KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ERDEM (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakan, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Görüşmekte olduğumuz Millî Savunma Bakanlığı bütçesinin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Hiç şüphesiz bu ülkede yaşayan herkes için çok önem taşıyan ordumuzun bütçesini görüşeceğiz. Biz ordumuzun her zaman güçlü ve iyi olmasını isteriz ama maalesef ki AKP iktidarı yıllarında ordumuz yıldan yıla yıpratıldı, siyasetin içine çekildi; son günlerde yaşanan, ihracı istenen teğmenler konusu da bunun en belirgin örneği. Sayın Bakanım, soruyorum size: Bu teğmenler "Atatürk'ün askeriyiz." demekten başka ne yapmış?

Değerli arkadaşlar, 30 Ağustos günü Kara Harp Okulu mezuniyet töreninin resmî kısmı sona erdikten ve devlet erkânı ayrıldıktan hemen sonra okul 1'incisi Ebru Eroğlu ve 400 civarı teğmen subay andı içiyor. Bu ant 2022 yılına kadar resmî törenlerde de okunan, hatta 16 Ağustos 2024 tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında gerçekleştirilen resmî törende Sayın Bakanımın huzurunda okunan bir metin. Şimdi, bu metin ve "Atatürk'ün askeriyiz." sözü yüzünden bu teğmenler ihraç edilmek isteniyor. Neden? Çünkü disiplinsizlermiş. Resmî tören bittikten sonrası için bir emir var mı? Yok ama başka yerden, büyük yerden bir emir var; Sayın Cumhurbaşkanı 21'inci İmam Hatipliler Kurultayı'nda emri verdi, "Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlar temizlenecek." dedi. Tekrar söylüyorum: Sebep ne? Subaylık yemini etmek "Atatürk'ün askeriyim." demek... Sayın Bakan, bu askerler kimin askeri? Siz kimin askerisiniz, Mustafa Kemal'in değil mi? Bir açıklama yapıyorsunuz "Disiplinsizlikten TSK'yi yıpratmaya çalışmaktadırlar."

Şimdi, bakalım değerli arkadaşlar: "Cübbeli Amiral" lakabıyla Tuğamiral Mehmet Sarı'yı hepiniz hatırlıyorsunuz değil mi? Makam arabasıyla tarikat evine giden, askerî üniforması üzerindeki sarık ve cübbeyle fotoğrafları olan amiral. Bu arkadaşa ne oldu Sayın Bakanım? Ordudan atıldı m? Disipline gönderdiniz mi? Ben söyleyeyim: Hayır, tüm haklarıyla birlikte YAŞ kararıyla emekli edildi. 10 Kasım 2023'te Tuzla Piyade Okulunda düzenlenen törende yakalarına Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenleri uyaran diğer teğmenlere ordudan ayırılma cezası verildi. Ya Atatürk fotoğrafı takmayı reddedenlerle ilgili hangi işlem yapıldı? Atatürk fotoğrafı takmayan teğmenlerin "hubbi fillah" adı altında grup kurduğu daha önce de üstlerine bildirilmiş, bir cemaat yapılanmasından söz edilmiş. Bu konuda soruşturma var mı? Öğrenmek istiyoruz Sayın Bakanım.

Sayın Bakan, yandaş basın talimatla hedef gösteriyor -burada- siz Atatürkçü teğmenleri bu yandaş basının gösterdiği hedefle cezalandırmak istiyorsunuz. FETÖ'nün bu orduya nasıl girdiğini, bu ülkeye ve ordumuza nasıl zarar verdiğini hepimiz biliyoruz. Bugün başka tarikatlar orduda örgütleniyor; Nur cemaati en çok adı geçen tarikatlardan, bazı başka tarikatların da orduda örgütlendiği konusunda iddialar var. Sayın Bakan, bunlara, cemaatçilere gereğini yapın, Atatürkçü subaylara değil. Ergenekon'da, Balyoz'da FETÖ kumpasıyla Atatürkçü subaylar tasfiye edilip cezaevine atılmasa, orduda kalsaydı 15 Temmuz yaşanmazdı. Unutmayın Sayın Bakan, 15 Temmuzda bu ülkeyi Atatürkçü subaylar kurtardı.

Bu, ülkemizin gururu genç subaylarla ilgili kararın 25 Kasımda yani dün verileceği öne sürülüyordu, ileri bir tarihe ertelendi ama teğmenlerin Topçu Okulundaki tabur komutanını da görevden aldığınız yönünde haberler var. Bunlara sessiz kalmayacağız. Niyet olayı unutturmaksa, bu millet kahraman evlatlarını asla unutmaz Sayın Bakanım. Bizler sizin siyasi baskılara boyun eğmeden bu olayı genç teğmenler lehine sonuçlandıracağınızdan emin olmak istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bir diğer önemli konu YAŞ. Burada özellikle bireysel olarak terfi, emeklilik kararları konusu çok tartışmalıdır. Mevcut YAŞ yapısında Millî Eğitim Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı gibi TSK'nin görev ve sorumluluklarına yönelik yeterli bilgi birikimi olmayan isimler var. Türk Silahlı Kuvvetlerinin geleceğine yön verecek bu toplantılarda askerî kanatta sadece Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanı var. Bu mevcut yapı değiştirmelidir Sayın Bakan. Bu yapı siyasetin etki ettiği bir hâl almıştır. YAŞ'ta general, amiral ve subayların terfi ve emeklilik kararları görüşülen en önemli konulardan biri. TSK'nin önümüzdeki yıllarda yönetim kadrosunda yer alacak üst düzey yöneticilerinin kimler olacağına karar verilirken alınan kararlarda siyasi saiklerin ön planda olduğu yönünde iddialar ve eleştiriler var. Değerlendirmeye alınan subayların performanslarının, liyakat ve ehliyetlerinin herhangi bir değerlendirme kriteri olarak ele alınmadığı belirtiliyor. Personelin siyasi tercihleri, sosyal medya paylaşımlarının da belirleyici olduğu yönünde ciddi iddialar var. Yine, 2024 yılı itibarıyla emekli edilen 806 albaydan 600'ünün isteği dışında sadece Atatürkçü olarak nitelendirildiği için emekli edildiği öne sürülüyor. Bu konularda bir soruşturma var mı Sayın Bakanım? Bunu da merak ediyoruz. Göz bebeğimiz ordumuzu asıl bu olayları yıpratıyor. 2002 yılında ordumuza güven yüzde 77-80 arasındayken geçen yirmi iki yılda yüzde 19-20 seviyelerine geriledi. Buradan artık ders çıkarmak zorundayız.

Sayın Bakan, 15 Temmuz sonrası birtakım düzenlemeler oldu; Genelkurmay Başkanlığının yetkileri tırpanlandı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Millî Savunma Bakanlığına bağlandı, çıkarılan KHK'yle Genelkurmay Başkanının savaşta ve barışta komutanlıklara harbe hazırlanması için gerekli emirleri verme, planlama ve denetleme yetkisi elinden alındı. Asıl orduda disiplini bozan, emir komutayı aksatan bu uygulama değil midir Sayın Bakanım? Bugün siz o koltukta oturuyorsunuz, yarın bir başkası oturacak. Aynı zamanda siyasi bir partinin Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanının atamasıyla Bakan olan bir kişiye kuvvet komutanlarının bağlanması doğru değildir. Bu, aynı zamanda olası bir savaş durumunda koordinasyon sorunu ve zafiyet yaratacaktır. Bu konudaki uyarılarımızı lütfen dikkate alın.

Yine, 15 Temmuz sonrası askerî hastanelerimiz kapatılmıştı. Bunu daha önce de söyledik Sayın Bakanım, güçlü bir ordu için askerî sağlık sisteminin önemini vurguladık. Askerî tıp başlı başına bir uzmanlık alanıdır, çatışmalarda yaralanan askerlerimize yapılacak cerrahi müdahale de çok zor ve uzmanlık gerektiren bir konudur. Cephede ağır yaralanan askerler için dakikaların bile önemi olduğu düşünüldüğünde yaralıya kimin, nasıl ve hangi koşullarda müdahale edeceğini, hasta naklinin nasıl yapılacağını en iyi asker doktor ve personel bilir. Bu nedenle, askerî hastanelerin yeniden açılması için acilen bir adım atılması gerektiğini buradan tekrar vurgulamak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, Orta Doğu'da İsrail'in yürüttüğü kirli savaş var; Filistin ve Lübnan aylardır bombalar altında. Sayın Cumhurbaşkanı Meclis açılışında İsrail'in ülkemize saldırması gibi bir tehdidin olduğunu söyledi. Ardından, siz de İsrail'in Türkiye'ye saldırma ihtimali olduğunu belirterek Cumhurbaşkanının bir tehdit görmezse böyle bir uyarı yapmayacağını, üçüncü dünya savaşının her an çıkabileceğini söylediniz. Bunlar halkımızı endişeye sevk eden çok ciddi iddialar Sayın Bakanım. Sayın Erdoğan aynı zamanda iktidardaki partinin Genel Başkanı olarak siyaseten böyle söylemler yapabilir fakat siz bu ülkenin ordusunu temsil ediyorsunuz. O nedenle, bugün için endişelenmemizi gerektirecek somut bir tehdit var mı, yoksa sadece Cumhurbaşkanının korku siyasetini desteklemek üzere mi yaptınız bu açıklamayı? Bunu da bilmek istiyoruz.

Yine, değerli arkadaşlar, ülke olarak stratejik bir bölgedeyiz ve etrafımızda birçok tehdit mevcut. Peki, bunlara hazır mıyız? Biliyorsunuz, F-35 maceramız var, ABD'yle ortak F-35 üretim sürecine girdik; daha sonra savruk dış politikalar nedeniyle gittik Rus S-400 savunma sistemini satın aldık, bu nedenle F-35 programından çıkarıldık. Daha sonra ABD'den 20 milyar dolarlık 40 adet yeni savaş uçağı ve mevcut filonun yenilenmesi için de 79 adet F-16 modernizasyon kiti satın alma çabasına girdik, bunu da İsveç'i NATO üyeliğine onay verilmesi şartıyla kabul ettiler, sözleşme imzaladık. Sayın Bakanım, F-16'da hangi süreçteyiz? Bu kadar tehdit altındaki ülkemize 2 milyar dolar fazlaya mal olan S-400'ler aktif mi, savunma sistemine dâhil edildi mi? Bunu da bilmek istiyoruz.

Yine, askerlerimizin, hem üstsubaylarımızın hem astsubaylarımızın özlük haklarıyla ilgili düzenleme taleplerine kulak verirseniz ve destek olursanız seviniriz.

Sayın Bakanım, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bugün Millî Savunma Bakanısınız, eğer bugün, burada "Atatürk'ün askeriyim." diyemiyorsanız, "Atatürk'ün askeriyim." diyen subaylarımıza da ceza vermeyi düşünüyorsanız, unutmayın ki tarih boyunca toplumun vicdanının yargısına maruz kalacaksınız.

Son sözüm: Sayın Bakanım, hiçbir baba sözünü tutmayan evladını bir kerede evlatlıktan reddetmez; sizi iyi bir baba olmaya davet ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.