KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yılda 11,4 kez sağlık kurumuna gidişin 4,9'u şu anda birinci basamakta gerçekleşmekte. 2025 için bir hedef verilmiş, daha da artırılmış hedef ve "5,1" olarak belirlenmiş. Bu anlaşılabilir bir şey yani eğer hastaları birinci basamağa yönlendirmek istiyorsanız bu artış anlaşılabilir bir şey fakat baktığımızda birinci basamakta altyapı olarak bunu karşılayabilecek bir durum yok. Daha önceki Bakan Sayın Fahrettin Koca bir söz vermişti ve grup elemanlarının kadroya alınacağını söylemişti, hâlâ kadrolu değiller ve asgari ücretin altında alanlar var.

Yeni bir yönetmelik yayınlandı, sizin döneminizde yayınlandı: Aile Hekimliği Ödeme Yönetmeliği. Bunun bir amacı da aslında ikinci basamağa değil de birinci basamağa yönlendirmekti ama hedef puanlarla sistemi yöneten, güvencesiz, hasta gelse de gelmese de cezalandırılan bir sistem, anlaşılamamış bir sistem.

Oysa biz birinci basamakta örneğin obeziteyle mücadele etmeliyiz. Şu anda 15 yaş üstü obez ve obez öncesi yüzde 60'lara dayandı neredeyse; mesela, orada diyetisyen, fizyoterapist istihdamı düşünülebilir, şu anda evde bekleyen. Son üç yılda tansiyon ölçümü, kan şekeri ölçümü, kolesterol ölçümü daha az yapılmış, giderek artıyor. 15 yaş üstü kadınların yüzde 65'i hiç mamografi ve smear yaptırmamış. Kişi başı yılda 0,62 kez diş hekimine gidiliyor sadece yani yılda bir kez bile değil. Bunun için bir hedef koymayı düşünüyor musunuz mesela? Başlatılmış bir aile diş hekimliği uygulamamız vardı, ne oldu buna; tekrar uygulamaya alınacak mı, network genişletilecek mi? Atama bekleyen ağız ve diş sağlığı teknikerlerine, diş protez teknikerlerine ne oldu?

Birinci basamağa ayrılan bütçeyle bunları yapmamız zaten mümkün değil çünkü merkezî bütçenin sadece yüzde 6,9'u sağlığa; bunun da dörtte 1'i koruyucu hekimliğe, dörtte 3'ü tedavi ediciye ayrılmış vaziyette.

Tedavi edici hekimliğe baktığımızda ise şu an yılda 11,4 kez sağlık kurumuna gidiliyor, hedefi "11,9" olarak artırmışsınız ve burada şöyle çarpık bir yapılanma var: Biz, birinci basamağa yönlendireceğinizi düşünürken, birinci basamağa yüzde 4 artışlı bir hedef koymuşken, ikinci basamağa yüzde 4,4'lük bir artış koyduğunuzu görüyoruz yani ikinci basamağa yönlendirme devam ediyor sizin koyduğunuz hedeflerle.

Gurur duyduğunuz Merkezî Hastane Randevu Sistemi'yle şu an sadece hastaların yüzde 50'si gidebiliyor -randevu sistemiyle- kalan yarısı ya aciller üzerinden geliyor ya da eş dost aracılığıyla gidiyor. Sizce bu sistem çalışıyor mu? Önümüzdeki yıla koyduğunuz hedef yüzde 52. Şu anda 50 gerçekleşmiş, sadece yüzde 2'lik bir artış hedefliyorsunuz. Bu, sistemin çöktüğünün bir itirafı âdeta. Mutlaka acillerden polikliniğe... Yani acili poliklinik olarak kullanan hastaların oranını hesaplamalısınız, çok önemli.

Verimlilik ve kalite çok önemli. Şu anda yatak doluluk oranınız yüzde 56; çok düşük, verimli değil. Yatak devir hızınız 43,9 hasta; verimli değil, çok düşük. Yatak devir aralığınız 3,6 gün; çok yüksek ve verimli değil. Oysa toplum hasta. Yani bu verimsizliğe rağmen inme vakası son on beş yılda yüzde 73 artmış, akciğer kanseri yüzde 120 artmış, akciğer hastalıkları yüzde 50 artmış, meme kanseri kadınlarda yüzde 164 artmış, kadında iskemik kalp hastalığı yüzde 20 artmış, diyabet yüzde 170 artmış. Hasta bir toplum ama verimsiz kullanılan Sağlık Bakanlığı yatakları. Bunu düşünmeniz gerekiyor. Bunun için ne yapmamız gerekiyor? İnsana yatırım yapmanız gerekiyor. Verimlilik ancak insana yatırımla artar. Yaklaşık 40 sağlık meslek grubunda -sayacağım bunları- hemşireler, paramedikler, fizyoterapistler, diyetisyenler, diyaliz teknikerleri, evde bakım ve yaşlı bakım teknikerleri, psikologlar, odyologlar, ameliyathane ve anestezi teknikerleri, radyoloji ve laboratuvar teknikerleri, biyomedikal mühendisleri ve teknikerler, çocuk gelişimciler, tıbbi sekreterler ve sağlık yöneticileri; hepsi atanmayı bekliyor şu anda. Ne zaman bunların ataması gerçekleştirilecek ve ne zaman açıklanacak bu?

Son olarak -bitiyor sürem, azaldı- madde bağımlılığına yatırım yapmıyorsunuz. Tek ödenek, ayırdığınız ödeneğin sadece üçte 1'i kullanılıyor ve her yıl bunu yüzde 40 artırıp bir kısmını kullanıyorsunuz sadece.