| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Sağlık Bakanlığı b)Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c)Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç)Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 19 .11.2024 |
BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Bakan, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar ve değerli katılımcılar; hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sağlık vatandaşlarımızın en temel haklarından biri fakat maalesef ülkemizde sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük sorunlar yaşıyoruz. Bugün, burada, özellikle randevu sisteminde karşılaşılan problemleri ve sağlık altyapımızın yetersizliklerini somut örneklerle ele almak istiyorum.
Son dönemde Merkezi Hekim Randevu Sistemi vatandaşlarımız için hakikaten bir çözüm olmaktan ziyade, âdeta bir “survivor” yarışması gibi mücadeleye dönmüş durumda. Sabah namazıyla vatandaşlarımız kalkıp telefonlara sarılıyorlar, randevu almaya çalışıyorlar, saatlerce telefon başında bekliyorlar, sistem başında bekliyorlar, bilgisayarın başlarında bekliyorlar fakat bir çözüm bulamıyorlar; örneğin, İstanbul'da bir vatandaşımız çocuğuna ya da yaşlı annesine, babasına randevu alabilmek için aylarca beklemek zorunda kalıyor, Erzurum'da bir hasta kardiyoloji randevusu için şehir dışındaki bir hastaneye yönlendirilebiliyor. Bu gibi durumlar sağlık hizmetlerine erişimde büyük bir eşitsizlik yaratıyor. Muayene randevuları dışında ameliyat randevuları da yine aynı problemleri içeriyor. Kronik hastalıkların teşhis ve tedavisinde yaşanan gecikmeler hastalarımızın hayat kalitesini düşürmekle kalmıyor, sağlık sistemine olan güveni de zedeliyor.
Sağlık sistemimizdeki temel sorunlardan biri de hekim sayısındaki yetersizlik. OECD ve Avrupa Birliği ülkelerini kıyasladığımızda Türkiye'de 100 bin hastaya maalesef 228 hekim düşüyor. Bu rakam OECD'de de 310, Avrupa Birliğinde ise 400’ün oldukça gerisindedir; bu rakamların bayağı bir gerisinde kalıyoruz. Düşük hekim sayısı mevcut doktorlarımızın omuzlarına daha fazla yük bindiriyor, randevu almayı başaran vatandaşlarımız ise hastanelerde başka bir sorunla karşılaşıyor; yoğunluk ve uzun kuyruklar. Hastaneye gidip saatlerce muayene sırası bekleyen, tedavi için tekrar gün verilmesini kabullenmek zorunda kalan vatandaşlarımız da var. Bu esnada doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız ağır iş yükü nedeniyle oldukça hırpalanıyorlar; örneğin, bir hastane polikliniğinde günde 100 hastayı muayene etmek zorunda kalan hekimlerimiz var. Beş dakika, bazen de belki beş dakikadan daha az zaman ayırıyorlar tedavi için. Bu sürenin nitelikli bir sağlık hizmeti sunmak için yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz Sayın Bakanım. Doktor hastasıyla yeterince ilgilenemediği gerekçesiyle yakınları tarafından darp edilebiliyor, öldürülebiliyor, yararlanabiliyor.
Bütün bu bahsettiğim sıkıntılarla ilgili yüzlerce örnek verebiliriz ama hepimize hastane randevularıyla ilgili sayısını bilmediğimiz birçok talep geliyordur, muhakkak size de geliyordur, yakından tanık oluyoruz. Bahsettiğimiz bu sorunları çözebilmek için bazı önerilerimiz de var; mesela, sağlık altyapısının güçlendirilmesi, özellikle nüfus yoğunluğu yüksek bölgelerde yeni hastanelerin inşası elzem. Hastane kapasitelerinin artırılması ve uzman doktor sayısının yükseltilmesi bu sorunun çözümünde önemli bir adım olabilir. Dijitalleşmenin etkin kullanımı da önemli. MHRS sistemini daha kullanışlı hâle getirebiliriz. Randevu yoğunluğu önceden bir analiz edilebilir ve yapay zekâ tabanlı algoritmayla bu dağıtılabilir sistemde; örneğin, nüfus yoğunluğuna göre randevu sayılarının artırılması vatandaşlarımızın mağduriyetini azaltacaktır.
Sağlık çalışanlarının desteklenmesi de önemli. Doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın iş yükü hafifletilmeli, özlük hakları iyileştirilmelidir. Tıp fakültelerinin kapasitesinin artırılması da çok önemli. Türkiye'de tıp fakültelerinin kontenjanları artırılmalı ancak bu yapılırken tabii ki eğitim kalitesinden ödün verilmemeli. Ayrıca, genç doktorların yurt dışına göç etmesi büyük bir problem, önüne geçmek için özlük haklarında iyileştirme yapılabilir. Son yıllarda, özellikle de Almanya ve İngiltere'ye çok giden doktorumuz var, göç eden doktorumuz var; bu bizi, hepimizi üzüyor.
Bütçeden payın artırılması da önemli durumlardan bir tanesi. Sağlık hizmetlerine, özellikle personel istihdamına bütçede daha fazla pay ayrılmalı diye düşünüyoruz. Sadece büyük hastane binaları yapmak, içini ekipmanla doldurmakla yatırım olmuyor, sağlık çalışanlarına eğitim hayatları itibarıyla yatırım yapmak da gerekiyor. Sonuç olarak sağlık bir lütuf değil vatandaşlarımızın anayasal hakkıdır.
Sağlık hizmetine erişimde yaşanan her türlü aksaklık artık son bulmalı. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetine daha kolay ulaşabileceği, doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın hak ettiği koşullarda çalışacağı bir sistemi aziz milletimiz, Türk milleti hak etmektedir.
Teşekkür ediyorum.