KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Başkan, Değerli Komisyon üyeleri ve misafirlerimiz; hepiniz hoş geldiniz. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Ben geneli üzerine üç madde söylemek istiyorum. Ben böyle bir şey geldiğinde açıkçası görmek istediğim ilk şey... Kamuya sözleşmeli personel atandığında, daimî kadroya, memur kadrosuna geçerken bir 3+1 kuralımız var biliyorsunuz şu anda ve bu konuda çok büyük mağduriyetler yaşanıyor. Ben açıkçası bu geldiğinde elime ilk ona çevirip baktım, acaba bu mağduriyetin giderilmesi için herhangi bir şey yapılmış mı diye ama maalesef göremedim. Özellikle sağlıkçı olduğum için, hemşirelik konusunda, bu konuda çok büyük bir mağduriyet yaşanıyor. Bu atamalar sonrasında üç yıl farklı bir şehirde yaşamak -hemşirelik kadın ağırlıklı bir grup biliyorsunuz- özellikle aile bütünlüğünü bozan ve kadınların, bu hemşirelerin işten kopmasını teşvik eden bir durum hâline gelmiş vaziyette. Çok sayıda işten ayrılma mevcut ve sağlık sisteminde de derin yaralar açıyor yani ben ağırlıklı olarak bu grubu takip ettiğim için ama tüm gruplarda artık hepinizin bildiği gibi bir barınma krizi yaşıyoruz. İki farklı ilde kiralık ev tutma, iki farklı ile gidip gelirkenki ulaşım masrafları artık sürdürülebilir değil ve bu noktada da kopan genellikle kadınlar oluyor iş yaşantısında. O yüzden, ben sayın yetkililer de buradayken özellikle rica ediyorum, 3+1 çalışma kuralının -bu konuda bir kanun teklifim de var benim 1+1 şeklinde değiştirilmesi yönünde- kadınları özellikle vuruyor bu konu, lütfen bunun da gündeme getirilmesi... Burada bunu göremedim.

İkinci konu, doğum borçlanması. Yıllar içinde dönem dönem hep bu gündeme gelir biliyorsunuz Sayın Başkanım, hep gündemdedir ama özellikle bu dönemde doğum borçlanması, biliyorsunuz, sigorta girişinden sonraki doğumlar için iki yıl boyunca, doğumdan sonraki iki yıl boyunca borçlanmayı kapsıyor. Oysa bizim bunu mutlaka yine kadının iş yaşamındaki fırsat eşitsizliğinin giderilmesi için sigortalanma öncesine de almamız gerekiyor, tıpkı erkekler için askerlikte yapıldığı gibi. Sigorta öncesindeki askerlikte erkeklere nasıl bu hak veriliyorsa kadınlara da bu hakkın verilmesi gerekiyor. Bu, hem kadının istihdama teşviki için hem de aslında şu anda yürütülen... Biliyorsunuz, doğurganlık hızında bir düşüş var, 1,51 nedeniyle birtakım eylem planları düşünülüyor, Aile Bakanlığında da Sağlık Bakanlığında da yapıldığını duyuyorum. Bu, aslında onun da önünü açabilecek bir teşvik programından bir tanesi de olabilir çünkü insanlar gerçekten...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Önerinizi bir tekrar alabilir miyim ben, kaçırdım da?

AYLİN YAMAN (Ankara) - Doğum borçlanması mı?

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Doğum borçlanması.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Doğum borçlanması.

Sigortalılık öncesindeki dönemi de kapsayan yani sigortalanmadan önceki doğumu... Çünkü doğum yapan kadın iş hayatına mecburen geç katılabiliyor yani o istihdamın önünde önemli bir engel ama bu, kadının doğum yapmasını da teşvik edebilecek bir durum olabilir. Dolayısıyla, benim sizden özel ricam, doğumun teşviki için bu da gündeme getirilebilir hem de kadının fırsat eşitsizliğinin de önüne geçecek bir şey; bu ikisini de görmeyi beklerdim.

Son söyleyeceğim şey, madde geldiğinde de zaten konuşuruz ama... Aile hekimliği için üzüldüğüm nokta şu: Aile hekimlerinin sorunu para değil aslında yani şu anda konan sistemin "Onlara bir fazladan gelir verelim de bu işi sakinleştirelim." mantığı doğru değil, bence bir meslek grubunu da rencide eden bir yaklaşım. Burada meslek onuru var yani aile hekimliği çok önemli bir rolü üstleniyor, koruyucu hekimlik. Ona işte mesai saatleri dışında bu tamamlayıcı tıp uygulamalarını vermek, hani "Oradan biraz para kazan..." Bu değil yani bizim bakış açımız -hani o işe karşıyım, o ayrı ama- bu değil. Yani "Her şeyi parayla çözerim." mantığını bizim ortadan kaldırmamız lazım. Sistemsel bir sorundan bahsediyoruz. Evet, basamaklandırmayı biz de istiyoruz ama biz ücretsiz sağlık sisteminden bahsediyoruz yani burada birtakım işte katılım paylarını yükselterek insanların gidişini engellemek filan gibi bir çözüm değil ve aile hekimlerine ekstra para vermek gibi bir çözüm değil, "Nereden para kazanırlar?" değil; onurlu, gerçekten koruyucu hekimliğe yakışan, mantıklı bir nüfus sayısında -şu anda 3.500'leri geçti sanırım- önce bir kademeli olarak nüfusu artırıp ama özlük haklarını da devletin artıracağı -bu yan yollarla değil- bir sistem kurulması gerekiyor. Bu notu da başında düşmek istedim. Madde geldiğinde zaten tekrar konuşuruz.

Teşekkür ediyorum.