KOMİSYON KONUŞMASI

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Bakanımıza ve ekibine de bu kapsamlı sunum ve bilgilendirme için çok çok teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz.

Elbette ki kadına şiddet dediğimiz zaman, kişisel, kişiler arası, ailesel, organizasyonel, yasal, politik ve çevresel düzlemde birçok faktörün neticesinde ortaya çıkmış bir problemden bahsediyoruz ve elbette ki bütüncül bir yaklaşımla bunu çözmek ve engellemek gerekiyor. Biz bugün bu katmanlardan yasal düzlemi konuşuyoruz sizin varlığınızla. Biz yasal alanda reform niteliğinde pek çok düzenlemeye imza attık, bu aslında bir iftihar vesilesi, 6284 de dâhil birçok reform niteliğinde kanunumuz var. Fakat yine görüyoruz ki kıymetli vekil arkadaşlarımın da değindiği gibi mükemmel bir kanunumuz olmasına rağmen, kadına şiddet problemi, bir kadının bile ölmesi tolere edilebilir bir şey olmadığına göre, ne yazık ki istediğimiz düzeyde çözülmüş değil.

Ben buna baktığım zaman, bir örnek de vereceğim aslında bununla ilgili. Tabii ki diğer katmanlar diğer bakanlıkları ilgilendiriyor ama yasal boyuttaki problemlere değineceğim zaman şunu söylemek istiyorum: Yani, mesela, bir hekim bir malpraktis yaparsa, bir hekimin ihmalinden dolayı bir hasta hayatını kaybeder veya yararlanırsa, sakat kalırsa mutlaka bunun bir yasal yaptırımı var. Fakat bakıyoruz, yasanın uygulanmasında bazen kolluk kuvvetlerinin, bazen de adalet kurumunun mensuplarının ihmalleri olabiliyor, bunları basına yansıyınca görebiliyoruz. Mesela, kadın aslında gerekli yasal prosedürleri yerine getirmiş ama bir şekilde, ihmaller zinciri neticesinde bazen yaralanmış, bazen hayatını kaybetmiş olabiliyor.

Hatta ben bir örnekten bahsederek, altı sene önce yaşanmış bir örnekten bahsederek buna değineceğim: Ukraynalı genç bir hanımefendi Türkiye'de çalışmaya gelmiş ve çalışan bir kadın, hasta bakıyor yani evlere gidip yaşlı bakıyor. Bir iş görüşmesi ilanı için, bu ilanı gören birisi, bir erkek -maalesef kadınlarla ilgili böyle etiketlemeler de var "Ukraynalı genç bir kadın, iş görüşmesi"- ona iş görüşmesi için randevu veriyor ve kadına ne yazık ki tecavüzle sonuçlanan bir cürümde bulunuyor ve bu kadın Türkiye'de kalma süresini aşmış, "deport" edilme riskine rağmen gidiyor kolluk kuvvetlerine, bunu rapor edecek. Bu kadın benim danışmanımın tanıdığı olduğu için bir şekilde ben bu olaya vâkıf oluyorum ve çok yakından takip ettiğim bir süreçti. Bu kadın yani korkunç bir travmanın üzerine bir de "deport" edilme kalma sürecini aştığı için gözaltına alınıyor ve nöbetçi savcı da bu kadını muhtemelen şu saikle "Bu kadın zaten, işte, bir yerden gelmiş, genç bir kadın, bir erkekle özel ne görüşebilir?" hani, ne derler, böyle çirkin bir ön yargıyla aslında bu kadının bu travmasına hak etmediği bir süreç daha ekliyor. O zaman, bu, nöbetçi savcının yol açtığı bir şeydi. Ben ertesi gün hemen dosyaya bakacak savcıyla görüştüm. Fakat nöbetçi savcı bu yanlışı işlemiş. Yani, mesela, nöbetçi doktor bir yanlış işlediği zaman bunun bir yaptırımı var, bir hastaya zarar verdiği zaman. Ben o zaman dosyaya bakacak savcıyla konuştuğum zaman tam bir kadın dostu, gerçekten diğer savcının tam tersi birisi ve hep öyle çalışmış yani değil tecavüze karşı bir müsamahası olsun, en ufak bir sözlü -ki bu da kadına şiddettir ve mutlaka cezası olmalıdır- bir sarkıntılığa bile hiç tahammülü olmayan birisi. Sürecin daha sonra, benim de çok uğraşlarımla, o savcıyla da takip edip başka bir yöne evrilmesini sağlayabilmiştik.

Benim burada sormak istediğim: Evet, kanunumuz güzel fakat bu kanunu uygulamada kolluk kuvvetlerinin ve adalet kurumu mensuplarının bazen yaptığı yanlışların bir yaptırımı olması... Mesela, sosyal medyaya bir şey aksediyor, bakıyoruz, o konunun savcısı ya da hâkimi veya kolluk kuvveti bir ihmali varsa bunun bedelini ödüyor mu? Bunun bedelini ödeyecek bir mekanizma var mı, yasal bir yaptırım var mı? Bence bu olmalı ve takip edilmeli. Mutlaka vardır belki iç soruşturmalar vesaire ama daha ciddiyetle takip edilse bu güzel kanunumuzun çok daha ciddiyetle uygulanacağını ve önleyicilik konusunda da daha etkin bir rol oynayacağını düşünüyorum.

Bir de birçok milletvekili arkadaşımızın da dile getirdiği gibi, uzaklaştırma sürecinde, hatta bazen mahkemeye giderken bile kadın şiddete uğrayabiliyor, bazen hayatını kaybedebiliyor. Uzaklaştırma sürecinde de aksayan bazı mekanizmalar olduğuna işaret ediyor bu çünkü zaten bu şiddetin rehabilite edilebilen boyutu maalesef az yani pedofili hastaları nasıl bir şekilde rehabilite edilemiyorsa, 10 kere de rehabilite edilse yine o cürümü işliyorsa bu döngüsel şiddet failleri de genelde çok az nispette rehabilite edilebiliyor. Şimdi, uzaklaştırıldığı zaman zaten bir nevi hasta olan bu fail iyice çıldırıyor "Uzaklaştım, evim yok, falan filan." diye daha şiddetli bir cürüme tevessül edebiliyor ya da işleyebiliyor. Burada da aksayan bir mekanizma olduğunu düşünüyorum yani bu kişinin uzaklaştırmanın ötesinde çok yakın takip edilmesi, belki zorunlu bir rehabilitasyon ya da başka bir şeye tutulması veya buna belki barınacak -bilemiyorum- bir yer sağlanması gibi bu mekanizmada aksayan şeylerin de değerlendirilmesinin faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Çok çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum..