KOMİSYON KONUŞMASI

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bilindiği üzere, yüz yıldan eski bir devlet pratiği gözaltında kayıplar ve cezasızlık politikası. Yargı baskısı, polis şiddeti eşliğinde de olsa kayıplar için sürdürülen hakikat mücadelesi devam ediyor ve belli ki son kayıp bulunana kadar ve son fail cezalandırılana kadar bu devam edecektir. Türkiye'nin yüz yılına damga vuran en önemli insan hakları sorunlarından biri de insanlığa karşı suçlar bağlamında tanımlanan ve muhalifleri yok etmek, toplumda korku ve belirsizlik yaratarak mücadeleden vazgeçirmek amacıyla uygulanan gözaltılar ve zorla kaybettirmeler ve bu suça ilişkin kalın cezasızlık zırhıdır. Türkiye'deki durum da pek farklı değil. İnsanlığa karşı suça maruz kalanların oranı suçun yaygınlığını göstermek bakımından önemlidir tabii ki ancak "Kaç kişi kaybedilmiştir bugüne kadar?" sorusuna net sayı vermek zor çünkü devlet arşivleri açılmıyor bu konuda. Bu alanda en uzun soluklu çalışmayı yürütmekte olan İnsan Hakları Derneği dahi başlangıçta başvurular üzerine yaptığı tespitler konusunda herhangi bir ihtilaf oluşmaması için sayısal verileri açıklarken bugün resmî makamlarca da teyit edilmiş bilgileri öne almaktadır. Bu nedenle sayısal verilerde kimi değişiklikler ve farklılıklar, kurumların farklı sayılar içeren açıklamaları anlayışla karşılanmalıdır ki sayıyı aynı tarihlerde İnsan Hakları Derneği 1.388; Hafıza Merkezi 1.352 olarak açıklamıştır. Yine, Hafıza Merkezinin "İç Hukuk Süreçlerinin Seyri" başlıklı çalışması bugüne kadar zorla kaybedilen 344 kişinin hukuki dosyalarına ulaşıldığını belirtiyor. Bu veriler üzerinden yaptığımız incelemelerde 218 kişinin kaybedilmesine dair soruşturmalar sürüncemede kaldığı -yüzde 63- 24 kişiyle ilgili soruşturmanın zaman aşımı kararıyla sonlandırıldığı -bu da yüzde 7- ve 18 kişiyle ilgili soruşturmada ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar sonucu dava açılmadığını gördük -yüzde 5- 84 kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili davalar ise yüzde 24. Toplam 15 dava açılmış bunlarla ilgili. Bu davalardan 36 kişinin zorla kaybedilmesini içeren 8 davada beraat kararı verildi, 46 kişiyle ilgili açılan 5 dava da hâlâ devam ediyor. Bir başka deyişle "1990'lardan bugüne otuz yıllık süre zarfında yapılan 344 şikâyete ancak 2 mahkûmiyet getirildi." denilerek aslında ne kadar vahim bir tabloyla, bir cezasızlık politikasıyla karşı karşıya kaldığımız gözler önüne seriliyor.

"İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı işlemez." kuralı... Türk Ceza Kanunu'nun "insanlığa karşı suçlar" başlıklı 77'nci maddesinde bu suçlar sayılırken gözaltında ve zorla kaybetme suçu belirtilmemiştir. Uygulamada gözaltında kaybetme olaylarına suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanuna göre kasten öldürme suçuna dair zaman aşımı kuralı uygulanmakta, yirmi yıl veya her halükârda otuz yıl geçince dosyalar zaman aşımına uğramakta ve kapatılmaktadır.

Şimdi, Sayın Bakan, buna ilişkin birkaç örnek vermek istiyorum: Dargeçit JİTEM dosyası; 30 Ekim 1995 tarihi ile 8 Kasım 1995 tarihi arasında Süleyman Seyhan, Mehmet Emin Aslan, Nedim Akyön, Davut Altınkaynak -ki bu 13 yaşında- Seyhan Doğan adlı kişiler resmî gözaltı işlemi yapılmaksızın fiilen gözaltına alınarak işkence edilip bir süre sonra öldürüldü. İşte, bu Davut Altınkaynak'la ilgili Dargeçit belgeseli bugün gösterimde olacak. Yönetmenliğini Berke Baş'ın yaptığı film, Hafıza Merkezi tarafından Büyülü Fener Sinemasında saat 19.00'da tekrar gösterilecek, sizi oraya davet ediyorum çünkü bu dosyanın soruşturma aşamasında, o "faili meçhul" diye geçen dosyada kuyuları bizzat bir avukat olarak takip ettim ve Dargeçit dosyasında failler yargılanmadı, beraatle sonuçlandı, etkili bir soruşturma da yapılmadı, etkili bir yargılamada yapılmadı. Davut'un babası yaklaşık 20 metrelik bir kuyuda kendi çocuğunun kemiğini çıkarmak zorunda kaldı. İşte, bu nedenle bununla yüzleşmek gerekiyor. Bu Dargeçit dosyasında önerimdir, muhakkak soruşturmayı okumanız gerekiyor çünkü orada bu usulsüzlükleri tespit eden Uzman Çavuş Bilal Batırır kendi komutanları tarafından kazan dairesinde bu olayları açıklayacağı şüphesiyle kelepçelenip diri diri yakıldı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Tanhan.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Bitiriyorum Başkan.

BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Tanhan, 3 kişi daha var sırada.

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Buna ilişkin mağdurun beyanları dosya içerisinde mevcut ve buna rağmen bunlar yargılanmadı. Ne yazık ki iktidar partisinden bu kişi belediye başkanı yapıldı. Bu hususu özellikle arz etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.