MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Çok teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlar, değerli Cumhurbaşkanı Yardımcımız, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.

Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcım, Diyanet İşleri Başkanlığında Pendik'te Uluçınar Camisi'nde İmam Halil Konakçı; sosyal medyada aynen bana şöyle söylüyor: "Mahmut Tanal isimli başıboş, PKK'lı ortaklarından öğrenmiş, imanla uzaktan yakından alakası olmayan başıboş Tanal..." şeklinde devam ediyor, hakaret ediyor, küfrediyor. Şikâyet ediyoruz. Diyanet İşlerinin verdiği cevap: "Efendim, bunu siz yargıya taşımışsınız, biz bunun sonucunu bekliyoruz." Yani Diyanet, bu 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na bugüne kadar tabi olan her kişi... Her sosyal medya bir basın açıklamasıdır. Yani nereden geldi bu kadar? Yani bu ileride hakikaten Diyanetin de başına bela olacak, Türkiye'nin başına bela olacak, gelişigüzel, dini kullanarak, bulunduğu mevkiyi kullanarak hem dinî değerlerimizle oynayan bir personeliniz. Sizden istirham ediyorum. Yani kimin imanlı olup olmadığını bu mu biliyor? Diyanet niye bir işlem yapmıyor? Bu, birinci sorum.

İkinci konu, benim sizden istirhamım: Biraz önce MİT Müsteşarlığının Yardımcısı buradaydı, kendisine şunu söyledim, dedim ki: "Suriye'nin bayrağı kaç yıldızlı?" Baktılar kendileri; Değerli Başkanım, Suriye'nin bayrağı 2 yıldızlı, Özgür Suriye Ordusunun bayrağı 3 yıldızlı. Ben Şanlıurfa ili Milletvekiliyim; Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesinde, bizim sınırlarımız içerisinde, hatta 30 kilometre içeri girmişiz, orada Özgür Suriye Ordusunun 3 yıldızlı bayrağı asılı; resimler, hepsi burada bende. Şimdi, peki, Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcım, biz Özgür Suriye Ordusunun bayrağını oraya, o sınırlardan biz geçerek kabul etmekle, biz böyle bir devlet mi kabul ettik? Devletler hukukunu gayet rahat hukuk fakültesinde öğrendik ve çok iyi biliyorum. Yani bizim o bayrağı kabul etmemiz öyle bir devleti tanıma anlamına geliyor. Sizden istirham ediyorum. Yani eğer böyle bir devletin varlığı varsa, böyle bir tanımamız varsa Türkiye Büyük Millet Meclisi niye bundan habersiz? Bunların aydınlığa kavuşmasında fayda var.

Şimdi, gelelim sizin... Evet, Kıbrıs'la ilgili yatırımları yaptınız; bunlara kesinlikle karşı değiliz, iyi yapmışız, iyi ki yapmışız ama buna ilave olarak yani Kıbrıs'taki Mesarya Ovası'na sulama iletim hattını götürürken, benim Şanlıurfa ilimin Bozova ilçesi, Hilvan ilçesi, Siverek ilçesi, Viranşehir ilçesi, Halfeti ilçesine niye bu hizmeti götürmüyorsunuz? "Önce can sonra canan." demezler mi? Yine aynı şekilde yani burada, efendim, Kıbrıs'la ilgili bu yatırımları yapmamız -oraya yapılacak olan sulama birliği açısından demişsiniz- güzel. Peki, GAP projesinin bitmesiyle Güneydoğu'ya komple bir yatırım gelmeyecek mi? Aynı şekilde, yine "Kuzey Kıbrıs sağlık, eğitim ve sulama"yı demişsiniz. Peki, Şanlıurfa'nın eğitimi? Şu anda sınıflarımız -Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bölgenin insanısınız, bölgeyi, biliyorsunuz- 50-60 kişiden aşağı değil, hastanelerimiz yetersiz, eğitim kurumlarımız yetersiz, sulama birliği yetersiz. Yani, biz sizin Kıbrıs'a uygulamış olduğunuz hukuku Şanlıurfa'da istiyoruz, Kıbrıs hukukunu biz istiyoruz Şanlıurfa'da yani onlara yaptığınız yatırımlar neyse aynısını istiyoruz. Demişsiniz ki: "Efendim, bölgesel kalkınma ve eşitsizlik açısından Kıbrıs'a eğer yatırım yapılırsa buradaki eşitsizlik gider." Peki, Şanlıurfa'ya da yatırımı yapın da Şanlıurfa'nın GAP projesini bitirin de yani buradaki bölgesel eşitsizliklerimiz de bitsin.

Ben, sizin hazırlamış olduğunuz projede, efendim, mevsimlik tarım işçileriyle ilgili... Şanlıurfa'nın kaderi mi; 81 ilimiz var, 73 ilimize Şanlıurfa'dan mevsimlik tarım işçisi gönderiyoruz. Sizden istirham ediyoruz; bunların bitmesini istiyorum.

Düşünce ve ifade özgürlüğü açısından... Genel Başkanımız bugün cezaevinde tutuklu bulunan Ahmet Özer Bey'i ziyarete gitti, ziyaret sonrasında yapılan açıklamadan sonra hemen soruşturma başlatıldı. Sizden istirham ediyorum. Siz yasaklara karşı olarak geldiniz, bu yasaklarla iktidar gidecek gerçekten. Doğru bir hadise değil. Düşünce ve ifade özgürlüğüne sonuna kadar tahammül etmek lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bitiriyorum Başkanım, çok özür dilerim.

Ve son cümle şu: değerli Cumhurbaşkanı Yardımcısı siz bu bölgenin insanısınız. Şimdi, bölgede herkese gidiyorsunuz, ziyaretine gidiyorsunuz, taziyesine gidiyorsunuz ve bu taziyelere gitmek, vesaire, insani bir şey; taziye yaşayana yapılıyor, ölüye değil ki. Şimdi, Leyla Zana kararı var; 9 teröristin cenazesine gidiyor, beraat kararı veriliyor. Aynı şekilde, Osman Baydemir kararı var; o da teröristin cenazesini ambulansla taşıyor, yine beraat kararı var.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Toparlayalım Sayın Tanal.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bitiriyorum Başkanım, özür diliyorum.

Değerli Cumhurbaşkanı Vekilim, siz de gittiniz bazı cenazelere, ismini şu anda söylemek istemiyorum. Peki, siz gidince bir şey olmuyor da biz gidince "terörist" oluyoruz. Sizden istirham ediyorum; biz bölgede...

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sağ olun. Sayın Yegin bekliyor. Sayın Tanal bitti. Anlaşılmıştır konu.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bakın, siz de gittiniz, biliyorum, bende listesi var. Sizden istirham ediyorum; eğer hukukun birliği olursa, hukukun üstünlüğü olursa demokrasi, adalet tecelli olur. Bizim meramımız budur.

Söz verdiğiniz için teşekkür ediyorum.