Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/278) ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/277) ile Sayıştay tezkereleri a)Dışişleri Bakanlığı b)Avrupa Birliği Başkanlığı c)Türk Akreditasyon Kurumu ç)Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 21 .11.2024 |
SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, Dışişleri Bakanlığının değerli temsilcileri, değerli Komisyon üyeleri, değerli basın emekçileri, değerli katılımcılar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Beş dakikalık bir süre çoğu zaman derdimizi ifade etmeye yetmiyor ve burada çok fazla güvenlik, savunma, güvenlik kapasitesinin artırılması temelinde bir dil kullanılıyor. Mümkünse biraz bunun dışında bir dille de bu konulara bakılabileceğini hatırlatmak isterim.
Sayın Bakan başlarken "360 derece dış politika" gibi bir ifade kullandı. Dışişlerinin bütünlüklü dış politikasını ifade etmek üzere kullandığı bir ifadeydi bu. Fırsatlardan söz ediliyor sık sık. Nitekim, fırsat, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da sık sık ifade ettiği bir şey fakat bu bütünlüklü dış politikayı 360 dereceyle ifade etmek biraz metaforik olarak da manidar görünüyor ve bunun sanırım en iyi göründüğü yer de Suriye meselesi. Suriye'ye baktığımızda bunu görüyoruz, oraya dönük dış politikamızda, Orta Doğu'daki dış politikamızda görüyoruz.
Ben, işte bu güvenlik dışındaki bir dil derken aklıma bir Suriyeli genç kadının, aslında duyduğumdan beri aklımdan hiç çıkmamış, oturup üzerine bir yazı yazmış olduğum sözünü hatırlatarak devam etmek istiyorum. Bir böyle kısa film yapmıştı ve onu seslendirmişti, bir yerinde şöyle bir şey diyordu ki: "Lütfen, lütfen, Suriye'nin, o güzel ülkenin, bir zamanlar yasemin ve fıstık kokan bir ülke olduğunu asla unutmayalım."
Şimdi, Suriye politikamıza bakıyoruz, dön dolaş sahiden 360 dereceyi tanımlar bir biçimde geldiğimiz noktaya, işte yavaş yavaş "Kardeşim Esat" noktasına geliyor fakat dön dolaş 360 derece -matematiğim çok iyi değildir ama- döndüğünüz yere geldiğinizde, geri geldiğinizde aslında hep geri bir noktaya da gelmiş olursunuz ve o noktada koskoca bir enkaz var, muazzam bir enkaz var. O enkazda artık o sözlerin sahibi genç kadın bile yasemin ve fıstık kokularını hatırlamıyor. Türkiye'nin bu politikayla "O gün öyleydi, bugün böyleydi, fırsat pencereleriydi." dışında bir dille hesaplaşması gerekiyor ve bu hesaplaşma ne yapıldı ne yapılacak. Biz bu hesaplaşmayı da bunları hatırlayın, bunlardan hicap duyun diye söylemiyoruz. Bu hatırlama bundan sonrasına, geleceğe yön verecek bir hatırlama olacak. Ben bu cihetle buna değinmek istedim açıkçası.
Biz, Suriye'de barışçı, demokratik bir rejimin olması için çalışmadık. Biz hep böyle bu fantastik Türk dizilerinin işte Neoosmanlıcı hamleleriyle, bir yayılma politikasıyla, bir fetih duygusuyla buralara baktık. Bunun aksini gösteren hiçbir veri bugün elimizde yok. Ne iç barışa ne dış barışa hizmet eden bir şey orada olmadı. Bunun yerine bu bütünlüklü dış politikayı tamamen boşa çıkaran, bütünlüklü 360 derece dış politikayla hiçbir biçimde bağdaşmayan, dış politikayı iç politika için araçsallaştırmak, düşmanlar yaratmak ama o düşmanlarla da şahane ilişkileri dışarıda sürdürmek; gördüğümüz şey budur. Bunu burada bırakacağım.
Savunmayla, güvenlik kapasitesini, nükleer kapasiteyi artırmakla ne içeride ne barışta fırsat pencereleri yakalanamaz. Tek fırsat barıştır. Ben bunu üyesi olduğum dış komisyonlarda, yeri geliyor Avrupalılara çöken Avrupa idealini eleştirerek hatırlatıyorum. Orada da bir tutarlılıkla yeri geldiğinde onlara da bunu söylüyorum: Avrupa ideali çöküyor; sizin özellikle Gazze soykırımına gözünüzü kapatan yaklaşımınızla da bu ideal büyük zarar görüyor diyorum. Ama, bunun karşılığında gelip burada sırtını tamamen Batı değerlerine, felsefesinde, kültüründe, eğitiminde temellenmiş binlerce yıllık değerlerine sırtını dönüp BRICS'ten briket kapmaya çalışmakla olmuyor. Elbette ki oralara da açık olunacak ama bizlerin evimize koyacağımız bir briket bugüne kadar oralarda, o otoriter rejimlerde olmadı, bundan sonra da olmayacak.
Dışişlerinde benim aslında eleştirmek isteyeceğim çok şey var. Bakıyoruz, sadece 32 Genel Müdürlüğün 16'sı Millî İstihbarat Teşkilatından, neden?