YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Bakan, kıymetli bürokratlar; ben hemen bir konuya girmek istiyorum: Polislerimizin ücret yetersizliği başta olmak üzere, taltif adaletsizliği, ek görev, dış görev ve yolluk ücretlerinin çok düşük olması gibi özlük haklarıyla ilgili sorunları iyileştirme beklemektedir. Uygun olmayan mesai saatleri, mesainin hemen sonrasındaki ek görevler ve çalışma ortamı yeniden gözden geçirilmelidir. 2'nci şark tayininde ve genel olarak tayinlerde adaletsiz bir dağılımdan söz edilmektedir. Suçu önlemek, suçluların yakalanmasını sağlamak ve bu kişileri hakkıyla yargıya teslim etmek için kolluk kuvvetlerimizi oluşturan polislerimizin kişisel veya aile hayatlarında özellikle geçim sıkıntısı gibi insan psikolojisini birinci derecede etkileyen sorunların kesinlikle olmaması gerekir. Polisimiz için tabii ki her şey maddiyat da değildir, hiç kuşkusuz maddi olmayan sorunlar da vardır; can güvenliği başta olmak üzere, yukarıda da vurguladığımız gibi, tayin, ek görev ve ailevi sorunlardan kaynaklanan motivasyon eksikliği bunların arasında sayılmaktadır. Azımsanmayacak kadar rastlamaya başladığımız polis intihar vakaları, güvenlik görevlilerimizin yaşadığı psikolojik travmaların da ne yazık ki arttığını gösteriyor.

Sayın Bakan, AK PARTİ iktidarında liyakat sorunu maalesef teşkilatlarınızda da karşımıza çıkmaktadır; özellikle amir, memur alımları ve terfilerde liyakat konusunun geçer akçe olmadığı, siyaseten tavassut, torpil, kayırma gibi idari sistemimize bulaşmış olan hastalığın kurumunuzda da yaşandığı biliniyor, isterseniz bu hazin gerçeği kurumunuz bünyesinde bulunan her memurdan da dinleyebilirsiniz. 2011 yılında amir olarak istihdam edilen ve 2019 yılında bir kısmı ihtiyaca binaen komiser rütbesine terfi ettirilen başpolis konumundaki memurların bu arada oluşan sekiz yıllık kıdem terfi sorunları hâlen daha çözülebilmiş değildir.

Bir başka ve aslında çok önemli bir sorun da şudur: Mevcut iktidar partisi il başkanlarının kendilerini neredeyse vali ve emniyet müdürlerinden de üstte görüp, onlara âdeta talimat verir bir pozisyonda görmeleridir. Buna neden olan da aslında iktidar siyasetindeki güç zehirlenmesidir. Bu bağlamda, siyasetin polisin hareket kabiliyetine müdahalesi, polislerin asli görevinin dışında, tebligat işleri, özel kişi, kuruluş ve organizasyonlarda koruma, adres tespiti, hasta nakli gibi konularda görevlendirilmesi kabul edilemez.

Çalışma saatleriyle ilgili olarak da bir talebi dile getirmekte fayda var: Polisimizin 12/36 vardiya sistemine göre çalışmasıyla ilgili var olan talimatın hâlen birçok ilde hayata geçirilmediğini belirtiyor ve bu konuda yaşanan aksaklıkların giderilmesini istiyoruz.

Efendim, son olarak iki konuyu dile getiriyorum.

10'un üzerinde soru önergesi verdim Bakanlığınıza, özellikle yerel yönetimlerde, Bursa özelinde de Bursa Büyükşehir Belediyesinde ve bazı belediyelerde yaşanan yolsuzluklarla ilgili. Bir türlü cevap alamıyoruz.

Diğer taraftan, polislerin sendika hakkı en insani, anayasal ve demokratik bir haktır; dünyada da OECD ülkelerinde, AB ülkelerinde de uygulanmaktadır. Ben de öğretmen ve eski bir sendikacı olarak, alanda sürekli de beraber olduğumuz polis memurlarının da -zaten 4688 sayılı Yasa grev hakkı vermiyor, yalnızca kendi özlük hakları, mesleki gelişimleriyle alakalı- böyle bir teşkilata ihtiyacı olduğu muhakkâktır. Anayasa Mahkemesi, bu konuyla alakalı 4688'in içerisindeki madde aleyhine açılan davada her ne kadar ret oyu verdiyse de 5 üye aleyhte şerh yazmıştı. Bu konunun yeniden değerlendirilmesini de talep ediyoruz.

Teşekkür ediyorum, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.