır, güneştir oraya gidiyoruz ama burada tutup şimdi, siz bu kadar kirli olan…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Buyurun.

ERHAN USTA (Samsun) - …hiçbir şekilde rekabetçi fiyattan mal üretemeyecek olan birisiyle alım sözleşmesini nasıl yapacaksınız, hangi fiyatla yapacaksınız ve fiyatı nasıl düşüreceksiniz? Tam tersine, bu, ya EÜAŞ’ın zararını da artıracak, başka bir şey olamaz, EÜAŞ eğer bunu maliyetine içerisine alıp da maliyetini paçallarsa EÜAŞ’ın zararı artar yani fiyata yansıtmadığı sürece. EÜAŞ’ın zarar etmesi diye bir şey olamaz yani şu anda Keban, Atatürk hepsi EÜAŞ’ın santralleri. Buralar neredeyse sıfır işletme maliyetiyle çalışıyor, yatırım maliyetinin amortismanı diye bir şey söz konusu değil, bedava elektrik yani şey açısından üretim açısından neredeyse bedava üretiliyor ama buna rağmen, bu tür şeylerden dolayı EÜAŞ’a zarar ettiriliyor, bundan sonra da EÜAŞ ciddi bir şekilde zarar edecektir. Yazık olur ve dediğim gibi Elektrik Piyasası Kanunu’nun tamamen amacının dışında bütün sistemi allak bullak edecek bir mekanizma daha işin içerisine katılmış olur diye değerlendiriyorum.